Translate.vc / Spanish → Turkish / Moore
Moore translate Turkish
2,352 parallel translation
¡ Les disparé! ¡ Está bien! ¡ Está bien!
Ally ve Shawn Moore'un ev kredileri sıfırlanmak üzereydi,
Me envió Chris Moore.
Beni Chris Moore gönderdi.
Ella no puede explicar la conección de Chris Moore con nosotros.
Ama Chris Moore'un bizim olan bağlantısını çözemiyor.
Kyle Butler, estos son, Bob y Sally Moore de Sarasota su hermosa hija Hannah, y su hijo ¡ Spencer!
Kyle Butler ; bunlar da Sarasota'lı Bob ve Sally Moore. Bu da güzel kızları Hanna ve bu da oğulları... Spencer!
Allison Moore, la encontré hace 20 minutos con confusión de identidad, lugar y fecha.
Allison Moore, 20 dakika önce kendisine, yere ve tarihe karşı bir kafa karışıklığı gösterdi.
Es tan liberal que hace que Michael Moore se parezca a Rush Limbaugh.
O kadar liberal ki Michael Moore'u Rush Limbaugh gibi gösterebilir.
Una mezcla entre, Matthew Barney con Michael Moore.
Şöyle düşün, Matthew Barney Michael Moore'la tanışıyor gibi
El nombre del conductor es Jesse Ray Moore.
Sürücünün adı Jesse Ray Moore.
Teniente Tao, pidamos una orden de búsqueda para Jesse Ray Moore... y manda fotos a cada agencia de aquí hasta Houston.
Teğme Tao, Jesse Ray Moore için tutuklama emri çıkaralım, Ve burayla Houston arasındaki her acentadan resimleri al.
Jefa, ¿ te das cuenta de que el primer punto donde van a parar a Moore... es en el medidor de peso en la frontera de Arizona, en cuyo caso se vendrá a Texas conmigo.
Şef, farkındamısınız, muhtemelen Moore'ı ilk durduracakları yer, Arizona sınırlı içinde, Bu durumda - -
A menos que un coche que transporte el Sr. Moore tenga uno de esos chismes localizadores.
Bay Moore'un taşıdığı araçlardan birinde şu araç yeri tespit zımbırtılarından olmadıkça.
No hemos encontrado sangre ni armas en el camión de Jesse Ray Moore.
Yani Jesse Ray Moore'un kamyonunda ne kan ne de silah bulamadık.
En este momento, sólo podemos procesar al Sr. Moore... por agresión a un oficial de policía y conducción temeraria.
Şimdi biz, şu anda Bay Moore'a yalnızca, bir polise saldırmaktan Ve kötü araç kullanmaktan dava açabiliyoruz.
Aunque las únicas huellas que hay en él pertenecen a Jesse Ray Moore.
Üstlerindeki parmak izleri yalnız Jesse Ray Moore'a ait olsa bile.
No iba a molestarla con esto antes, pero el Sr. Moore tiene arañazos en el cuello que podrían ser decisivos para cerrar mi caso.
Sizin başınızı öncesiyle belaya sokmayacaktım, Ama Bay Moore'un boynunda bazı tırmık izleri var ki Bu, beni davamı kapatmaya, çok yaklaştırıyor.
Y ahora, si me entregan al Sr. Moore...
Şimdi de Bay Moore'u bana devredebilirsin.
Ahora puede que no, pero en este momento mis inspectores buscan cada coche... que el Sr. Moore ha entregado en los dos últimos años.
Şu an da, belki, Ama tam da şimdi, dedektiflerim Bay Moore'un son 2 yılda teslim ettiği, tüm arabaları inceliyor.
El buen pueblo de Texas no tardará en poner al Sr. Moore en el corredor de la muerte.
Texas'ın iyi insanlarının, bay Moore'u, ölüm hücresinde görmeleri fazla uzun sürmeyecek.
Asegúrese de traer todo lo hallado en la caja fuerte del Sr. Moore... y también su cámara con el flash grande.
Bay Moore'un kutusunda bulduğumuz her şeyi ve de büyük flaşlı kameranı getirdiğine emin ol.
Sr. Moore, creo que no nos presentaron adecuadamente ayer.
Bay Moore, dün uygun bir şekilde Tanıştığımızı sanmıyorum.
Caballeros, ¿ por qué no le traen al Sr. Moore algo que ponerse?
Beyler, niye Bay Moore'a giyecek bir şeyler getirmiyorsunuz?
En cuanto a llevarme al Sr. Moore a Texas conmigo, he pasado mucho tiempo en los tribunales para saber... que no existe ADN suficiente que pueda ganarle a una confesión, y mucho menos a 16.
Bay Moore'u benimle Texas'a geri götürmeye gelene kadar, Yetersiz miktarda DNA nın bir itirafa baskın çıkamayacağını bilecek kadar, mahkemelerde çok zaman geçirdim - - 16 tanesi şöyle dursun.
Le he asegurado al Inspector Landry que después de encerrar al Sr. Moore... y después de cumplir sus cadenas perpetuas aquí en California,
Dedektif Landry'e güvence verdim ; Biz bay Moore'u tutukladıktan sonra, Ve o ömür boyu hapis cezasını burada Kaliforniya'da çektikten sonra,
- Sobre todo trabajé con Joshua Moore.
- Ben, Joshua Moore ile çalıştım.
