Translate.vc / Spanish → Turkish / Lifetime
Lifetime translate Turkish
107 parallel translation
# Even... If we stay together # Our whole lifetime through
* Hatta beraber olsak... * * tüm hayatımız boyunca *
# Now I've listened to # Some troubles in my lifetime
* Hayatım boyunca çok dert dinledim *
# Our whole lifetime through
* Bir hayat boyunca * - Sefertasınıza GooGoo koyun.
# Even if we stay together # Our whole lifetime through
* Hatta beraber olsak... * * tüm hayatımız boyunca *
Ni por un pase de por vida a las canchas de polo.
Not for a lifetime pass to the polo grounds.
Y tú y las chicas se pueden sentar para ver algo en el canal Lifetime.
Ondan sonra sen ve kızlar yemeğe saldırıp Lifetime'da bir şeyler izleyebilirsiniz.
Lifetime.
Lifetime.
Me cambiaré de ropa porque y luego me sentaré en el sofá contigo a mirar el canal de la mujer.
Üzerimi değiştireceğim çünkü... Sonra da seninle kanepede oturup "Lifetime" ı izleyeceğiz.
Como le dice Jane Seymour a su esposo en silla de ruedas en cada película de Lifetime...
Filmde Jane Seymour'ın hocasının tekerlekli sandalyeye düştüğünde dediği gibi ;
En un minuto eres una estrella naciente, y al siguiente estás en casa mirando supongo que Lifetime.
Bir dakika öncesine kadar yükselen bir yıldızdın. Ve sonrada bir bakmışsın evinde oturmuş, tahminime göre "Lifetime" izliyorsun.
Gracias por conseguirnos el Canal de mujeres.
Lifetime kanalını ayarladığın için teşekkğr ederiz Matthew.
No, no, no, se supone que te quedarías aquí a ver televisión, para mujeres y hombres gay.
Hayir, hayir, hayir. Birlikte oturup kadinlar ve gay erkekler icin olan "Lifetime" televizyonu izleyecegimizi zannediyordum.
Fue toda una película para Lifetime.
Tam bir pembe dizi gibiydi. Peki ya sen?
Yo sólo la ayudaba librarse de una vida de represión.
I am helping her shed a lifetime of repression.
Será como una película mala y deprimente de Lifetime... en la que Nancy McKeon hará mi papel.
Korkunç olacak. Lifetime kanalındaki şu bunaltıcı filmler gibi olacak. Nancy McKeon beni oynayacak.
Volvemos con Amigas en Lifetime.
Hayattaki "Kız arkadaşlar" programına geçiyoruz.
Películas Lifetime presenta Ranúnculos de otoño.
Lifetime Filmleri sunar, Güzün Düğünçiçekleri.
Recomiendo que veas esta película del canal Lifetime.
Sana Lifetime Yapımcılığın bu filmini izlemeni öneriyorum. [2]
A continuación,
Lifetime'da az sonra,
Además, estábamos viendo una serie sobre médicos.
Artı, Lifetime Kanalında doktorlarla ilgili bir program izliyorduk.
Estás viendo a Delta Burke, en la producción original "Un quiste para Amelia".
Bir Lifetime filmi olan "Amelia İçin Bir Serum" da Delta Burke'u izliyorsunuz.
Si fuera una película para televisión... éste sería el clímax antes del comercial.
Bu Lifetime'ın Moment of Truth filmi olsaydı bu bizim çıkış noktamız olurdu.
¿ Así que Zach convirtió el vestuario en una película de Lifetime?
Zach soyunma odasınında bunları mı konuşuyor?
It can't be that bad, you've been here a lifetime.
o kadar kötü olmasa gerek sen ömrünü geçirdin burda.
Esta noche en Lifetime, Candace Van Der Shark interpreta a Celeste Cunningham en :
Bu gece "Lifetime" da, Candace van der Shark, Celeste Cunningham rolünü oynuyor.
y que se reunen con su madre diez años después. Es muy Lifetime.
