Translate.vc / Spanish → Turkish / Lázaro
Lázaro translate Turkish
381 parallel translation
¿ Recuerdas Ia resurrección de Lázaro?
Lazar'ın dirilişini hatırlıyor musun?
¿ Quieres que te lea Ia resurrección de Lázaro?
Sana Lazar'ın dirilişini okumamı ister miydin?
Es Ia piedra bajo Ia que estaba enterrado Lázaro.
Lazar'ın, altında gömülü olduğu taş.
" Y Marta, Ia hermana de Lázaro, dijo :
" Ve Lazar'ın kız kardeşi Martha dedi ki :
¡ Por las espadas de Lázaro!
Hay Lazarus'un kılıçları!
Porque sin esperarlo, uno de los pollos resucitó como Lázaro.
Çünkü onun tavuklardan biri kahvaltı masasında canlandı. - Lazarus gibi dirildi ve...
Parece San Lázaro.
Elbisesi berbat oldu.
Le seguimos hasta una tumba donde yacía un hombre llamado Lázaro... que llevaba cuatro días muerto.
Onu bir mezara kadar izledik. Orada dört gün önce ölmüş Lazarus adında bir adam yatıyordu.
La hermana de Lázaro, que era creyente... le había implorado que hiciera resucitar a su hermano.
Lazarus'un kız kardeşi ona inanıyor, ağabeyini ölümden döndürmesi için yalvarıyordu.
"Lázaro, levántate"
"Lazarus, dışarı çık."
Y Lázaro salió de la tumba.
Ve Lazarus mezardan çıktı.
Y después le dijo a Lázaro que se quitara la mortaja y volviera a la vida.
Sonra o Lazarus'a kefeni atıp canlıların arasına katılmasını söyledi.
No solo vi a Lázaro salir del sepulcro... sino que habló con él.
Lazarus'un ölüyken dirildiğini görmekle kalmadım, onunla konuştum.
Como Lázaro, que se levantó de la tumba.
Lazarus gibi, mezardan çıkageldin.
Lázaro tampoco olía muy bien.
Lazarus çok iyi de kokmuyordu.
No, más bien, la resurrección de Lázaro.
Hatta Lazarus'un dirilmesini de.
" Estaba enfermo un tal Lázaro de Bethania,
Lazarus adında bir adam,
" Lázaro, su hermano, estaba enfermo. Pan.
- Kardeşi Lazarus hastaydı.
"Y Jesús amaba a Martha, a su hermana y a Lázaro".
Martha, kız kardeşi ve Lazarus'u sevmiştir.
¿ Saben qué debo decirles? Que están todos muertos, peor que Lázaro.
Hepiniz ölüsünüz, Lazarus'tan bile daha ölü.
Me llaman Lázaro.
Bana Lazarus derler.
Seguro que Lázaro nunca se sintió tan bien como yo.
Hortlayan Lazarus benim kadar diri olmamıştır.
No estás lejos del reino de dios, lázaro.
Sen Tanrı'nın Krallığından uzak değilsin Lazarus.
Lázaro no te olvidaré.
Lazarus... Seni unutmayacağım.
Esta enfermedad no ha llegado por la muerte de lázaro sino por la gloria de dios.
Bu hastalık, Lazarus'un ölümüyle sonuçlanmayacak, Tanrı'nın yüceliğine hizmet edecek.
Lázaro ha muerto en betania.
Lazarus Beytanya'da ölmüş.
Si lázaro está muerto ¿ para qué necesitamos ir?
Lazarus öldüyse, neden şimdi gidiyoruz?
Si tan solo hubieras estado aquí creo que lázaro nunca hubiera muerto.
Eğer önceden burada olsaydın, Lazarus'un ölmeyeceğine inanırdım.
Lázaro estaba muerto.
Lazarus ölmüştü.
Lázaro, trae a los hombres a la cantina para tomar algo.
Adamları içki içmeye meyhaneye getir Lazaro.
Lázaro, míralo.
Şuna baksana Lazaro.
¿ Sabes, Lázaro? Creo que el gringo necesita un baño.
Lazaro, yabancı yıkanmak istiyor galiba.
Lázaro, ¿ cómo está mi apalusa?
Lazaro, benekli atım nasıl?
Cuando desperté de la siesta... ese cerdo de Lázaro estaba sentado en mi cama.
Öğle uykumdan uyandığımda bu domuz Lazaro yatağımda oturuyordu.
Lázaro... el gringo teme por su vida si llega a ganar.
Lazaro yabancı, kazanacak olursa başına geleceklerden endişeli.
Lázaro, si pierdo... tráele su caballo... y escóltalo fuera de Cocatlán.
Lazaro, kaybedersem, atını ona verin ve Cocatlan'dan güvenle ayrılması için eşlik edin.
Los vi cerca de San Lázaro.
Onları Gare St. Lazare'nin kestirme yolunda görmüştüm.
¡ Los perros de Lázaro le temen a su propio viento!
Lazar'ın itleri kendi osuruklarından korkuyor!
¡ Lázaro!
Lazarus!
- Lázaro, ¿ qué ha pasado?
- Lazarus, ne oldu?
En cuanto a Lázaro, la historia que me ha contado del humanoide sigue preocupándome.
Lazarus'a gelince, insansı robot hakkında anlattığı hikaye beni hâlâ huzursuz ediyor.
Si hay algo de verdad en lo que dice Lázaro...
Lazarus'un söylediklerinde doğruluk payı olsaydı...
Solo sé que la aparición del fenómeno coincide con los momentos en los que Lázaro tiene sus supuestas peleas.
Tek bildiğim, yaratığın ortaya çıkışıyla Lazarus'un iddia ettiği yüzleşmelerin aynı anda gerçekleştiği.
Lázaro vino aquí para curarse una quemadura en la frente, ¿ verdad?
Lazarus'u buraya getirdik ve alnındaki derin yarayı iyileştirdim, değil mi?
Lázaro, ¿ se encuentra bien?
Lazarus, iyi misin?
Lázaro, acompáñeme.
Lazarus, benimlesin.
- No me amenace, Lázaro.
- Beni tehdit etme, Lazarus.
¿ Lazaro?
Lazaro?
Lázaro está enfermo y se está muriendo.
Lazarus hasta, ölüyor.
Perdimos a lázaro.
- Sorun nedir?
Lázaro.
Lazarus.