Moore escribió un ensayo de perfusión retrograda a través del seno coronario.
Moore retrograd koroner sinüs perfüzyonu makalesini yazan kişiydi, değil mi? Evet.
Tienes razón, porque en todas las comedias románticas, la heroína empieza en una mala situación, como en'Ghost', el prometido de Demi Moore es asesinado, o como en'50 Primeras Citas', Drew Barrimore tenía una lesión en la cabeza.
Haklısı, çünkü bütün romantik komedi filmlerinde böyle olur. Kadın, filimin başında kötü durumda olur... "Hayâlet" deki gibi.
- No puedo creeros.
- Sana inanamıyorum, Moore.
Mi nombre es Todd Moore.
Adım Todd Moore.
Estuve casado con Demi Moore.
Selam evlat. Ben, Demi Moore ile evliydim.
Tengo a Stanley en la entrada de la calle Moore.
Stanley'i Moore Sokağı'nın girişine bıraktım.
Michael Moore, etc. ¿ Eso es una chimenea que funciona?
Michael Moore * vesaire, vesaire. O çalışan bir şömine mi?
Jefa, quisiera que usted y su división mantuvieran esta investigación dentro de la total confidencialidad de la vida privada de la Detective Moore.
Şef, sizden ve bölümünüzden şunu istiyorum ; Dedektif Moore'un özel hayatını kapsayan bu soruşturmayı Tamamen gizli tutun.
¿ Quién es la Detective Moore?
Dedektif Moore kim?
Cambios en una de sus Detectives, Ally Moore.
Birinde ; Ally Moore'da, değişiklikler farketmeye başladı.
Um, la Detective Moore se volvió gradualmente más ansiosa, distraída, y esta mañana, yo - -
Dedektif Moore gittikçe daha Fazla endişeli ve dikkatsiz oldu, sonra bu sabah. Ben- -
Por eso prefiero que Grandes Crímenes examine discretamente la vida de la Detective Moore y me informe.
O yüzden Büyük Suçlar'ın ihtiyatlı bir şekilde, Dedektif Moore'un hayatını araştırmasını Ve bana bildirmesini istiyorum.
Um, si vamos a hacer ésto según el procedimiento debería empezar con la declaración del supervisor de la Detective Moore.
Eğer bu işi kitabına uygun yapacaksak... Dedektif Moore'un amirinin ifadesini alarak başlamalıyım.
" A las 8 : 45 a.m. de esta mañana aproximadamente, observé que la Detective Ally Moore llevaba una camisa sin mangas.
"Bu sabah yaklaşık 08 : 45'de... " Dedektif Ally Moore'u kolsuz bir gömlekle gördüm.
Cuando le interrogué por esas heridas, la Detective Moore insistió en que fuero debidas a una caída y que por tanto, no necesitaba atención médica. "
"Bunları sorduğumda, " Dedektif Moore, bu yaraların ciddi bir şey olmadığında ısrar etti. "
No mencionaremos a la Detective Moore por su nombre fuera de este despacho, lo que significa, que debemos ser discretos.
Dedektif Moore'un adını bu odanın dışında anmayacağız, Bunun anlamı ölçülü davranacağız.
Jefa, tengo el informe del historial del marido, Shawn Moore.
Şef kocanın hakkında gerekli bilgileri topladım, Shawn Moore.
Gracias. El expediente personal de la Detective Moore.
Dedektif Moore'un kişisel dosyası,
Si Moore no denunció a su marido a Raydor,
Moore kocasını Raydor'a bildirmediyse,
Eso es porque todos están interrogando a los vecinos de la Detective Moore,
Çünkü hepsi dışarıda dedektif Moore'un komşularıyla görüşüyorlar,
He visto su entrevista con la Detective Moore sobre su problema de abusos domésticos.
Dedektif Moore'la yaptığın, aile içi Şiddete ilişkin görüşme kayıtlarını aldım,
Aproximadamente a la 1 : 00 a.m. de esta mañana hubo una llamada al 911 desde la casa de la Detective Moore.
Yaklaşık olarak bu gece 1.00'de... Dedektif Moore'un evinden 911 arandı.
Lo que, según cree la Capitana Raydor, es la consecuencia directa de que no se tomara muy en serio el problema de la Detective Moore.
Yüzbaşı Raydor'un inanci şu ki ; Bu senin Dedektif Moore'un sorununu Ciddiye almamanın, doğrudan sonucu,
La Detective Moore no quiso presentar cargos, y tú insististe en la discreción - -
Dedektif Moore suçlama da bulunmayacaktı, Ve sen sağduyulu olmakta ısrar ettin- -
Tú y tu grupo iréis a la casa de la Detective Moore inmediatamente, y el caso de violencia doméstica permanecerá abierto hasta que pruebes, para satisfacerme, que hicimos todo lo posible para evitar lo que pasó anoche.
Sen ve ekibin derhal dedektif Moore'un evine gidiyorsunuz. Ve aile içi şiddet dosyası, sen, dün gece olanları engellemek için, Muhtemel her şeyi yaptığımız konusunda beni tatmin edene kadar, açık kalacak.
Eso es lo que yo haría.
Siz burada yetkili değilsiniz ve Shawn Moore'la zıt düşecek
Usted no está al frente aquí, y no tengo lo que necesito para interrogar a Shawn Moore.
Bir şey yapmaya ihytiyacım yok.