Translate.vc / Spanish → Turkish / Mötley
Mötley translate Turkish
57 parallel translation
De todos modos, era la banda Mötley Crüe.
Pekala Lydia.
Tienes que leer este libro de MÖtley Crue.
Motley Crue'nun kitabını mutlaka okumalısın.
Oh! Como Mötley Crüe y Winger.
Oh, Motley Crue ve Winger'ı gibi mi?
y Mötley Crüe.
... ve Motley Crue.
"voy a bailar desnuda para los videoclips de Mötley Crüe"
" Bundan sonra Mötley Crüe şarkıları eşliğinde çıplak dans edicem.
Iron Maiden, Mötley Crüe, Van Halen.
lron Maiden, Mötley Crue, Van Halen.
Así que me dirijo a su lugar de nacimiento, Sunset Strip, para hablar con el vocalista de Mötley Crüe, Vince Neil, sobre cómo la imagen del heavy metal se transformó del cuero al encaje.
Ben de onun doğum yeri olan Sunset Bulvarı'na gidiyorum. Motley Crue'nun şarkıcısı Vince Neil ile deriden dantele geçişi konuşmaya...
Simplemente resultó así y luego, con la nueva versión de Mötley, con Theater of Pain, quisimos hacer lo opuesto a lo que habíamos hecho, más encajes y pieles.
Bir sonraki albüm Theater of Pain için, çok farklı bir şeyler yapmaya karar verdik. Danteller, fırfırlı şeyler falan...
Y al escuchar a Mötley Crüe parecía que esas eran las únicas cosas que hacían. Según sus letras, esa era la totalidad de su existencia.
Motley Crue dinlerken bu adamlar başka bir şey yapmıyorlar galiba diye düşünürdüm.
Cuando sales con los chicos de Mötley, ves como son realmente las mujeres y ves mucho cómo las chicas se encuentran en posiciones increíblemente comprometedoras sin ninguna vergüenza.
Bütün işleri güçleri oydu. Motley'lerle takılırsan, bir kadının nereye kadar gidebileceğini, utanmadan ne pozisyonlara girdiğini öğrenirsin.
Es como si Motley Crue hubiera estado aquí.
Sanki Mötley Crüe gelmiş.
No. Ella piensa que Motley Crue es la banda menos sexy que existe.
Ona göre Mötley Crue tüm zamanların en az seksi grubudur.
W.A.S. P o Dokken eran considerados Posers Esas clase de bandas no eran bienvenidas en nuestra escena, si ibas con una remera de Motley en un show de Exodus, seguro que recibías una paliza, GARANTIZADO
Eğer Mötley Crüe, WASP ya da Dokken gruplarındaysan poz kesen biri olarak görülüyordun ve bu tip gruplar Los Angeles'ta pek hoş karşılanmıyordu.
Nunca poder entender como alguien quiere ir a ver a un hombre vestido de mujer
Eğer Exodus konserinde bir Mötley Crüe tişörtü giyiyorsan dayak yemen kaçınılmazdı.
Eso lo sé. Hablaba más bien de no recordar al bajista de Mötley Crüe.
Onu biliyorum, ben daha çok Mötley Crüe'nin basçısını hatırlamamaktan bahsediyorum.
¿ Estoy en el video de Mötley Crüe?
Hastane fantezili bir filmdeyim.
Entonces, ¿ van a filmar un video de Mötley Crüe aquí, o?
Mötley Crüe'yu burada mı çekiyorlar? Yoksa...?
Me senté allá para ver a Metallica... allá arriba para Mötley Crüe, detrás del escenario para Van Halen... pero nunca pensé que estaría aquí parado.
Metallica'da tam şurada oturmuştum. Mötley Crüe'da ta yukarıda, Van Halen'da sahne arkasında. Ama burada duracağım asla aklıma gelmezdi.
Amamos los senos y a Mötley Crüe.
İkimiz de göğüsleri ve Mötley Crüe grubunu seviyoruz.
Bowie, los Stones, Bad Company Hendrix, Paul McCartney, Ringo, Fleetwood Mac, The Eagles los Pistols, Motorhead, Mötley Crue, Clapton, Sabbath, Ozzy.
Bowie, Stones, Bad Company Hendrix, Paul McCartney, Ringo Fleetwood Mac, The Eagles. Vay be. Pistols, Motorhead, Motley Crue Clapton, Sabbath, Ozzy.
Estos tipos parecen solo escuchar a Zepellin Y les encanta jugar golf.
Bu adamlar, Mötley Crüe ya da Led Zeppelin dinleyip, golf oynamayı sevmeye benzerler.
Ozzy y Mötley Crüe 1985 Cuando íbamos de gira con Ozzy, montábamos unas farras locas entre bambalinas.
Ozzy'le turnedeyken, kuliste hep şu çılgın partilerimizden yapardık.
"Somos una familia feliz y estamos en la piscina", y todos decían... Su pequeño complejo. Ahí llegan Mötley Crüe y Ozzy, completamente colgados.
