Translate.vc / Spanish → Turkish / Muller
Muller translate Turkish
388 parallel translation
Diseño de Producción : Y. SPYNEL V. MULLER
Üretim, Tasarım Y. Shpinel, V. Myuller
Mueller y otros tres heridos... y uno en el manicomio.
üç subay, dokuz ölü, Muller ile üç kişi yaralı ve bir kişi tımarhanede.
Me lo imaginaba, Muller.
Bunu bekliyordum, Muller
Respetamos sus conocimientos de las ciencias ocultas, Muller.
Gizli bilimlerdeki uzmanlığınızı kabul ediyoruz, Muller.
- Vamos, Dr. Muller.
- Hadi, Dr Muller.
- Muller, de Viena.
- Viyanalı Muller.
Se hospeda aquí con el Dr. y su señora.
Burada Dr ve Bayan Muller ile kalıyor.
Dile que el Dr. Muller desea verle urgentemente.
Dr Muller'in onu derhal görmek istediğini söyle.
- Dr. Muller.
- Dr Muller.
Ardath Bey, el Dr. Muller.
Ardat Bey, Dr Muller.
Muller ha ido al barrio árabe.
Muller şimdi Arap mahallesine gitti.
La Sra. Muller te hará compañía, y yo me quedaré hasta que llegue el doctor.
Bayan Muller'i yanına çağıracağım ve doktor gelene dek burada kalacağım.
¿ Quiere que llame al Dr. Muller?
Dr Muller'i çağırmamı ister misiniz?
Muller, ¿ qué vamos a hacer?
Muller, ne yapacağız şimdi?
Yo esperaré al Dr. Muller.
Dr Muller gelene dek bekleyeceğim.
Müller revise todo, del sótano al tejado.
Muller, tüm binayı çatısından kilerine kadar kontrol edin...
Es una orden. ¡ Müller!
Bu bir emirdir. Muller!
Mi segundo nombre es Muller.
Soyadım da Muller.
Mi yerno, Kurt Muller.
Damadım Kurt Muller.
- ¿ Nos hemos visto antes Sr. Muller?
- Daha önce tanışmış mıydık acaba?
¿ Que te conto Henry sobre Herr Muller?
David sana Herr Muller hakkında sana neler söyledi?
Habia pensado que Herr Muller podria ser ese hombre.
Herr Muller'in de böyle bir adam olduğunu düşünmüştüm.
Tienes mucha curiosidad por el Sr. Muller.
Bay Muller hakkında çok meraklısın.
Por favor, investiga a Herr Muller.
Lütfen, Herr Muller hakkında O'ndan bir şeyler öğren.
Dile a Herr Muller que suba aqui.
Bay Müller'den buraya gelmesini rica et.
Herr Muller, durante todo el dia una duda me ha estado rondando.
Herr Muller, bütün gün bir tartışmadır gidiyor.
Herr Muller, el joven Baron von Ramme fue su agregado militar en España.
Herr Muller, genç Baron von Ramme İspanya'da sizin askeri ateşenizdi.
- ¿ Estaba alli entonces Herr Muller?
- O zamanlar orada mıydınız Bay Muller?
Herr Muller, no me parece logico que usted se establezca en esta vida tranquila, en el campo.
Herr Muller, bu şekilde sessiz bir kırsala gelip yerleşmeniz bana hiç de olağan gelmiyor.
¿ Es una mala noticia para uste Sr. Muller?
Bu sizin için kötü bir haber mi Bayan Muller?
Volveremos temprano, Herr Muller.
Erken döneceğiz Bay Muller.
He estado en la embajada alemana esta noche, Herr Muller.
Bu akşam Alman elçiliğindeyim, Herr Muller.
Fue algo atrevido, Herr Muller.
Çok cüretkar bir eylem, Herr Muller.
Herr Muller, ese trabajo lo hicieron dos hombres preparados.
Herr Muller, bu iş iki iyi adamın kellesini götürdü.
Los dos tenemos problemas, Herr Muller.
İkimiz de belaya bulaşmış insanlarız Herr Muller.
Es un hombre valiente, Herr Muller, pero no regresara.
Cesursunuz, Herr Muller, ama geri gidemeyeceksiniz.
En un mes, Muller deberia estar en casa, le hara saber que esta a salvo y que he mantenido mi palabra.
Bir ay içinde Muller evde olur, sözümü tuttuğumu.. ... ve güvende olduğunu görürsünüz.
No digo que quiera entenderme Sra. Muller.
Beni anlamak istediğinizi sanmıyorum, Bayan Muller.
- ¿ Y Müller?
- Muller'den haber var mı?
- Tiene problemas.
- Muller'in durumu kötü.
- Están al límite.
- Muller alabilecekleri kadar aldıklarını düşünüyor.
Paul Müller Schultz. Perdóneme.
Ben Paul Muller Schulze Spuvelino.
Sheriff Muller al habla.
Burası, şerif Muller.
Muller, venga un momento.
Dinle, Muller.
Muller al habla.
Burası, Muller.
La Srta. Muller tiene los libros de texto y los periódicos, así que si toman unos ejemplares, creo que podríamos empezar.
Bayan Fuller'da ders kitapları ve günlük gazeteler var. Birkaç kopya alırsanız sanırım başlayabiliriz.
- Ha entrado en San Vittore hoy lo acompañaba el coronel Müller.
- Bugün San Vittore'ye götürülmüş. Albay Muller refakat etmiş.
Coronel Muller al habla.
Albay Müller konuşuyor.
Oficina del Coronel Muller.
Albay Müller'in ofisi.
Y el Dr. Muller de Alemania.
- Alman meslektaşı, Dr. Müller.
- Sí, señor. - ¿ Sigue buscando a Müller?
- Muller'i mi arıyorsun?