Translate.vc / Spanish → Turkish / London
London translate Turkish
744 parallel translation
En las oficinas del "London Record Journal"
Londra Record Gazetesi'nin Bürosunda
Del London-Record Journal. "
Londra Record Gazetesi.
Inspirada por la historia de Jack London "Lo Inesperado"
Jack London'un The Unexpected romanından uyarlamadır.
- Elegante. London, eh?
- Şık, Londra ha?
KirchMedia, Munich, y Martin Sawyer Sound Services, Londres.
KirchMedia, Munich ; Martin Sawyer Sound Services, London.
¡ London Louie, vieja rata!
Bak sen şu Londra'lı Louis'ye, bizim eski dost geri dönmüş!
Recogerá a nuestro amigo en el London Palladium a la salida.
Giderken Lonra Paladyumu'ndan dostumuzu da alıyor.
Y recogerá a alguien en el London Palladium.
Ve Londra Paladyumu'ndan birini alacak. Londra Paladyumu mu?
Ese hombre irá al London Palladium.
Adam Londra Paladyumu'na gidiyor.
Si te dijera, me cruzarías a mí, antes que al océano.
London Evening News. London Evening News.
London Evening News.
Beyefendiler böyle kavga etmez.
Sr. Pasteur, ¿ alguna declaración para el Times de Londres?
Bay Pasteur London Times'a bir demeç vermek ister miydiniz?
Clavará vuestra cabeza en London Gate.
O komik kafanı Londra Kapısı'na asar.
Londres-Brighton y la línea de la costa sur,
London Brighton ve South Coast line,
Y cuando vayan a enviar el dinero de aquí a Londres, no deben arriesgar la vida ni el oro.
"Wenn Geld nach London geschickt werden soll." "braucht einer nicht das Leben zu wagen"
De Frankfurt manden una carta a Nathan, en Londres :
"ihr schickt einen Brief an Nathan in London."
"te pedimos de favor envíes el dinero de Londres a Frankfurt".
"Als Gegennung gibt es Anleihen von London nach Frankfurt."
- ¿ Estilo Jack London?
Yaklaşan ayak seslerini duyuyor.
- Que no rime.
- Jack London tarzı mı?
Sugiérale que ponga un anuncio en la Sección Personal... del Times de Londres, firmado con un apodo... que su padre pueda reconocer.
Bunun için London Times'a babasının anlayacağı takma bir isimle ilan vermesini sağla.
El correo de Londres, Sir Charles.
The London Post Sör Charles.
- Coventry, Bath, Plymouth, Londres.
Coventry, Bath, Plymouth, London.
La misma llovizna asquerosa, la misma sucia neblina, ¡ el hermoso Londres de siempre!
Aynı berbat yağmur, aynı sis ve duman. Güzelim London.
Pero, Dr. Curie, yo soy el representante-- - del London Times. Y hay aquí representantes-- - de la prensa de todas las grandes naciones del mundo.
Fakat, Dr. Curie ben London Times'ın temsilcisiyim ve burda dünyanın tüm büyük ülkelerinin gazetelerinden temsilciler var.
"Sra. Michael Carter, 88 Hampstead Lane, London NW."
"Bayan Michael Carter, 88 Hampstead Yolu, Londra."
88 Hampstead Lane, London.
88 Hampstead Yolu, Londra.
El corresponsal del London Times en Berlín.
Berlín'de çalışan biri.
Luego la escuela de submarinos los inviernos fríos en New London las misiones, lejos del hogar, sin permisos.
Sonra da denizaltı okulu New London'da geçen soğuk kışlar deniz görevi, ev yok, izin yok.
Stephen House, del "London Exchange Telegraph".
Stephen House, "London Exchange Telegraph".
Robert consiguió robar la segunda base.
London yerleşiyor. Atış. London vuruyor ve top havalanıyor.
En Salt Lake City hallé un puesto que vendía el London Times.
Bu yüzden Salt Lake'de London Times satan bir gazete bayisi buldum.
- ¿ En alguna parte cerca de Londres?
- London'a yakın bir yer? - Hayır.
Mi esposa dice que la Sra. McKenna actuó en Londres hace unos años.
Karım bana, bayan McKenna'nın London Palladium'da sahneye çıktığını söyledi.
El periódico London Times lo debe haber publicado.
Hayır. London Times bunu yayınlayacaktı.
Cerca de New London, que es mi base.
New London'a çok yakın bir yerdir.
¿ Dónde está la responsabilidad del líder mundial Winston Churchill, que dijo en una carta pública en el London Times en 1938, 1938, Su Señoría...
Dünya lideri Winston Churchill'in sorumluluğu nerede? London Times'a 1938'de gönderdiği açık mektupta.... 1938'de, Sayın Hakim, diyor ki :
Clínica London. Habitación 327.
Londra Kliniği, 327 numaralı oda.
No puedo esperar por el Times.
London Times'ı bekleyemeyeceğim.
Al país de Jack London.
Jack London'ın ülkesine.
Tal vez en la base de submarinos Polaris de New London,
Belki Londra'daki Polaris denizaltısı,
Y luego, cuando recibiste la beca... y te fuiste a Londres... pensé que te olvidaría.
Sonra, London'a gidip burs kazandığın zaman seni unutabileceğimi düşündüm.
A decir verdad, planeaba llevarlo a Londres.
Aslında, London'a gitmeyi düşünüyordum.
Iré a Londres esta tarde.
Öğlen, London'a gideceğim.
Quiero que vayas a Londres, en verdad.
London'a gelmeni istemiyorum, gerçekten.
En Londres puedo comprar sexo cuando se me antoje.
Bunu istesem, dilediğim zaman London'da yaparımdım.
Voltaire, Anatole France, Romain Rolland y Jack London.
Romain Rolland ve Jack London.
como en las novelas de J. London.
Zengin olan bir kahya Jack London eserlerindeki gibi.
Dos párrafos pequeños al final de página del West London Observer.
West London Observer'da iki küçük paragraf geçtiler.
Next week you'll be going to London... my boy.
Oğlum Sonraki hafta Londra'ya gidecek.,.
London Evening News.
- Bir dakika, Jack.
Louie, necesito verte.
Birinci basedeki London vurucu oluyor.