Translate.vc / Spanish → Turkish / Napalm
Napalm translate Turkish
263 parallel translation
- Sí. Si tienen Napalm, que lo traigan.
Eğer biraz napalm bombaları varsa yanlarında getirmelerini söyle.
Sargento, que carguen Napalm, proyectiles, todo lo que tengan.
Çavuş, napalm bombaları, roketler, ellerinde ne varsa almalarını söyle.
Soltando el Napalm. Sigan la orden.
Napalm'ı fırlatıyorum.
O haremos como en el Vietnam la desnudaremos y la meteremos en una bañera llena de "napalm"... y prenderemos fuego.
Ya da Vietnam'da yaptıkları gibi seni soyar sonra da napalm bombası ile dolu bir küvete koyup bombaları patlatırız!
¿ No es más cobardía atacar pueblos indefensos con bombas de napalm que matan mil veces más gente?
Korumasız köylere napalm bombaları atarak binlerce katını öldürmek, daha alçakça değil mi?
El napalm cae y yo corro Mao Mao.
Napalm düşer, bende de mermiler Mao, Mao!
Actualmente se especializa en la vaporización del napalm... sobre los campesinos palestinos de las regiones de Nablús y Gaza... que no quieren abandonar su tierra.
Topraklarini terk etmek istemeyen Nablus ve Gaza bolgesindeki Filistinli çiftçileri Napalmlama uzerine uzmanlasiyor.
Y vuestras novedades : genocidio, imperialismo, napalm,
Peki ya soykırım, emperyalizm, napalm?
Un cilindro contiene napalm y el otro aire comprimido.
Bir silindirde napalm, diğerinde basınçlı hava var.
Todas esas guerras, bombas.
Savaşlar, napalm bombaları, her şey.
Y se podía ver que era un bote de napalm, porque se distinguen.
Sonra bir bakıyorsun ki napalm kapsülü sana doğru geliyor.
Era como "uou". El napalm hace impacto, cojo a este tío, me lo pongo sobre la cabeza en la trinchera, así.
En yakınındaki cesedi kapıyorsun ve kafanın üstüne çekiyorsun.
El puto napalm alcanzó a toda la línea.
Lanet napalm dümdüz bir çizgi halinde yayılıyor.
Y el napalm goteaba a ambos lados de este tío.
Napalm dediğin şey insanın her iki tarafını da yakar dostum.
Cuando estaba allí, nunca vi a un niño quemándose por napalm.
Ben oradayken hiç napalm yüzünden yanan bir çocuk görmedim.
Yo no arrojé napalm, pero arrojé otras cosas igual de malas.
Hiç napalm atmadım ama en az onun kadar kötü şeyler attım.
Pero ahora miro a mis niños... y... no sé qué ocurriría si... qué pensaría si alguien los atacara con napalm.
Ama şimdi kendi çocuklarıma bakıyorum ve aynı şey onların başına gelseydi birisi onlara napalm atsaydı ne yapardım bilemiyorum.
En la aldea de Tien Goa, cientos de mujeres y niños han sido muertos o incinerados... por el napalm.
Tien Goa köyünde,... yüzlerce kadın ve çocuk, ya öldü ya da napalm bombası nedeniyle kavruldu.
Necesitan napalm en la línea de árboles. ¿ Puede ponerla allí abajo?
Ormanlık bölgeye napalm istiyorlar Yapabilirmisiniz?
Napalm, hijo.
Napalm'ın oğlum.
Amo el olor del napalm por las mañanas.
Sabahları Napalm'ın kokusuna bayılırım.
Es el maldito napalm.
Kahrolası Napalm!
Las olas están afectadas por el napalm.
Dalgalar Napalm yüzünden söndü.
- Es el napalm.
- Bu Napalm'di.
Tal vez napalm.
Belki de napalm bombasıyla.
El napalm neutraliza el gasvenenoso.
Hummel "karşı taktikleriniz" demekle neyi kastetti, General?
Sero el gas VX se diseñó para resistiral napalm.
Napalm zehiri yakar, patladığı anda yokeder. V.X. gazının problemi ise...
Ahí es donde entra el plasma térmico.
Napalm'a dayanmak için özel olarak tasarlanmış olması.
Si no sois capaces de lanzar napalm sobre una aldea enemiga, donde pueda haber mujeres y niños, yo lo descubriré.
Kadın ve çocukların bulunduğu bir köyü bombalamak için, fazla barışsever olup olmadığınızı, öğreneceğim.
¡ Porque el napalm se pega a los niños!
Çünkü bomba çocuklara yapışır!
¡ Ese napalm se pega a los niños!
O bomba çocuklara yapışıyor!
¿ O napalm?
Napalm?
Lanzaron napalm sobre un campo de refugiados en México porque era un campo de guerrilleros.
ABD, Güney Meksika " daki göçmen kamplarına Napalm bombaları attı, bunlar gerilla kampları olduğu için.
Como alambre de púas y meo napalm... y puedo acertar a una mosca en el culo a doscientos metros.
Dikenli tel yer, napalm sıçarım... 200 metreden pirenin kıçına mermi sokarım demek istiyorum.
Pero en cambio, esa plataforma es muy ligera. Si le diera la gana, podría entrar aquí y acribillarnos a balazos.
Ama şu, şu piç kurusu, durduk yere, napalm dolu bir kamyon çağırıp burayı yerle bir edebilir.
Van a enviar un ataque aéreo con bombas de fragmentación y napalm.
Kahretsin. Hava saldırısı geliyor - Napalm atacaklar.
Estamos listos para bombardear, pero apenas nos queda combustible.
Geniş alana yayılan bomba ve Napalm taşıyoruz ama yakıtımız az.
Napalm.
Napalm bombası.
" El laboratorio es famoso por fabricar napalm,
" Laboratuar, Vietnam Savaşında yaygın olarak kullanılan...
"muy utilizado en la Guerra de Vietnam".
"napalm'ın geliştiricisi sayılıyor."
Les busca el FBI por atentar contra un laboratorio de napalm en 1971.
1971'de bir napalm laboratuvarını uçurmaktan dolayı FBI ile başları dertte.
Napalm para el baño.
Ev yapımı patlayıcı.
Con yeso y con napalm, este lugar será un gran mausoleo.
Biraz toparlansa, biraz napalm atılsa burası güzel bir mozoleye benzeyecek.
Un poco de napalm te detendrá.
Küçük bir napalm hızını keser, albay.
¡ En el ejército te dan una medalla por esparcir napalm sobre la gente!
Orduda size insanların üzerlerine napalm attığınız için madalya veriyorlar.
Jerry, el rey del napalm.
Napalm Kralı Jerry.
¿ O tú y Jerry, el rey del napalm, acumulan sus millones?
Yoksa sen ve Napalm Kralı Jerry milyonlarınızı istifliyor musunuz?
Lo quema y consume.
Standart zehirler napalm ile yokedilebilir.
Vamos a echarle nápalm a ver si asado sabe mejor.
Her taraf boynuz parçası dolu!
Será nuestra cena.
Belki küçük bir napalm atarsak güzel bir ızgara olur.
No, el Napalm no actúa así.
Yok, napalm böyle yapmaz.