Ne kadar mutluyuz! " triplerinde takılıp, havuzdan çıkıp hava yaptıkları otellere tamamen uçmuş Ozzy ve Mötley Crue girerdi.
Hay una canción de Motley Crue.
Motley Crue'nun çok güzel bir şarkısı var.
No es Motley Crue todavia no habian nacido es.... este?
"Motley Crue" değil. Onlar daha doğmamıştı. Bu mu acaba?
- Poison, Motley Crue, Aerosmith.
- Poison, Motley Crue, Aerosmith!
¡ Teníamos un grupo que era igual que Motley Crue!
Motley Crue'ya benzeyen bir grup vardı.
Ella manejaba la cafetería escolar en Montley... hasta que se incendió el año pasado.
Motley'deki ilkokulun kafeteryasını işletirdi... geçen yıl yanana kadar.
- Sí.
Zaten o Motley Crue idi.
El creador de los plomos de Motley Crue se hizo papá.
Eski Motley Crue rock gurubu elemanları, şimdi serseri olmuşlar.
¿ Fuiste un plomo de Motley Crue? Así es.
- Motley Crue'la mı beraber miydiniz?
A las dos nos envolvía el sonido de Motley Crue y por mucho yogur.
Gerçi bunda biraz Motley Crue'nun ve çokça Jager'ın etkisi vardı.
Mi compañero y yo hemos demandado a la industria en nombre del Estado de Misisipi para que devuelvan los costes de tratamiento de enfermedades relacionadas con el tabaco.
Ortağım Ron Motley ve ben Mississippi eyaleti adına sigara bağlantılı hastalıkların tedavi masraflarının karşılanması amacıyla tütün sektörüne dava açtık.
¿ Puedes preguntarle al Sr. Motley si espera que su cliente comparezca?
Lütfen Bay Motley'ye şahidin gelmesini bekleyip beklemediğini sorar mısınız?
Tenemos derechos.
- Bay Motley, haklarımız var.
¿ Entonces Motley?
- Ozomatli mi?
Pero, en las palabras de madre cristo... este sera siempre mi "Hogar, Dulce Hogar".
Motley Crue'nun dediği gibi... Burası benim tatlı evim olacak.
Una camiseta del concierto de Motley Crue.
Bir adet Motley Crue konser tişörtü.
Veamos si Paul "Motley" Crewe puede lograr algo.
Bakalım Paul "Rengârenk" Crewe bir şeyler gerçekleştirebilecek mi.
Aunque incluía un poco de los Motley Crüe y mucho Jäger.
Gerçi bunda biraz Motley Crue'nun ve çokça Jager'ın etkisi vardı.
Compré lo nuevo de Klausserman "Los nuevos cobertores" de Cray Thompson, y "Sucia" Molly Cruise.
Klausserman'ın son kitabını, Cray Thompson'dan Blankets'i, ve Motley Crue's Dirt'ünü koydum.
"Sucia", la historia de Molly Cruise.
"Dirt : the Motley Crue Story."
Incluso esas bandas del Main Street
Ana akım medyaya rağmen Los Angeles'ta herkesin gözü Mötley ve Ratt'in üstündeydi.
Media comenzaron ahí, cuando miras hacia atrás y ves la escena de los Angeles todo el mundo ve bandas como Motley o Ratt todas esas bandas de Hair, y todo lo que pasaba ahí, en DC también estaba pasado Pero la gente se olvida que la escena del Thrash fue realmente increíble
Glam Metal ortaya çıkmıştı ve bütün bunlar Los Angeles'ta gerçekleşti ama insanlar Los Angeles'ta bu kadar harika bir Thrash ortamı olduğunu unuttu.
En esa época bandas como Motley Crue.
Kız arkadaşlarımızı çaldıkları için birkaç tanesini pataklardık.
Cámaras, micrófonos para grabar actividad paranormal. Tienes el electromagnómetro para registrar la energía electromagnética, y por supuesto la vieja y fiable máquina de neuroreacción para monitorizar la actividad sináptica. Y aquí está el reproductor de Mp3 así puedo escuchar a Motley Crue.
Doğaüstü aktiviteleri kaydedebilmek için kamerlar ve mikrofonlar elektromagnetik enerjiyi yakalayabilmek için bir elektromagnetomotor ve elbette sinaptik aktiviteleri yakalamak için eski ama güvenilir bir geribesleyici ve Motley Crue'yı dinleyebilmem için bir mp3 çalar
Seaton Motley nos informa por satélite.
Carolina'ya, muhabir arkadaşımız Seaton Motley'e bağlanıyoruz.
Nos dieron Motley Crue.
Sizde bize Motley Crue'yu verdiniz.
¿ Con quién ha estado parrandeando? ¿ Motley Crüe?
Kimle parti veriyordu, Motley Crue ile mi?
Este no es el "Behind the Music" de Motley Crue.
Böyle yapamazsın. Motley Crue'nun Behind The Music belgeselinde değiliz.
Porque tenemos show de burros, Motley Crue y tarta.
Çünkü ek olarak eşek gösterimiz, Motley Crue'muz ve pastamız var.