Translate.vc / Spanish → Turkish / Madré
Madré translate Turkish
151,183 parallel translation
Si pudiera hablar con él, razonar con él, como su madre...
Onunla konuşabilirsem, ikna etmeye çalışabilirsem... annesi olarak.
Pero es la madre del niño.
Fakat o bebeğin annesi.
¿ Estáis matando de hambre a una madre embarazada?
Hamile bir kadını açlıktan öldürecek misin?
Tan pronto como empiece el parto, traigo a mi madre aquí. ¿ De verdad?
Doğum başladığında annem yanımda olabilir değil mi?
¡ Mi madre viene cuando estoy de parto!
Doğumda annem yanımda olacak!
Tener un bebé sano de modo que mi madre pueda adoptarla y poder verla todo el tiempo cuando vengan de visita.
Sağlıklı bir bebek doğurmak. Böylece annem onu evlat edinebilir. Ziyarete geldiklerinde onu görebilirim.
Y su madre dejaba al bebé todas las mañanas, como una guardería.
Annesi her sabah bebeği yanına getiriyordu. Kreşe getirir gibi.
Voy a seguir siendo su madre, incluso si no la veo todo el tiempo.
Onu sürekli göremesem de yine de annesi olacağım.
Y ella sabrá que yo soy su madre porque hay esta, como, cosa del tacto y esta cosa del olor cuando haya nacido.
Annesi olduğumu bilecek. Doğduğu zaman dokunma ve koklama olayı var.
Ella sabrá siempre que soy su madre.
Sonsuza kadar annesi olduğumu bilecek.
¿ Cuál es tu plan de adopción? ¿ Con tu madre?
Annenle nasıl bir evlat edinme planı yaptınız?
Crecí en Bainbridge Island con una madre que hace guisos.
Bainbridge Adası'nda büyüdüm. Annem güveç yapardı.
Y en verano, mi madre solía llevarme a ese lugar de servicio suave en la playa.
Yazın annem beni plajın bize özel ayrılmış kısmına götürürdü.
Sí, la madre de Kristen.
Kristen'ın annesisiniz.
Estoy segura de que le alegraría saber que su madre está aquí...
Annesinin geldiğini öğrenince çok mutlu olacağına eminim.
¿ La madre no le va a traer al bebé para que la vea?
Annesi bebeği ziyarete getirmeyecek mi?
Si mi madre me abandonara, me gustaría saber por qué.
Annem beni terk edecek olsaydı neler olup bittiğini bilmek isterdim.
Mi madre nunca me ha contado nada con chicha.
Annem bana ilginç şeyleri anlatmazdı.
Necesita a su madre.
Annesine ihtiyacı var.
¿ Amanda ha llamado a mi madre?
Amanda annemi aradı mı?
¿ Dónde está mi madre?
Annem nerede?
Tu madre está aquí, pero no va a verte.
Annen burada ama seni görmeyecek.
¡ Traed a mi madre!
Bana annemi getirin!
Ninguna madre pasa de venir cuando se tiene un bebé.
Kimsenin annesi bebek doğurduğu sırada gelmemezlik etmez.
Quiero a mi madre.
Annemi istiyorum.
No soy su madre.
Ben annesi değilim.
No consigo ser su madre en absoluto.
Annesi olamam.
- ¿ Esa es tu madre?
- Annen mi bu?
"'A la cama, a la cama', dijo la madre ".
Yatağa, yatağa dedi anne.
'Nada de cama', dijo, y en un tris tras a su madre acababa de matar, matar, matar ".
Uyumayacağım dedi. Abur cubur yiyeceğim. Annesi ölmüştü, ölmüştü, ölmüştü.
Imagina poder recordar estar dentro del cuerpo de tu madre, con calor y ciego, y, entonces, sientes esa intensa presión y de repente...
Annenin vücudunun içinde olduğunu hatırlayabildiğini hayal et. Sıcak bir ortam, körsün. Sonra da yoğun bir basınçla beraber aniden ışık görüyorsun.
¿ Qué importaba si mi madre había sido mala conmigo o lo que vi cuando era tú?
Annemin bana kötü davranması veya senin yerine geçtiğimde gördüklerim önemli değildi.
Cuando tu madre dijo que tu hermano Ricardo estaba vivo.
Annen kardeş Richard'ın yaşadığını söylediğinde.
Lo que dijo mi madre,
Annem ne söyledi,
Mi madre escribió a media Europa buscándolo.
Annem, Avrupa'nın yarısına onu ararken yazdı.
Tu madre.
Senin annen.
Mi madre me ha vuelto a escribir.
Annem yine yazıyor.
Me han dicho que has vuelto a ver a mi madre otra vez.
Bana bir kez daha annem görmeniz gerektiği söylendi.
Quedará al cuidado de mi madre.
KING HENRY TUDOR : Annemin gözetiminde bırakılacak.
Milady madre del rey.
KOFI : Kralın Leydi Annesi.
El príncipe Enrique regresa de su peregrinación con milady madre del rey.
Ve Prens Harry, Kralın Leydiğiyle yaptığı hacdan döner.
Tu madre está muriendo.
Annen ölüyor.
Desapareció, madre.
O gitti, anne.
No importa, te quiero, madre.
Önemli değil, seni seviyorum anne.
¡ Madre, por favor!
Anne, lütfen!
Milady madre del rey...
Kralın hanımefendi annesi...
Un mensaje de lady madre.
Anneannenizden bir mesaj.
Mi primera vez fue... fue uno de los novios de mi madre.
Benim ilk seferim.. annemin erkek arkadaşlarından biriydi.
Mi madre se quedó frita en el sofá.
Annem kanepede sızdı.
Le oí en el baño, dándose una ducha, así que le toqué la mano a mi madre y me convertí en ella.
Adamı duş alırken duydum.. Ben de gidip eline dokundum.. Sonra artık o olmuştum..
Y mi madre estaba allí, y todos gritaban.
Sonra annem oradaydı.. herkes çığlık atıyordu.