10 yıl sonra annesiyle buluşur.
¿ Lifetime?
- Gerçek hayat gibi. - Gerçek hayat mı?
¿ O cuándo vi una película cursi y no un documental de Hitler?
Veya en son Hitler belgeseli yerine ne zaman Lifetime'da bir film izlediğimi?
Este Martes en Lifetime :
Bu salı Lifetime'da,
Valerie Bertinelli protagoniza una película original de Lifetime.
Valerie Bertinelli bir Lifetime filminde başrolde.
Valerie Bertinelli en "Los hombres son malos y te harán daño, porque esto es Lifetime".
Valerie Bertinelli "Erkekler Berbattır ve size zarar verirler çünkü bu Lifetime" da
Tengo tantos moretones por entrar así, que parezco una mujer golpeada.
Bu kapidan tirmanirken o kadar cok yerim yaralandi ki, Lifetime kanalinda yayinlanan filmlerdeki kadinlara benzedim.
Tengo tantos moretones de treparme a esta puerta que me veo como una mujer de una película de la vida real.
Bu kapıdan tırmanırken o kadar çok yerim yaralandı ki, Lifetime kanalında yayınlanan filmlerdeki kadınlara benzedim.
Mira lo que transmite Lifetime.
Aman Tanrım, bak bakalım Lifetime'da ne var!
Hablas como Daphne Zuniga en la película de Lifetime.
Sesin tıpkı filmdeki Daphne Zuniga'nın sesi gibi geliyor.
Ia criminalista de la miniserie Violación Discreta.
Lifetime'ın orijinal mini dizisi "Sessiz Tecavüzler" için.
Estamos dando una Lifetime Achievement Award a un depredador enmascarado.
"Yaşam Boyu Başarı Ödülü" nü maskeli bir avcıya veriyoruz.
¡ Oh, Peter! Acurruquémonos en el sillon y veamos Life Time.
Peter, kanepede birbirimize sokulalım ve Lifetime izleyelim.
Escribí este guión por si acaso, para Lifetime.
Bu senaryoyu baştan yarattım, tam zamanında.
Ver Lifetime y comer helado de plátano o de chocolate.
Hayat boyu yalnız kalmak ve evde oturmak gibi.
Mira, si esto golpea la blogosfera, Conseguí 15 minutos de fama and a lifetime of peddling In-N-Out burgers.
Bu internete düşerse 15 dakikalığına ünlü olurum sonrasında da bütün hayatım yalan olur.
Tengo a Lifetime, Bravo... y a Style Network impacientes.
Lifetime, Bravo ve Style Network dergileri tamamdır.
Lifetime presenta a Antonio Sabato Jr. como "Alan, el ebrio".
Lifetime sunar... Sarhoş Alan rolünde... Antonio Sabato Junior.
Luego iré a casa a mirar la película original de Lifetime "Mi Hijastro es Mi Ciberesposo".
Sonra eve gideceğim ve Lifetime'ın orijinal filmi "Üvey oğlum, benim siber kocam" ı izleyeceğim.
Tal vez deberíamos hablar con ella antes de que empieces a escribir una película para Lifetime.
Belki de onunla sen özgeçmişini yazmayı bitirdikten sonra konuşmalıyız.
SI se les pudiera sobornar, hubiera ganado un Globo de Oro, por mi película original de Lifetime, ¿ Hermana, puedes prestarme un seno?
Eğer rüşvet verilebilseydi, Lifetime orijinal filmim "Kardeş, Bir göğüs ödünç versene?" adlı filmim ile Altın Küre alırdım.
Son las películas de toda la vida sobre las bebidas.
İçeceklerin Lifetime filmleri gibi.
es la función de lifetime.
Hayatımın rolü.
Y ella fue, una vez en la vida...
"And She Was", "Once In A Lifetime"
Gracias.
('Cause I know we've got a once-in-a-lifetime love ) Teşekkürler.
-... un telefilme del canal Lifetime?
-... masmavi olduğunu görebileyim.