Translate.vc / Spanish → Turkish / Nash
Nash translate Turkish
1,443 parallel translation
Soy Nash Castor, ¡ y es hora de dar cabezazos!
Ben Nash Castor, ve popo kafalıların zamanı.
Nash, me he dado cuenta de algo.
Nash, Birşeyin farkına vardım.
Le preguntaron a John Nash cómo podía creer que los extraterrestres le enviaban mensajes.
John Nash'e uzaylıların ona mesaj gönderdiğine nasıl inanabildiğini sormuşlar.
John Nash, creía que le habían elegido los extraterrestres para salvar al mundo.
John Nash ( * ) uzaylılar tarafından dünyayı kurtarmak için görevlendirildiğine inanırdı.
El hijo de puta trató de pagarme con DVDs autografiados de "Nash Bridges".
İmzalı Nash Bridges DVD'leriyle ödeme yapmaya kalktı.
Este es Colin Nash.
Bu da Colin Nash.
Encantado de conocerle, Señor Nash.
Tanıştığıma memnun oldum, Bay Nash.
Sr. Nash, ahora, tengo otra oferta que realmente pienso que debería considerar.
Bay Nash, bakın, bence gerçekten göz önünde bulundurmanız gereken bir teklifim daha var.
Parece que se ha conseguido un negocio, Sr. Nash.
Görünüşe göre sizinle anlaşacağız, Bay Nash.
Muchas gracias, Sr. Nash.
Çok teşekkür ederim, Bay Nash.
Glen Nash, ex-fuerzas especiales que prestó servicios en Irak, obtuvo una medalla de valor.
Glen Nash, eski Özel Güçler, Irakta hizmet verdi, kahramanlık madalyası var.
¿ Cuándo fue que vio por última vez a su hermano, Sra. Nash?
Kardeşinizi en son ne zaman gördünüz, Ms. Nash?
Sra. Nash, en este momento sólo necesitamos hablar con él.
Ms. Nash, şu anda sadece onunla konuşmak istiyoruz.
Predecir cómo atacará es sólo la mitad de la batalla.
Yani, Nash'ın nasıl saldıracağını tahmin etmek savaşın sadece yarısı.
No, pero Nash lo hará.
Hayır, fakat Nash yapabilir.
Tenemos los archivos del resto del equipo de Nash en el trabajo de Mirabo.
Nash'in Mirabo Labs işindeki takımının diğer üyelerinin kayıtlarınada baktık.
Bien, digamos que Nash los ha reunido y su objetivo son los ejercicios.
Pekala, diyelimki Nash tekrar takımını topladı ve tatbikatları hedefliyor.
Nash ha estado trabajando como contratista en Irak este último año y la base en la que estaba trabajando se suponía que era segura pero no lo era.
Nash geçen yıl Irakta müteahhit olarak çalışıyormuş ve çalıştığı üssün güvenli olması gerekiyormuş, fakat değilmiş.
El equipo C-T de Nash salió del sistema después de Mirabo.
Nash'ın CT teakımı Mirabo'dan sonra bağlantıyı kesmiş ;
Nash, envió cartas haciendo mucho ruido sobre lo fácil que sería arruinar los ejercicios anti terroristas de Houseman.
Nash, Houseman'ın anti-terör tatbikatlarını mahvetmenin ne kadar kolay olacağıyla ilgili mektuplar göndermiş.
Conocí hombres como Nash, fuerzas especiales.
Nash gibi insanlarla karşılaştım, Özel Güçler.
El patrón de los actos pasados de Glen Nash es la clave en la selección de su objetivo.
Glen Nash'in geçmiş işlerinin şablonu hedef seçiminde anahtar.
Parece que Glen Nash se especializa en elegir los blancos más infranqueables.
Görünüyor ki Glen Nash en saldırılamaz hedefleri seçmeyi düşünmüş.
Megan, hicimos un análisis de empleo de los ex compañeros de Nash.
Megan, Nash'in önceki takımı üzerine bir işverme kontrolü yapıyoruz.
Basado en hechos anteriores deduje que Glen Nash no sólo prefiere los blancos más difíciles sino que va por el más difícil.
Geçmiş hareketlere dayanarak, Glen Nash'in sadece sert hedefleri değil en sertlerini tercih ettiğini, çıkardım.
