Translate.vc / Spanish → Turkish / Mónaco
Mónaco translate Turkish
335 parallel translation
Este desagradable asunto, la llegada del invierno, las ganas de volver al sur... todo me aconsejaba dejar París e instalarme en Mónaco donde me esperaba un puesto de ascensorista... en el "Hotel de París".
Bu durum, kışın gelişi ve Riviera'ya gitme şansının doğması tüm bunlar Paris'ten ayrılıp Monako'da Hotel de Paris'de asansörcü olarak çalışma fırsatını doğurmuştu.
La hazaña no se cita entre sus doce celebres trabajos... Quizás se trate del número trece... sea como sea... el número trajo suerte a Mónaco.
12 ünlü çalışması içinde bundan hiç bahsedilmez ama bu gerçekte 13.dür ve Monako'ya mutluluk getirmektedir.
Encuentro el detalle muy divertido. Ya en la Antigüedad se perdía el dinero en Mónaco.
Eski zamanlarda paranın zaten Monako'da kaybedildiğini düşünmeyi oldukça eğlenceli bulurum.
Para mí, Mónaco es una divertida opereta.
Bana "Monako nedir?" diye sorun ve ben de, "Operettir!" diye cevap vereyim.
Mónaco es el nombre del pueblo, y Monte-Carlo, el nombre de la ciudad.
Ülkenin gerçek anlamda bir ismi yok çünkü Monako o ufak beldenin ismi ve Monte Carlo da şehrin ismi.
En Mónaco, uno no se hace crupier, nace... nace crupier.
Monako'da krupiye olarak doğulur. Doğuştan krupiye!
Si son expulsados de Mónaco... no tienen más que cambiar de habitación dentro del hotel.
Eğer bir gün Monako'dan kovulursanız sadece kaldığınız odayı değiştirmeniz gerekir!
En Toulouse cambié la bicicleta... por un billete para Mónaco, país al que quería volver.
Yorulduğum zamansa, bisikletimi Toulouse'da satıp içgüdüsel olarak Monako bileti almıştım.
Antes de volver a Mónaco, decidí darme el capricho de un buen desayuno...
Monako'ya gitmek için Poitiers'den ayrılmadan önce o bölgedeki en iyi handa güzel bir öğle yemeği yemek istemiştim.
Regreso a Mónaco, a mi trabajo... en el Casino, mesa no 4.
Monako'ya kumarhanenin 4 numaralı masasındaki görevime geri döndüm.
Se movía en medio de toda esa gente enloquecida por casinos, playas y alborotos, desde Marsella hasta Mónaco como si estuviera sedada con Novocaína
Marsilya'dan Monako'ya kadar uzanan kumarhaneleri plajları ve meyhaneleri dolduran bu çılgın insanların arasında Uyuyormuş gibi dolaşıyordu.
Los pilotos en la grilla de partida. Empieza el Grand Prix de Mónaco.
Tüm pilotlar artık gridde ve Monako Grand Prix'si başlamak üzere.
Me encanta el desafío de Mónaco.
Monako'daki mücadeleyi seviyorum.
El francés es invencible en Mónaco pero hoy el inglés es más rápido en algunos tramos del circuito.
Fransız pilot Monako'da yenilmez ama bugün İngiliz pilot pistin bazı bölümlerinde daha hızlı.
Claro que no me gustaría nada que me hicieses lo que le has hecho a Jordan en Mónaco.
Ama Monako'da Jordan'a yaptıklarından dolayı seni takdir de etmiyorum elbette.
Le brinda también su pesar por el desgraciado accidente de Mónaco.
Ayrıca Monako'daki kazanız nedeniyle ne kadar üzgün olduğunu bilmenizi istiyor.
Jean Pierre Sarti, ganador de Mónaco y del Grand Prix de Francia está a solo dos vueltas de su tercera victoria consecutiva.
Monako ve Fransa Grand Prixlerinin galibi Jean-Pierre Sarti'nin üçüncü galibiyetine yalnızca iki tur kaldı.
Mónaco.
Monaco.
El ganador es, ¡ Mónaco!
Evet, birinci Monako.
