Translate.vc / Spanish → Turkish / Mis
Mis translate Turkish
211,717 parallel translation
Señor, estoy agradecido de verlo, como mis hombres.
Tanrım, adamlarımla olduğu gibi sizi de gördüğüm için minnettarım.
Odda asegura que creías que estabas actuando bajo mis órdenes, Uhtred.
Odda, emirlerime göre hareket ettiğinize inandığınızı iddia ediyor Uhtred.
Algunos de mis mejores amigos son azulados.
Bazı yakın dostlarım da mavi sayılır.
- O mis pulmones explotarán.
- Yoksa akciğerlerim patlar.
Intento no contarles nunca a mis enemigos mi plan secreto.
Düşmanlarıma gizli planımı söylememeye gayret ederim.
Hola, soy la misteriosa aventurera de todo el tiempo y el espacio, y estos son mis desechables.
Merhabalar, zaman ve uzayda gezen o gizemli seyyah benim. - Bunlar da kölelerim.
Sí, arruiné algunas libidos en mis años mozos.
Evet. Zamanında birkaç libido düşürmüşlüğüm var.
Por eso nunca dejaría a mis hijos jugar.
Çocuklarımın Amerikan futbolu oynamalarına izin vermem.
Por eso mis hijos juegan fútbol.
Benim çocuklar futbol oynuyor.
Me gustaría presentarte a uno de mis contables,
Seni muhasebecilerimden biriyle tanıştırayım
Necesito todas mis colchas afrocéntricas.
Tüm Afrika tarzı yatak örtülerime ihtiyacım olacak.
Normalmente, el Sr. Rustine Snyder maneja estos eventos, pero está de viaje, así que recayó en mis hombros.
Normalde Bay Rustine Snyder bu etkinlikleri idare eder ama o şehir dışında, o yüzden yük benim omuzlarımda.
Mis brazos lo sienten.
Kollarım da çok yoruldu.
" Aquí yace Titus, madrastra de mis lagartijas, tanto vivas como muertas.
"Titus burada yatıyor. Kertenkelelerimin üvey annesi o. Hem canlı hem ölü olanların."
Entonces ellos son mis padres y mis hermanas, Peyton y Dikta.
İşte... Bu annemle babam. Kız kardeşlerim Peyton ve Dikta.
Mis amigas quieren que elija y no puedo.
Arkadaşlarım imkânsız bir seçim yapmamı istiyor.
Es agradable pasar el tiempo que me queda con mis amigos.
Kalan zamanımı arkadaşlar arasında ödemek hoş.
- ¿ Qué hay de mis putos dedos?
- Benim parmaklarım ne olacak?
Digo, el tiempo no se reinicia y limpia mis digresiones, yo... cualquier consecuencia que tenga, tengo que enfrentarla.
Zaman yeniden başlamadı ve değişen fikirlerimi engelleyemiyor, ben sonuçları her ne olursa olsun yüzleşmem gerek.
Mi marido trabaja muy duro, no tiene tiempo de escuchar mis problemas...
Kocam, işiyle çok meşgul, benim sorunlarımı dinlemeye zamanı yok.
Quizá podrías explicarle el historial que tengo con mis novios.
Belki de ona erkek arkadaş başarısızlıklarımı anlatmalıydın.
Vale... ¿ No habrás visto mis llaves, verdad?
Pekala. Anahtarlarımı görmedin, değil mi?
¿ Dónde están mis chicas?
Kızlarım neredeymiş?
No quiero que arruines mis planes borrándome de la existencia con un golpe de tu pluma autoral.
Yazar kaleminin bir hareketiyle... beni tarih sahnesinden silerek... planlarımı mahvetmeni istemiyorum.
No puedo decir que esto es exactamente lo que tenía en mente cuando ofrecí mis servicios, a menos que haya malinterpretado las señales y las cosas estén a punto de tomar un giro mucho más emocionante.
Hizmetlerimi sunmayı teklif etiğimde... aklımdaki şey tam olarak bu değildi. Tabii işaretleri yanlış okuyorsam ve... işler çok daha heyecanlı bir hale gelcekse o başka.
No hay manera de saberlo pero tengo mis ideas.
Emin olmanın bir yolu yok ama... bazı fikirlerim var.
Es solo que... necesito ser capaz de tomar mis propias decisiones.
Artık kendi kararlarımı kendim verebilmeliyim.
Pero, como he dicho, no está en mis manos.
Ama dediğim gibi elimden bir şey gelmez.
Mis padres, mi hermano y mis hermanas, mi tía y tío, primos.
Annemle babam, kardeşlerim, amcam ve teyzem, kuzenlerim.
Sí, cuando mis padres se separaron aquella vez, estuve todo el tiempo preocupada por si empezaban a salir con otras personas.
Evet, bizimkiler bir süre ayrıldığında sürekli başka birileriyle çıkmaya başlamalarından korkmuştum.
Bueno, sí. Saqué un notable en mi último trabajo, así que tengo que subir mis notas.
Öyle, bir önceki ödevimden B aldım da notlarımı düzeltmem gerek yani.
¿ Durante el resto de mi vida voy a tener que fingir con mis novios?
Hayatımın kalanında erkek arkadaşlarıma karşı rol mü yapmak zoruna kalacağım?
Puedo buscarme mis propias citas.
Kendi sevgilimi kendim bulabilirim.
Sigue mis movimientos.
Hareketlerimi tekrar et.
Mis padres aún no se lo creen.
Evet, annemle babam hâlâ inanamıyor.
Mis propios padres... No sabía nada de ellos en absoluto.
Kendi annem ve babam onlarla ilgili hiçbir şey bilmiyordum.
De mis propios padres, no sé nada en absoluto de ellos.
Kendi annem ve babam, onlarla ilgili hiçbir şey bilmiyordum.
¿ Dónde conociste a mis padres?
Annemle ve babamla nerede tanıştınız?
Son para mis estudiantes.
- Öğrencilerim için onlar.
Mis dientes... Problemas.
Dişimde sorun var.
Estuve en casa durante un tiempo, pasando tiempo con mi hija y mis nietos.
Bir süre ülkeye döndüm. Kızımla ve torunlarımla vakit geçirdim.
Pues mis amigos también.
- Arkadaşlarımın da öyle.
Mis nuevos amigos. Como Chris.
Yeni arkadaşlarım, Chris gibi.
¿ Saben mis padres dónde estoy? No.
- Annemle babam burada olduğumu biliyor mu?
Está todo en mis informes.
Hepsi raporlarımda yazıyor zaten.
Uno de mis estudiantes... Tuvimos sexo.
Öğrencilerimden biriyle seks yapıyoruz.
Le he dicho que si cantaba una canción, solo una... que luego podría venir a mis partidos de sóftbol.
Bir şarkı, sadece bir şarkı söylersen softbol maçıma gelmene izin veririm dedim.
Sois mis únicos amigos estadounidenses.
Sizden başka Amerikalı arkadaşım yok.
Tengo que comprar unas cosas para mis padres.
- Ev için birkaç bir şey almam gerek.
Por lo que he oído, la nave humana se llamaba la Mary Celeste.
Benim duyduğum hikayede geminin adı Mary Celeste'miş.
* * * El sabor de la lluvia en mis labios * * * * * * A la sombra de la luz de la luna * * * - ¡ Zach!
- Zack!