Translate.vc / Spanish → Turkish / Mís
Mís translate Turkish
49 parallel translation
¡ Mís felicitaciones!
Öyle mi! Tebrik ederim.
Todo el mundo sabe que he buscado este trabajo... para no dar ni golpe, igual que mís antepasados.
Tüm kasaba hareket memuru olmak istediğimi biliyordu.
Mís abuelos tienen relaciones sexuales más que nosotros.
Ailelerimiz bile bizden fazla seks yapıyor.
Tienes mi mís sentido pésame, mi querida.
Acını can-ı gönülden paylaşıyorum, hayatım.
Quíero que sepas que asumo la responsabílídad de mís actos.
Hatalarım için sorumluluk almaya hazır olduğumu bilmeni isterim.
Cuando te fuíste te llevaste todos mís días felíces.
Yolların ayrılmasıyla Mutlu günlerimi aldın
Vas a echar de menos mís besos...
- Öpücüğümü özleyeceksin - Bok özleyeceğim.
Hola, mís rívales cara de perro, cabezas de chorlíto.
Merhaba benim geri zekalı köpek suratlı rakiplerim.
Quiero decir, tengo que salir un poco de mís entrañas ahora... y sólo ver qué se siente bien.
Demek istediğim, biraz cesaret gösterip... neyin doğru olduğunu görmem lazım.
Quiero matar mis deseos, achogarlo con mís besos...
Ay ışığı, öpücüklerime boğduğum aşkımı uyandır.
Luna, manda tu luz plateada para despertar a mi amado. Quiero matar mis deseos, achogarlo con mís besos.
Ay ışığı öpücüklerime boğduğum aşkımı uyandır.
Luna, manda tu luz plateada para despertar a mi amado. Quiero matar mis deseos, achogarlo con mís besos...
Ay ışığı öpücüklerime boğduğum aşkımı uyandır.
Cuando reconstruí mís címíentos... y fuí capaz de honrar y elevar la mejor parte de mí, me dí cuenta de que me gustaba.
Yeni bir temel atarak... iyi yanlarıma değer verip onları geliştirmeyi başardığımda... aslında kendimi sevdiğimi fark ettim.
en mís instantes finales, agradesco recordar el día en que te conocí.
Ciddi şekilde sarsılmıştım. Cepheden bir mektup. Başka birini bulmanı isteyecek kadar çok seviyorum seni.
Para mi, la lecciones de vida que yo aprendiera en la casa de mís padres era el mundo civilizado y honrado, pero todo aquello se desmoronó en Stalingrado.
Burjuva yaşantım, Stalingrad'da yanıp kül oldu. Alman askerlerinin yamyamlıklarına tanık oldum.
no duró mucho, mís próprios compañeros se volvieron en mi contra.
Islık çalıp yuhalıyorlardı.
( Jez )'Y el Grammy se lo dedico a mís colegas en Compton,'los Japoneses que significan mucho para mí.
Bu Grammy ödülünü Compton'daki arkadaşlarıma ve çok değer verdiğim Japon halkına adıyorum.
Papá, ellos rompíeron uno de mís cometas.
Baba! Uçurtmalarımdan birini yırttılar.
Mís amígos víníeron a contarme.
Ders olacağından haberim yoktu.
Y yo no realízaré mís sueños.
O zaman hayallerim gerçek olmaz.
Perdón por mís parientes, Kumu.
Akrabalar için üzgünüm, Kumu.
La verdad mís fuentes dijeron que el espía responde al nombre de "Sr. F."
Aslında kaynaklarıma göre sızıntı "Mr. F." adını kullanıyormuş.
Mís amígos se reirían si oyeran esto.
Herhangi biri olabilirsin. Neler söylüyorsun?
pero todas mís bolsas de patatas fritas congeladas ¡ estaban agarradas a los fragmentos!
Ama dondurucudaki tüm torbalarda tırmık izleri vardı.
Un enjambre de abejas furiosas zumbando y corriendo por mís orejas.
Öfkeli bir arı az daha kulağımı koparacaktı.
- Pedo también en el decuento de mís zabañones.
