English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Madeline

Madeline translate Turkish

1,032 parallel translation
- Estoy bien, Madeline.
- Ben iyiyim, Madeline.
No te voy a dejar, Madeline.
Seni terk etmeyeceğim, Madeline.
No has comido nada, Madeline.
Hiçbir şeye dokunmadın, Madeline.
Para la seguridad de Madeline.
Madeline'in güvenliği için.
Te extrañamos, Madeline.
Seni özlüyoruz, Madeline.
Madeline debe irse a dormir ahora.
Korkarım Madeline dinlenmeli.
Madeline, te lo juro, mañana te irás de aquí conmigo.
Madeline, yemin ederim yarın buradan benimle birlikte ayrılacaksın.
¿ Es tan facil para ti olvidar, Madeline?
Unutmak o kadar kolay mı, Madeline?
No puedes irte, Madeline.
Burayı terk edemezsin, Madeline.
Todo estará bien, Madeline.
İyi olacağız, Madeline.
¿ Madeline?
Madeline?
¿ La Srta. Madeline ha desayunado?
Bayan Madeline hala kahvaltı etmedi mi?
Y de doña Madeline, señor.
Ve Bayan Madeline'in, efendim.
No permitiré que mi mujer sea una flacucha.
Madeline, evimde sıska bir kadın istemiyorum.
Madeline, prepárate para irte.
Madeline, gitmeye hazırlan.
- No es cierto, Madeline.
- Doğru değil, Madeline.
Déjame entenderte, Madeline, para que pueda ayudarte.
Anlamamı sağla, Madeline. Böylece sana yardım edebilirim.
Madeline, Madeline, deja de pensar así.
Madeline, Madeline, buna bir son vermelisin.
Madeline, vete conmigo ahora mismo.
Madeline, hemen benimle gel.
No veo que tiene que ver esto con Madeline y conmigo.
Bay Usher, bunun benle ve Madeline'le ne ilgisi olduğunu anlamıyorum.
Por el bien de Madeline, debe creerlo.
Madeline'in hatırına, inanmalısınız.
Madeline no lo está.
Madeline öyle değil.
No dejaré que sus enfermas ideas... destruyan la vida de Madeline.
Hastalıklı hayallerinizin Madelin'in hayatını mahvetmesine izin vermeyeceğim.
No tienes opción.
Madeline, başka seçeneğin yok.
Créeme, no te pasa nada que no pueda curarse al abandonar esta casa.
Oh Madeline, inan bana, bu evi terk etmende yanlış bir şey yok.
- ¡ Madeline!
- Madeline!
¡ Madeline!
Madeline!
¿ Cree Ud. que fue por mi llegada que Madeline...?
Sence buraya gelişim Bayan Madelin'in...?
- Doña Madeline no estaba bien.
- Bayan Madeline pek iyi değildi.
Ud. no tuvo la culpa.
Bayan Madeline'in ölümü sizin yüzünüzden olmadı.
Doña Madeline era...
Bayan Madeline...
¿ Doña Madeline era propensa a trances catalépticos?
Madeline'de kataleptik kendinden geçişler var mıydı?
- No, no doña Madeline.
- Oh hayır, bayım. Bayan Madeline'de yoktu.
Madeline...
Madeline...
Madeline Durkin, ¿ cuántos Dulces Wonka abriste?
Madeline Durkin, kaç tane Wonka çikolatası açtın?
Hágalo de nuevo, Madeline.
Tekrar al, Madeline.
- Soy Madeline.
Ben Madeline.
No tienen café azul aquí, Madeline.
Burada mavi kahve yapmazlar Madeline.
Hablas de Madeline. Salió con mamá.
Madeline'yı kastediyorsan, o annesiyle dışarı çıktı.
- Se llama Madeline.
Adı Madeline!
Qué existe, Madeline?
- Ne varmış Madeline?
Madeline Henry
Madeline Henry.
Bueno, Madeline, comenzamos.
Peki, Madeline, başlayalım.
Madeline, tendrías chance de conocer un almirante de nombre Preble?
Madeline, Preble adında bir amiral duydun mu daha önce?
Al menos verás a Madeline y supongo lo suficientemente seguro Byron en Siena, Si Italia queda fuera
En azından Madeline'i görebileceksin ve umarım Byron da Siena'da güvendedir, tabi İtalya savaşın dışında kalırsa.
Había recorrido de arriba a abajo las colinas de San Francisco por donde Jimmy Stewart, Scotty, sigue a Kim Novak, Madeline.
Jimmy Stewart'in ( Scotty ), Kim Novak'i ( Madeline ) takip ettigi San Francisco tepelerinde bir asagi bir yukari araba sürmüs.
Él había ido siguiendo todas las huellas, hasta el cementerio en Mission Dolores, donde Madeline iba a rezar a la tumba de una mujer muerta desde hace mucho, a la que nunca habría conocido.
Bütün izleri takip etmisti. Hatta, Madeline'nin uzun zaman önce ölmüs bir kadinin, hani su tanimiyor olmasi gereken, kabrine dua etmek için geldigi Dolores Misyon'undaki mezarliga kadar...
Él siguió a Madeline — como Scotty había hecho — hasta el Museo de la Legión del Honor, ante el retrato de una mujer muerta a la que nunca habría conocido.
Madeline'nin izini sürmüstü – Scotty'nin yaptigi gibi - seref Lejyon'undaki müzede, ölmüs bir kadinin, hani su tanimiyor olmasi gereken, portresi önünde durana kadar.
- ¿ Eso crees, Madeline?
- Öyle mi, Madeline?
- Madeline, abre la puerta.
- Madeline, kapıyı aç.
Adiós, Madeline.
Hoşça kal Madeline.Eğer hafta içerisinde seni göremezsem...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]