English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Líe

Líe translate Turkish

28 parallel translation
Siento mucho cariño por Peggy y... no quieres que se líe con un bribón como yo.
Peggy'i çok seviyorum ve onun... Alçağın teki yüzünden onun aklının karışmasını istemiyorsun.
¡ Escuche, Prentice! ¡ No me líe!
Baksana buraya Prentice, beni kandırmaya çalışma evlat.
Quiero que te libres de ese cabrón de Zatoichi antes para que no líe más las cosas.
Şu Zatoichi denen piçten o gelmeden kurtulmanı istiyorum..... yoksa işler daha fazla karışabilir.
- Y no líe más las cosas.
- Ve ortalığı dağıtmayın.
He pensado que debería saberlo... porque a Bubber no va a gustarle que Jake se líe con su esposa.
Bilmeniz gerektiğini düşündüm. Çünkü Jake'in, karısıyla ilişkisi olması Bubber'ın hoşuna gitmeyecek.
No me líe con lo de la religión.
Dinle kafamı karıştırma.
¿ Quieres que te saque la lengua y te la líe al cuerpo?
Dilini koparıp beline dolayayım ister misin?
No quiero que un imbécil se líe a tiros con la escopeta de caza.
Sakar bir çavuşun, av tüfeğiyle rastgele ateş etmesini istemiyorum.
¿ Podemos irnos ya, doctor, antes de que otro pandillero se líe a tiros aquí?
Gidebilir miyiz artık, doktor, bir silahlı saldırı daha olmadan?
Pero quieres que me líe con Wong Po, y no es nada bueno meterse con él.
Wong Po'nun yanına sızmamı istiyorsun ama ona bulaşmak çok tehlikeli.
- No dejes que te líe.
- Aman seni kandırmasın.
Claire, ve a la fiesta e intenta que Karen Crezski te líe
Claire, partiye git ve Karen Crezski'nin seni kızdırmasına izin verme.
Sólo espero que no se la líe a nadie más.
Umarım başkasına da dert olmaz.
Vamos a bailar juntos, a los clubs, somos nuestros respectivos acompañantes para las bodas... a menos, claro, que uno de nosotros se líe con el padrino.
Dansa gideriz beraber, bara gideriz. Düğünlerde birbirimizin partneri oluruz- - Tabii eğer içimizden biri sağdıçla yatmazsa.
Pero cuanto más tiempo se líe un fantasma en el desagüe, más loco se vuelve.
Ama çok fazla takılmak hayaletleri delirtiyor.
Una vez que alguno de nosotros líe con un tío, él es propiedad del grupo.
Bizim grubumuzda yer alan erkekler mutlaka aramızdan birine sarkmıştır.
No debería dejar que el pasado líe mi cabeza así.
Geçmişin düşüncelerimi etkilemesine izin vermemeliyim.
Solo rezo para que no la líe con la prueba de humos del coche.
Dua ediyorum ki egzoz testinden bir hata çıkmasın.
No dejes que te líe, ¿ vale?
Kafanı karıştırmasına izin verme, tamam mı?
¿ Por qué quieres que me líe con esta veinteañera?
20 yaşındaki kızla sevişmemi neden istiyorsun ki?
¿ Queréis que os líe?
Sizi ayarlamamı ister misin?
"Le doy rienda suelta al corazón, pero no permito que me líe".
Gönlümü verdim, özgürlüğe ben ama kendimi mahvetmeyeceğim.
Será mejor que alguien me líe un cigarrillo.
Biri bana sigara sarsın.
¡ La líe!
Ben berbat!
No dejes que nadie te líe la cabeza, y todo irá bien.
Kimsenin aklına girmesine izin verme, her şey yoluna girecek.
- ¿ Que no líe qué?
- Neyi?
No permitiré que nadie te líe..
Herhangi birisinin seni çakılacağına izin vermeyeceğim
Entonces averigua cómo hacer que mi casero Darren se líe con Alex. Bien.
Tamam.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]