Bir de soğuktan romatizmalarım azdığı için.
¡ Te usaré en mís próximas prácticas!
Pis herif! Bundan sonraki deneylerimde seni kullanacağım Doktorcivanımus!
En la casa de mís tíos.
Dayımların evinde.
- Hey, cuidado, son mís mocosos.
- Sözlerine dikkat et. Onlar benim veletlerim.
Siempre pongo en guardia a mís clientes de cosas como ésta.
Müşterilerimi hep bu tarz şeylere karşı uyarırım. Neye karşı?
Espera, porque mís zapatos están en esa... caja.
Bir dakika. Neden ayakkabılarım o kutunun içerisinde?
¿ Patético, eh? Habría podido mentirles, pero ustedes son mís amigos.
Yalan söyleyebilirdim, ama siz benim arkadaşlarımsınız.
Estoy luciendo mís joyas sobre una vela encendida o no?
Maceracı değil miyim? Kim şu an aletini alevin 5 santim üzerinden geçiriyor?
Y comer con mís jodídos amígos
Dostlarımla yemek yiyeceğim
Ni Doña Antonia, ni el Padre Dínís quisieron dísípar mís dudas sobre aquella extraordinaria visita.
Ne Dona Antonia ne de Peder Dinis sıra dışı ziyarete ilişkin şüphelerimi gidermeme yardımcı oldular.
Ahora, he dejado algunos de mís mejores clientes en aquéllos ¡ malditos 12 peldaños!
Evet, sana söylüyorum bu 12 adım yüzünden, en iyi müşterilerimden bazılarını kaybettim.
Dice que sería políticamente conveniente hacerlo antes de que la prensa empiece un debate sobre lo que constituye un acto terrorista y estaba intentando decirle de todas las maneras posibles que no quiero estar contando mís pollos antes de... ¿ Qué?
Medyada terör saldırısının neyi kapsadığı ile ilgili bir tartışma başlamadan biran önce açıklama yapmamızın politik olarak doğru olduğunu söylüyor ve ben de Ona.. bir sürü şekilde... dereyi görmeden... Ne?
Hay toneladas de tús ahí afuera, y hay toneladas de mís... flotando por ahí.
Senden ve benden binlerce daha var.
El hijo violador del cardenal Briconnet fue el siguiente en morir en mís manos.
Günahlarım bağışlanmalı ki cennete girebileyim. Anlıyorum.
Sé que odias esto pero gracias por confiar en mís.
- Bundan hoşlanmadığını biliyorum, bana inandığın için teşekkürler
Bueno, en mís días el subdirecto tenía un guarura peludo que te pegaba por tomar la cereza de una muchacha en en la alondra del profesor de gimnasia
Benim zamanımda müdür yardımcısı beden eğitimi hocasının arabasında bir kızın bekâretini çaldığın için seni döven kıllı bir gorildi.
Porque normalmente hacías sentir como si mís vísceras tuvieran que salirme disparadas por el culo.
Çünkü genelde içimdekiler bir anda patlayıp kıçımdan çıkacakmış gibi hissettirirdin.
Ahora estoy utilizando mís conocimientos para ayudar a pequeños negocios en apuros en este clima competitivo. Antes
Şimdi de bilgilerimi kullanarak, çabalayan küçük işletme sahiplerine bu rekabetçi dünyada başarıya ulaşmaları için yardım ediyorum.
Nos permieteron grabar con las cámaras, pero lo que no saben es que todas mís palabras durante la entrevista serán decidadas por un niño de siete años.
Çekim yapmamıza izin verdiler. Ama bilmedikleri şey ise mülakatta söyleceğim her şeyi 7 yaşındaki bir çocuk belirleyecek.
Y yo estoy siguiendo a mís reglas.
Ben de kendi kurallarıma uyuyorum.
Bueno, hicimos una sólido trabajo de policías en mís días.
Benim zamanımdayken polisliğin babasını yapmıştık.
- De mís ancianos.
- Benim Atalarım tarafından.
Ví con mís próprios ojos.
Sonra olaylar gelişti.