Translate.vc / Spanish → Turkish / Milán
Milán translate Turkish
1,526 parallel translation
Eso es. Hemos puesto fin a la producción de Derbys, Brogues y Oxfords. Desde ahora, la fábrica está 100 % en la nueva línea o no llegaremos a Milán.
Şu andan itibaren fabrika yüzde yüz kapasite ile... yeni ürünümüzle ilgili çalışacak.
Digo, necesitamos Milán para ir, ¡ pow!
Ve Milan'ı birbirine katmaya.
Creo que necesitamos tener "The Angel Club" de Milán.
Kulübü Milan'a götüreceğiz.
Tendremos el "Angel Club" en Milán.
Kulübü Milan'a götüreceğiz.
Esto es Milán.
Burası Milano.
Es Mil... ¿ Cómo sabe qué es Milán?
Milano'nun ne olduğunu nasıl bilebilirsin ki?
El hombre de Milán dice que sí.
Milano'daki adam "evet" diyor!
" ¿ Hace calor en Milán? ¿ Hacer frío?
Milano sıcak mıdır diye düşünüyorum.
La pasarela principal de Milán.
Milano ana podyumunda.
Lo hiciste en Northampton. Lo harás en Milán.
Northampton'da da büyük bir boşluk bıraktın, Milano'da da,
Es italiano, de un gran diseñador de Milán.
İtalyan, Milanolu ünlü bir tasarımcının eseri.
Será enviada desde Milán, por un alias Marcello Demasi.
Milano'dan gönderilmiş olacak. Marcello Demasi takma adına.
Estaban en la Universidad de Milán.
Milano Üniversitesi'ndeler.
Fue de compras para el guardarropa de su espectáculo en Milán.
Gösterisi için.. .. gardrobunu Milan'dan aldıklarıyla doldurdu..
Por descontado que puedo darle trabajo como modelo. Pero dese cuenta de que esto es diferente a lo que hacía ud. en las pasarelas de N. York y Milán.
Seni kesinlikle manken olarak işe alabilirdim, ama bunun New York ve Milan'da yaptığın mankenlik işlerinden farklı olduğunu anladın mı?
y esta en un hospital en Milán y no gracias a tu amistad
Ve Milano'da bir hastanede, ve arkadaşlığınıza şükretmiyorum. Burda herşey düzenli gözüküyor.
Su madre la puso en un avión de regreso a Milán.
Annesi uçağa atlamış,..... Milan'a geri dönmüş. O bir kontes, bilirsiniz.
Estamos en Milán al inicio de la década de los 70.
70'lerin başında Milano'dayız.
El dinero es reenviado a Milán... y guardado en un apartamento secreto.
Nakit parayla Milano'ya dönüyor ve parayı gizli bir dairede saklıyor.
De su arranque en Milán hasta la presidencia del Consejo.
Milan 2'nin yaratılmasından AB Dönem Başkanlığı'na.
La Princesa Diana voló a Milán para el servicio fúnebre del diseñador... italiano Gianni Versace.
Prenses Diana, cinayete kurban giden ünlü İtalyan modacı Gianni Versace'nin cenaze törenine katılmak üzere, bugün Milano'ya uçtu.
Acaba de volver de Milán.
Milano'dan yeni döndü.
- ¿ Milán?
- Milan mı?
No será fácil volver a Milán, a la vida cotidiana.
Milan'a günlük rutin hayata geri dönmek hiç kolay olmayacak.
Discutiremos esto en Milán.
Bunu Milan'da tartışırız.
Y lo seguirá siendo en Milán
Milan'da kalacaklar.
Ni en Milán.
Milano'da değil.
Tengo que irme con ella a Milán.
Onunla birlikte Milan'a gitmem gerek.
Ahorremos algo de dinero, tú aquí y yo en Milán.
Sen burada, ben Milan'da biraz para biriktirelim.
Éste es de Milán.
Milano.
O sabremos que Cameron acertó y la chica bonita trabajará el siguiente otoño en Milán sobre una silla de ruedas.
Ya da Cameron haklı çıkar ve güzel kız Milano'daki defileye tekerlekli sandalyeyle çıkar.
Julian. Hicimos una reservación para Milán el día después de la función.
Julian, Bu gösteriden sonraki gün Milan'da bir tane daha var
Bueno, mira, brindemos para nuestro siguiente show en Milán.
Milan'daki yeni defileye.
Ya fuera un perfume exótico traído desde París un vestido de noche directamente traído de una pasarela de Milán o unos zapatos de diseño traídos en avión desde Manhattan.
Gerek Paris'ten gönderilen egzotik bir parfüm olsun gerekse doğrudan Milan'daki bir podyumdan gelen son moda elbise ya da Manhattan'dan gelen desinatör ayakkabıları.
¡ Esta es la maldita muestra de Milán!
Burası Milano!
Vamos a Milán.
Burası Milano.
Milan Latuza. El químico jefe de Grappig.
Milan Latuza, Grappig'in baş kimyageri.
Además, la Interpol ha hecho una incursión en la oficina y el laboratorio del Doctor Milan Latuza.
Dahası Interpol Dr. Milan Latuza'nın bürosuna ve laboratuvarına baskın yaptı.
Buscando a Milan, el chico Agustino.
Agustin'lerin oğlu Milan'ı arıyorlar.
Esta chica está buscando un músico, llamado Milan Agustin.
Bu bayan Milan Agustin adlı bir müzisyeni arıyor.
Ella se enteró luego que Milan fue deportado.
Milano'da kaçak kalmaktaydı ve bu yüzden kovuldu.
Milan!
Milan!
Milan, por favor!
Milan, lütfen!
Luego de cruzar todo Transylvania buscando Milan?
Bütün Transilvanya'yı gezdikten ve Milan'da kaybolduktan sonra?
Me voy a Milan un par de dias.
Birkaç günlüğüne Milano'ya gidiyorum.
Se llamaba Milan.
Adı Milan'dı.
- ¿ Milan qué?
- Milan ne?
Milan no hablará.
Milan'ı konuşturamazsınız.
Hola, Milan.
Merhaba Milan.
Hoy juegan el Inter y el Milan.
inter ve milanın maçı var bugün.
¿ Que dirían ellos si no volviese a Milan?
Milan'a geri dönmezsem başkalarının ne söyleyeceği kimin umurunda.