English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Mueller

Mueller translate Turkish

447 parallel translation
Ud., Mueller, ¿ sabe lo necesario que es?
Sen, Mueller, sana ne çok ihtiyaç duyulduğunu bilmiyor musun?
Ganaste una medalla aquella vez, Mueller. Espera.
İşte bir madalya kazandın, Mueller.
Entiendo, Mueller.
Anlıyorum, Mueller.
Llévale mis botas a Mueller.
Çizmelerimi Mueller'in giymesi için götür.
Mueller...
Mueller.
Mueller y otros tres heridos... y uno en el manicomio.
üç subay, dokuz ölü, Muller ile üç kişi yaralı ve bir kişi tımarhanede.
- Müller Tercero.
- Üçüncü Mueller.
Müller Tercero.
Üçüncü Mueller.
Tercero. Hay tres Müller en su batallón.
Üçüncü... ordularında üç tane Mueller var.
- Sólo conozco a un tal Moeller, o Miller...
Tek bildiğim bir tanesinin adı Mueller ya da Miller gibi bir şey.
El Cap. Mueller y el Tte. Brundt, de la Brigada de Investigaciones Especiales.
Özel Araştırma Timinden Yüzbaşı Mueller ve Teğmen Brundt'ı takdim edeyim.
- ¿ Encontró algo, Müller?
- Bir şey buldun mu, Mueller?
Nunca olvidaré al viejo Mueller en la catedral.
Katedraldeki yaşlı Mueller'ı hiç unutmayacağım.
- Mueller, es usted un ladrón.
- Mueller, sen bir hırsızsın.
Mueller,
Mueller,
¿ Qué te parece, Mueller?
Nöbet listeniz... O nedir, Mueller?
Salga, Mueller.
Çık dışarı, Mueller.
"Uno hundido, faltan otros 20". Firmado, Kraut Mueller.
"20 atış, 1 isabet." İmza, Kraut Mueller.
- Mueller, es usted un maldito imbécil.
- Mueller, Sen kahrolası bir zavallısın.
El Akikaze nunca falla, Mueller.
Akikaze ıskalamaz, Mueller.
De los marineros Jessie Warner, Kraut Mueller...
Jessie Warner, Kraut Mueller ve diğerlerine en içten üzüntülerimizi yolluyoruz.
- ¿ Kraut Mueller?
- Kraut Mueller?
¿ Ha firmado alguna vez como "Kraut" Mueller?
"Kraut" Mueller ismini kullandın mı?
Tiene nervios, Mueller.
Gerginsin, Mueller.
Tiene sentimientos, Mueller, pero no cerebro.
Duygusalsın, Mueller, ama beyinsizsin.
Gracias, Mueller. - A la orden.
Teşekkürler Mueller.
Me llamo Kurt Mueller.
Ben. Adım Kurt Mueller.
La Srta. Page y la Srta. Mueller.
Bayan Page and Bayan Mueller.
La Srta. Mueller es la hija del Sr. Mueller, el dueño del hotel del lago Wakapoogee.
Bayan Mueller Bay. Mueller in kızıdır Wakapoogee gölündeki av köşkünün sahibi
- Srta. Mueller, muchas gracias.
Bayan Mueller, çok teşekkür ederim.
- La señorita... - Mueller.
Oh, Bu bayan. um...
- Y la señorita...
Mueller. Ve bayan...
¿ Y la Srta. Mueller te ha encontrado así?
Ve bayan Mueller geçiyor bulundu ve seni böyle buldu.
Stanley él es el Profesor Mueller.
Stanley bu Profesör Mueller.
Te diré, Stanley, qué además de ser uno de los maestros de canto más renombrados del mundo el profesor Mueller colecciona antigüedades muy valiosas.
Sana söylemeliyim, Stanley. Dünyanın en iyi ses eğitmeninin yanı sıra, Profesör Mueller antika koleksiyoncusudur.
Y el capitán Mueller es un hombre con tanta experiencia.
Kaptan Mueller çok deneyimli bir adam.
El capitán Mueller ha venido a verlo. Y está impaciente.
Kaptan Mueller sizi görmek için sabırsızlanıyor efendim.
Dígale al capitán Mueller que pase.
Kaptan Mueller'e içeri gelmesini söyleyin.
¿ Debo recordarle, capitán Mueller, que no puede protestar?
Ayrıca Kaptan Mueller, itiraz edecek pozisyonda olmadığını hatırlatmalı mıyım?
El capitán Mueller informó que llevaba tres días en el puente... con la mandíbula infectada.
Kaptan Mueller üç gün boyunca iltihaplı bir çeneyle köprüde durduğunu bildirdi.
Por lo tanto, el capitán Mueller probó con licor.
Bu yüzden, Kaptan Mueller içkiyi denedi.
Créame, llévese el barco.
İnan bana Mueller, gemiyi kabul et.
Sí, Mueller, lo harían.
Evet, Mueller, yaparlar.
Capitán Mueller, me preguntaba si tendría un momento- -
Kaptan Mueller, acaba biraz zamanınız -
No tengo por qué tolerar estas groserías... y le sugiero que me muestre más respeto a mí... a mi autoridad... y a la organización a la que represento.
Kaptan Mueller, bu kabalığı daha fazla uzatmayacağım... Size, otoriteme ve temsil ettiğim organizasyona biraz daha saygı göstermenizi tavsiye ediyorum.
El único informe que me importa, si es que llegamos a Burdeos... es que el capitán Mueller trajo al Ingo desde 15 mil millas... a través de aguas enemigas... con un cargamento valioso de forma exitosa... aunque no jugara ajedrez por el camino.
Bordeaux'a varırsak önemseyeceğim tek rapor Kaptan Mueller'in, yolda satranç oynamasa da gemisi Ingo'yu, değerli kargosuyla birlikte, düşman sularından geçirerek 15,000 millik yoldan başarıyla getirdiği olur.
Tenemos a un hombre como Mueller en la cima... y luego un hombre como Ud., un auténtico alemán... en el mejor sentido de la palabra... es un primer oficial.
Zirvede Mueller gibi bir adam varken sizin gibi kelimenin tam anlamıyla gerçek bir Alman ise ikinci kaptan.
Bien... ¿ qué opina... de la forma en que aborda el capitán Mueller la disciplina?
Şimdi Kaptan Mueller'in disiplin tutumu hakkında siz ne düşünüyorsunuz?
Y no he venido para contar las botellas de vino que bebe Mueller.
Ayrıca burada Mueller'in içtiği şişeleri saymak için bulunmuyorum.
- Gracias.
Teşekkürler Mueller.
No estoy acostumbrado a la hostilidad.
Kaptan Mueller kötü muameleye alışkın biri değilim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]