Translate.vc / Spanish → Turkish / Melé
Melé translate Turkish
64 parallel translation
Como ven, los Hull Rovers van ganando... y ahora hay una melé.
Gördüğünüz gibi Hull Kingston Rovers hayli önde.
Y su mujer entra en la melé.
Colyer'ı koyuyor. Karısı gruba giriyor.
Tenemos una melé preciosa.
Topuk kafada. Bu grupta çok iyi.
Me imagino a mí mismo dentro de 10 años y me pregunto si seremos Loren y yo, los hermanos Clark o Pelé y Melé.
10 yıl sonraki halimi düşününce merak ediyorum bir tek Loren ve ben... Clark kardeşler, Frick ve Frack mi olacak diye.
Eso se llama la melé.
Buna "saldırı" deniyor.
¿ Y es una melé al estilo Pelé?
Balık yağı gibi olan bir sal mı?
¡ Vamos, entra en la melé!
Ross. Haydi, kalabalığın içine gir!
¡ No Melé! por favor, ¡ perdóname mis errores!
Venela, geri dön.
Apretados en estos melé, muestran ser extraordinariamente afables.
Bu sıkışık duruma rağmen penguenler çok uyumlular.
- ¡ Como una mini melé!
- Minik bir sürü gibi.
- Sí, no, solo... solo como una melé.
- Evet, tıpkı bir sürü gibi.
Buena apertura desde la melé.
Çok iyi bir atıştı.
Buena apertura desde la melé.
Çok iyi bir atış.
¿ Te consiguió esto en la melé?
Bundan olsa olsa bal'ayı'hediyesi olur.
Melé.
Balayı.
¡ Melé!
Hücum!
Vomitaste cuando se le salió el ojo a ese chico durante la melé.
Arbedede şu çocuğun gözü çıktığında istifra etmiştin.
Si no sabía luchar, que no se metiese en la melé.
Nasıl dövüşüleceğini bilmiyorsa arbedeye dahil olmamalıydı.
¡ Ya os dije que una melé a saco nunca funciona!
Üzerine yığılma taktiğinin hiçbir zaman işe yaramadığını söylemiştim!
Hagan la melé!
İtip kakmayı yapın!
Pensaba que, siendo un áng...
Sadece bir mele...
¿ Es parte de las labores normales de un...
Bu bir mele...
Llá mele a su casa.
Onu evden arayın.
Oh, hai. Problemele mele ttrebuie sa fie mai maridecat ale lui Shannon.
Benim problemim Shannon'unkinden daha kötü olmalı.
- Nu, fetele mele sunt afara.
- Hı hı. Tamam. Bu Earl.
Mele Keleke Maka, Bob.
Malekaleke maka Bob.
¿ Mele?
Kesin şunu!
¿ Así? Si, Kolipoki? Tu hija Mele...
Ya da, her önüme gelene hayır dersem, ve sen geriye bir Tonga prensesine aşık biri olarak dönersen?
Kolipoki... el ministro le ha dicho a su gente que lo de tus pies es un castigo de Dios por predicar doctrina falsa.
Kızın, Mele neden bu kadar sessiz? O, benim kızım değil. Annesi, vaftiz edilmeden önce kocamla kaçan kötü bir kadındı.
Por favor, no lo hagas, Mele.
Üç kişilik yerimiz var.
Mele.
Ulu Tanrım!
Mele.
Mele? Mele! Lütfen gitme, Mele!
Mele.
Mele.
Mele...
Mele.
¡ Oh Dios, Mele!
Tanrım! Mele!
Comandante Mele de Grayza
Komutan Mele-On Grayza.
Luego iremos a las costas del rió Mele, en África, donde la tribu Hanini tiene niños que nunca vieron un pene blanco erecto.
Oradan kanoyla, Afrika'nın esrarengiz Hanimi insanlarının hiç kalkık beyaz penis görmemiş çocuklarının bulunduğu Mele nehrinin verimli kıyılarına geçeceğiz.
Chicos, el shinigami...
Millet, Ölüm Mele...
¡ Bala como oveja!
Koyun gibi mele!
Mele Kalikimaka.
"Mele Kalikimaka!"
¿ Has oído eso? ¡ Santa! ¡ Mele Kalikimaka!
"Mele Kalikimaka!"
Es tía Mele. Llamaron a la residencia.
Mele Teyze...
Tío dice que tía Mele no pasará la noche.
Amcam, Mele Teyzenin geceye çıkmayacağını söylüyor.
Te enseñaré los lugares a los que los lugareños van.
Yerlilerin gittiği bütün mekanları gösteririm sana. "Mele Kalikimaka."
Hola, hola, estas son Mele e Jill haciendo lo que más les gusta.
Merhaba. Bu Mele ve Jill, söylediklerine göre onlar en sevdiği işi yapıyor.
Hay aquí una fiesta privada!
Burada özel bir parti var! - Mele?
¿ Mele?
Mele, gidelim hadi.
Ven, no sabes quién está ahí. Ven.
- Mele, yapma ama orada kimin olduğunu bilmiyorsun.
Es el móvil de Mele.
- Bu Mele'nin cep telefonu.
¡ Mele!
Mele!
Mele Kalimaka.
Mele Kalikimaka.