Sí señor, Mónaco ha ganado el gran premio, buana.
Evet adamım. Monako büyük ödülü kazandı adamım.
El inspector Zatapathique... el experto forense de la Brigada de Homicidios de Mónaco... canta su canción ¡ Bing Tiddle Tiddle Bong!
Müfettiş Zatapathique... Monak o Cinayet Masası adli uzmanı şarkısını söylüyor. "Bing Tiddle Tiddle Bong."
Quisimos resolver el problema del trafico con un metro absurdo como el de Mónaco o Dublín...
Bizim işimiz Münih ve Dublin'deki gibi trafik problemini çözmek için metro yapmak.
¿ Se van para Mónaco mañana?
Yarın Monaco'ya gidiyorsun, hah?
Mónaco nunca anduvo bien y tu amigo lo eligió.
Monaco önceden hiç iyi değildi ve bilgisayar dostumuz onu seçmiş.
Pensaba en ir a Mónaco.
Ben Monaco'ya gitmeyi düşünüyorum.
Mónaco.
Monaco?
Estoy hablando de París, Mónaco, Londres.
Paris, Monaco, Londra'dan bahsediyorum.
La princesa Estefanía de Mónaco.
Monako Prensesi Stephanie.
Se conocieron en Mónaco en el Grand Prix.
Monaco'da grand prix'de tanıştılar.
¿ La noche en Mónaco?
Monako'daki o geceyi.
Después de esta gira por Escandinavia, sólo le faltarán por visitar en Europa los países Mónaco, Malta y Andorra.
İskandinavya turundan sonra sadece Monaco, Malta ve Andorra kalıyor gidilmemiş batı Avrupa ülkesi olarak.
Mónaco...
Monaco.
- Papá, eso es Mónaco.
- Baba, o Monako prensesi.
Nos vamos a Mónaco.
- Monaco'ya gidiyoruz.
¿ Ahora? Nos vamos a Mónaco para ir a Suiza, ¿ ok?
Evet bebegim, isviçre'ye gidebilelim diye Monaco'ya gidiyoruz, oldu mu?
Nos vamos a Mónaco, ¿ ok?
- Monaco, degil mi?
A Mónaco. Nos vamos a Mónaco.
- Monaco'ya gidiyoruz ki isviçre'ye arabayla gidebilelim.
Nos encargamos de negocios. Volvemos a Mónaco. Vamos en avión al funeral.
Geri Monaco'ya gelir, oradan Londra'ya uçar, cenazeye yetisir ve üç is günü içinde New York'ta oluruz.
Vamos a Mónaco ahora. ¡ Vámonos!
Haydi hareket edelim.
El de Valley Forge... y por supuesto, el de Mónaco.
The Valley Forge... ve tabiki Monaco.
Cary Grant manejó este auto en Mónaco... mientras filmaban Atrapar a un ladrón.
Bu arabayı Cary Grant'in Monaco'da "To Catch A Thief"..... filminin çekimlerinde kullandığını hatırlatayım.
El siguiente que ponemos a subasta... es un Jaguar deportivo 1951 XK-140... hecho a medida para la princesa Grace de Mónaco.
Sıradaki araç Monaco Prensesi Grace..... için üretilmiş olan..... 1951 model bir Jaguar XK-140.
Campeonato de Mónaco, 8 records.
Yarışmada birincilik Monaco'da birincilik, 8 kez ilk başladım
- Mónaco.
- Monako.
No se iluminan todas. Ah, sí, ése es un Dodge Mónaco.
- O Dodge Monico modelidir.
Mónaco y Tokio están en nuestras manos.
Monako ve Tokyo elimizde.
El estacionamiento del Mónaco. - Varón muerto en su coche.
Monaco'daki spor bahisleri otoparkında beyaz bir erkek, arabasının ön koltuğunda ölü bulunmuş.
- Tú, en el casino del Mónaco.
- Sensin. Monaco kumarhanesindeki görüntün.
¿ Qué haces aquí? - Te creía en Mónaco
- Ne işin var burada?
¿ Mónaco?
- Monaco mu? simdi mi?
¿ El Mónaco?
Monico.