English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Liv

Liv translate Turkish

1,984 parallel translation
Pero no como las de la calle sino como una acompañante con clase que tiene normas como "nada de tarjetas de crédito" o "nada de besos".
Ama böyle sokak orospusu değil. Böyle süslü, korumalı, "kredi kartı geçmez" ve öpmek yasaktır gibi kuralları olanlara. Liv, ciddi ol.
Liv, para empezar, sigues comprometida con Jim, y Ron puede hablar con quien quiera.
Liv, sen her şeyden önce Jim'le nişanlısın ve Ron'da istediği kişiyle konuşabilir.
, Liv, ven aquí.
Buraye gel! - Hayır, hayır, hayır.
Lo siento, Jim, he conocido a alguien.
- Üzgünüm, Jim. Başka biri ile tanıştım. - Liv!
¿ Habéis visto a Liv?
- Liv'i hiç gördün mü?
, no, ¿ Liv?
Liv? Hayır.
No, Liv, nada de besos para el hombre simpático.
- Hayır Liv, hoş erkekleri öpmek yok!
Liv, ¿ has llamado a tu novio?
Liv, nişanlını aradın mı?
¿ Cómo dejamos que se emborrachase tanto? ¡ Allí está!
- Liv'in bu kadar sarhoş olmasına neden izin verdik?
Liv, ¿ llamaste a tu prometido?
Liv, nişanlını aradın mı?
¿ Qué está pasando, Liv?
Ne var, Liv?
La verdad era que Liv y Jim eran perfectos el uno para el otro.
Aslında, Liv ve Jim birbirleri için yaratılmışlar.
Liv amaba toda la comida de Jim, incluso su sopa de queso, en la que todos estaban de acuerdo era asquerosa.
Liv, Jim'in yemeklerini severdi, herkesin iğrenç bulduğu peynirli çorbasını bile.
Pero lo más importante, Liv y Jim eran compatibles... aterradoramente compatibles.
Ama en önemlisi, Liv ve Jim birbirlerine uyumluydular. Hem de korkunç uyumluydular.
¿ Has venido alguna vez a una noche mágica de Jim y Liv?
Sen hiç Jim ve Liv'in büyü gecelerinden birini gördün mü?
Bienvenida a una noche mágica de Jim y Liv.
Jim ve Liv'in büyü gecesine hoş geldiniz.
Soy Jim el fantástico, y esta es mi hermosa asistente, Liv.
Ben Fantastik Jim ve bu da güzel yardımcım Liv!
Pero Liv y Jim eran perfectos el uno para el otro.
Ama Liv ve Jim birbirleri için çok uygundular.
¿ En qué diablos estaba Liv pensando?
Liv, ne halt yiyordu?
No lo sé, Liv.
- Bilmiyorum, Liv.
Liv, ¿ estás bien? ¡ oye!
- Liv, iyi misin?
Liv, no flaquees en esto, ¿ ok?
Liv, buna çok takılma tamam mı?
- Liv...
- Liv...
Así que, esta noche he intentado que Liv abriera sus alas y viviera un poco e incluso que se pensara dos veces lo de casarse contigo
Ben de bu gece Liv'e, kendine gelmesini, biraz etrafına bakmasını ve seninle evlenme konusunu iki kere düşünmesini söyledim.
Pero besar a chicos al azar y darles sus braguitas no es como es Liv.
Ama sıradan adamlarla öpüşmek ve onlara çamaşırını vermek Liv'e göre değil.
- La cuestión es... Liv todavía es la chica bonita, estúpida y genial de la que te enamoraste.
- Şairin burada demek istediği Liv hala senin aşık olduğun tatlı, şapşal ve muhteşem kadın.
Como todas las parejas que llevan saliendo un tiempo, Jim y Liv cayeron poco a poco en una cómoda rutina
Bir süre çıkan tüm çiftler gibi, Jim ve Liv'de sonunda sıradanlaştılar.
Así que Liv decidió acicalarse
Liv'de biraz açılmaya karar verdi.
- Ey, Liv, mira...
- Selam, Liv, bak üç top çeviriyorum!
Y con cada año que pasaba, Liv estaba cada vez más agobiada.
Ve yıllar geçtikçe Liv daha çok huzursuz olmaya başladı.
Yo me dedico a ser presidente, Liv.
Başkan olmak için yaşıyorum, Liv.
Liv.
Liv.
¡ Liv!
Liv!
Liv, recibí una orden de mi comandante a cargo.
Liv, başkumandanımdan bir emir aldım.
Lo puedo hacer mejor, Liv.
Daha iyisini yapabilirim, Liv.
Liv, puedo encontrar a tu madre.
Liv, anneni bulabilirim.
Liv, ¿ qué ocurre?
Liv, sorun ne?
Liv, ¡ tú hiciste esto!
Liv, bunu sen yaptın!
- Liv.
- Liv.
Lo hemos revisado todo, Liv.
Kendisini bayağı kontrol ettik, Liv.
Y tengo pruebas concluyentes, Liv.
Sağlam kanıtım var, Liv.
Sus huellas están por todas partes, Liv.
Her yerde onun parmak izleri var, Liv.
Si Liv no puede pararlo, nadie puede.
Eğer Liv bu konuyu kapatamazsa, hiç kimse kapatamaz.
El destinatario de su pequeño paquete no era un hombre, Liv.
O küçük paketin alıcısı adam değilmiş, Liv.
Liv.
- Selam Liv.
Liv, en serio.
İşin tuhaf tarafı, hafta sonu onunla Paris'e gitmeye istekliydim.
¿ Qué?
Liv.
Mierda, Liv, ¿ dónde se ha metido?
Yapma, Liv! Nereye gitti?
¿ Tienes algo con Liv?
Peki Liv'le aranızda bir şey var mı?
¡ Liv, no te muevas!
- Bak, orada! - Liv, orda bekle, geliyoruz.
¡ No, Liv!
Hayır Liv!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]