Translate.vc / Spanish → Turkish / Lima
Lima translate Turkish
1,184 parallel translation
No tienes lima, Jack.
- Hiç limon yok Jack.
- Ya lo creo que sí. No te queda zumo de lima.
Resmen hiç limonun kalmamış, Jack!
Adelante.
1-0-1, Bravo Lima.
¿ correcto? Bravo lima?
Bu uçak siyah bir Sky Masterdı, değil mi? 3-3-7, kırmızı şeritli, seri numarası 1-0-1, Bravo Lima mı?
Eso es lo que necesito saber de usted. Bravo-Lima.
Evet, bu senden bilmem gereken şey.
Este es un "sky master" 3-3-7 negro licencia no 1-0-1 Bravo-Lima. Bill?
Bu siyah bir Sky Master 3-3-7 kırmızı şeritli, seri numarası 1-0-1 Bravo Lima.
Número de licencia 1-0-1-Bravo-Lima.
Seri numarası 1-0-1 Bravo Lima?
¡ La cocinera! Espero que haya alubias.
İnşallah lima fasulyesi vardır.
- Bien. Alubias.
Lima fasulyesi.
En cuanto limpies tu habitación, podrás comer frijoles.
Odanı temizler temizlemez Lima fasulyeni yiyebilirsin.
- ¿ Me sirves más frijoles, por favor?
Biraz daha lima fasulyesi alabilir miyim, lütfen? Tabi ki.
Hasta donde sabemos, el muchacho estudiaba tranquilamente cuando la niña, ebria de su propio sentido de poder lo dejó atontado al golpearlo con un bloque de frijoles congelados.
Anlaşıldığı kadarıyla, kız güç duygusuyla kendinden geçip onu donmuş lima fasulyesi kalıbıyla döverken, oğlan uslu uslu ders çalışıyormuş.
¿ Me sirves un vodka con agua y lima?
Bol limonlu bir votka tonik alabilir miyim?
Lima de Barbados para terminar la poción.
Barbados kireci tam gelir.
Es duro perderlo. Un verde lima de 1970, super "B", Discos de levas, caño de escape doble.
1970 model açık yeşil, çift eksantrik mili, çift egzozlu bir süper "B" yi gözden kaçırmak biraz zor.
Ellos lo vistieron con esas zapatillas azules tontas y pantalones verde lima.
Ona o aptal mavi ayakkabıları ve limon yeşili süveteri giydirmişler.
Ella dijo : "zapatillas azules, pantalones verde lima".
Mavi ayakkabılar ve limon yeşili süveter dedi.
El día de la audiencia de Hill conocí a la Juez Lima.
Geçen gün Hill'in duruşmasından önce Yargıç Grace Lema ile tanıştım.
Se acabó el jugo de lima.
Misket limonumuz yok
Karen se lima las uñas y mira catálogos todo el día.
Karen bütün gün, tırnaklarını dosyalıyor, sınıflandırıyor.
Uds. dos, dejen de hablar y sigan cosechando frijoles.
İkiniz konuşmayı kesin ve Lima fasulyesi toplamayı sürdürün.
Estos frijoles están más ricos que los que desayunamos y almorzamos.
Bu Lima fasulyeleri kahvaltıda ve öğle yemeğinde yediklerimizden bile lezzetli.
¡ Un frijol idéntico al Líder!
Lidere çok benzeyen bir Lima fasulyesi!
- ¿ De qué es ésa, de judías?
- Bu ne? Lima fasülyesi mi?
Voy a tomar una pinta de bitter, un vaso de agua, y una soda con lima, por favor.
Bana bir acı bira, bir bardak su ve bir soda, lütfen.
Arreglar una llanta, hacer un pastel de lima increíble hablar cinco idiomas.
Lastik değiştirirdi, harika turta yapardı. Beş yabancı dil bilirdi.
Debo admitir que es un buen registro para una joven de Lima, Ohio.
Bunun Lima, Ohio'lu bir genç kız için vasat bir döngü olduğunu kabul etmeliyim.
Aguacate y lima, con ron, y no seas tacaño.
Advocaat ile yeşil limon, rum and black İkincisi çok fazla olmasın.
Refresco de limón con una rodaja de lima.
Limon dilimli bir gazoz olsun.
¡ Voy a comprar uno de cereza y lima!
Kendime bir Bomba Pop alacağım!
No seas así. No tienen la chuleta de cerdo con gelatina de lima.
Domuz kızartmasının da iyi olduğunu uydum.
Pues disfruta. Tienes lima?
Eğleneceğin kesin ama neden rengin değişti acaba?
- Bueno... - ¿ Agua mineral con lima? - Sí, señor.
- Ben soda limon istiyorum.
Yo ruego por que nos dejen en Lima. ¿ Y tú?
Görüyor musun?
Estás casado primero con el ejército y después conmigo. ¿ A dónde te gustaría que nos mandaran? Aparte de Lima, ¿ no?
Kendisi ordumuzu cennette Aziz Martin ile Aziz Rose'un yanında temsil edecek kadar günahtan uzak birisidir.
Ellos forman en frente, Uds. espían por la ventana y señalan al que reconozcan. Miren bien, señoritas, miren bien. Elijan.
General Collazos ve Lima'daki yardımcıları ordu rahatça fuhuş yapabilsin diye kamptan kampa kadın götürülmesi fikrini ortaya atmışlar.
- Ay, estos estrategas de Lima. - ¿ Siguen con la idea de ese servicio?
Kendimi bu görev için uygun görmüyorum.
El general Collazos y sus estrategas de Lima tuvieron la genial idea de proporcionar mujeres a las tropas, trasladándolas de un campamento a otro para que los soldados forniquen.
Bayan Leonor ile konuşmaya geldim. Haber verebilir misiniz lütfen?
¿ Conocen a ese tipo? Es de Lima, Pantaleón Pantoja. - Para nada. ¿ Por qué?
Aşağıda imzası bulunan Yüzbaşı Pantaleon Pantoja bilgilerinize saygıyla arz eder.
- Habría que crear una sección especial. Visitadoras exclusivas para oficiales, traídas de Lima o del extranjero.
Subaylar servisimizi daha çok kullanmak istiyorlar.
Hace unos días quería renunciar, y ahora se mata por el servicio.
Lima ve denizaşırı ülkelerden oluşan özel bir misafir grubu da olabilir.
Golf, Alfa, Yankee, Lima...
Golf, Alfa, Yanki, Lima..
Esas cosas colgando entre nuestras piernas, son ¡ bolas!
Bu Lima fasulyeleri bacaklarınızın arasından sarkıyor, Bunlar haya!
- Tráeme la lima y el cortaúñas.
Törpü ve tırnak makasını ver.
Escucha, tienes soda y lima?
Soda ve kireç var mı?
No puedo tenerlo en el medio de mi pista.
1-0-1, Bravo Lima. Benim pistimin ortasında seni öylece tutamam.
gracias por nada.
1-0-1, Bravo Lima. Pekala, teşekkürler, hiçbir şey için.
- ¿ Lima?
Limon?
Puedo pedir lima.
- İstemediğinizden emin misiniz?
Ya tenemos a quien represente a nuestro ejército en el paraíso junto a San Martín y Sta. Rosa de Lima.
Anlayamadım Generalim.
Lezama Lima te invita a ir a su casa.
Lezama Lima'nın ( Kübalı yazar, şair ) evine davet edildin.