En base a esas variables evalué los blancos restantes de más blandos a más duros y creo que el próximo blanco de Nash es el Ayuntamiento.
Şimdi, bu değişkenlerden, hedefleri en sertinden en yumuşağına sıraladım, ve inanıyorumki Nash'in sonraki hedefi Belediye Binası.
. Es suficiente tiempo de correr el modus operandi de Nash en mi algoritmo teórico de filtración de psique y éso puede llegar a decirnos cómo atacará.
Bu bana Nash'in saldırısını benim Süzme algoritmasına uygulayıp nasıl saldıracağını söylemesi için yeterli.
La Oficina de Seguridad Interior no es un blanco difícil. Y atacar dos días antes de los ejercicios programados rompe el modus operandi de Nash.
Ülke Güvenlik ofisi sert hedef değil, ve programlı tatbikatten iki gün önce vuruş
Quizás nos está diciendo que nosotros estamos en su programa ahora.
Nash'in saldırısına zarar verir. Belki bize bizim onun programında olduğumuzu söylüyor.
¿ Para qué querría Nash disparar la alarma si nadie de su equipo entró?
Nash neden alrmları çalıştırmak istesinki eğer takımı hiç girmediyse?
Nash está entrenado en cyberterrorismo.
Nash siber savaş eğitimi almıştı.
Nuestro amigo Nash quiere que esos ejercicios sigan en pie.
Bizim çocuk Nash bu tatbikatların devam etmesine emin olmak istiyor.
Acabo de verificar los trabajos anteriores del equipo de Nash.
Hey, Nash'in adamlarının aldığı diğer işleri kontrol ettim.
Nash está haciendo una bomba.
Nash bomba yapıyor.
Estamos hablando de evidencia concreta de que Nash y sus hombres tienen un artefacto explosivo.
Sağlam delillerden bahsediyoruz Nash ve adamlarının patlayıcı cihazları var.
Está bien. Pospondremos los ejercicios hasta que atrapen a Nash.
Tatbikatları erteliyoruz sen Nash'i ele geçirene kadar.
Y nosotros asumimos que fue porque Nash lo golpeó en su propia casa.
Bize göre Nash onu yaşadığı yerde vrduğu için.
Tendremos que atrapar a Nash de la forma difícil.
Nash'i zor yoldan yakalamak zorundayız.
Entonces basé mi análisis de discriminación lineal en las operaciones pasadas de Nash que tenían una preferencia por objetivos difíciles :
Böylece Lineer Diskriminant Analiz imi, sert hedefleri gösteren : füze siloları savaş komut laboratuarları gibi sonucunu veren
Silos de misiles y laboratorios de comandos.
Nash'in son işleri üzerine uyguladım.
Pero al enfocarme en los patrones de comportamientos de Nash me di cuenta de algo.
Fakat Nash'in davranış şablonuna bakarsak, Birşeyi atlamışım.
Sí, intento ver lo que Nash estaba viendo.
Evet, Nash'in ne gördüğünü görmeye çalışıyorum.
¿ Qué si Nash no estaba entrando en el sistema de seguridad?
Eğer Nash sadece güvenlik sistemi bilgisayarını hacklemiyorsa.
Charlie pensó que los ejercicios no eran el principal objetivo de Nash.
Anladınmı, Charlie tatbikatların Nash'in asıl hedefi olmadığını düşünmüştü.
Vigilancia acaba de ver a Nash en la casa de su hermana.
Takip birimi Nash'i kardeşinin evine girerken görmüş.
La hermana de Nash.
Nash'in kardeşi.
Sra. Nash, Sra. Nash.
Bayan Nash. Bayan Nash.
Acabamos de hablar con la hermana de Nash.
Az önce Nash'in kardeşiyle konuştuk.
La clínica confirmó que Nash estuvo ahí todo el mes.
Uyuşturucu merkezi doğruladı Nash tüm ay boyunca ordaymış.
Estaba pensando... ¿ Quién nos sirvió a Nash como sospechoso en bandeja de plata?
Düşünüyordumda, kim bize Nash'i şüpheli olarak gümüş tepside sundu?
CABEZAZO CON NASH CASTOR
Eğer doğruyu açığa çıkarmanın tek yolu varsa,