English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Neón

Neón translate Turkish

308 parallel translation
Van a destrozar el cartel de neón.
Neon tabelasını kıracaklar.
Claro, yo les pongo luces de neón a los míos.
Tabii, ben de benimkilere neon levha asıyorum.
He escuchado que tiene un cartel de neón nuevo. ¡ Le felicito!
Yeni bir neon almışsın, ha? İyi olmuş.
Parece un vendedor de carteles de neón.
Neon-ışıklı pano satıcısı gibi konuşuyorsun.
Un cartel de neón consumiría la cuarta parte. - Nick, eso no importa. - ¿ No importa?
Işıklı pano dörtte bir elektrik yakardı ama Nick, konu bu değil.
Yo intentando arreglar el viejo y usted pone uno de neón más bonito que un árbol de Navidad.
Eski tabelayı onarmaya çalışıyordum, ışıklı pano satıcısı aklına geldi. Yeni bir pano, Noel ağacından daha çekicidir.
" "Hannah Hewes" " en luces de neón.
Parıltılı ışıklar içinde "Hannah Hewes".
A veces sí y a veces no. No es un letrero de neón.
Hey, yanıp sönen ışıklı tabela mı bu?
La ciudad de neón brilla
Neon lambaları parıldar şehirde
Para un lugar mal situado y sin anuncio de neón...
Kötü bir konumu olmayan yerde, reklam ışıkları yokken...
He visto algunos como esos. Un tetra neón.
Ona benzeyen birkaç balık görmüştüm.
Puede poner todos esos carteles y esas luces de neón en las gasolineras. Pero la clase es algo que no puede comprar y lo sabe.
Tüm o ilanları ve neon levhaları asıp her yeri doldurabilir ama kaliteyi satın alamaz ve bunu biliyor.
He estado en tantos moteles, que veo luces de neón por todas partes, pero este lugar parece como escondido.
O kadar çok otele gittim ki floresanlardan gözüm sulandı ama burası saklanıyor sanki.
Siempre es mejor que el neón :
Bunlar neon lambalardan daha iyi.
el maldito neón.
Neonların laneti!
En un entorno sereno y alejado de los falsos oropeles, de la música estridente y las luces de neón de este mundo moderno.
Muhitimiz sakin,.. ... sahte gösterişten, bu modern dünyanın kulak tırmalayan müziklerinden ve neon ışıklarından uzak.
Llevas colgada una señal de neón anunciando tus intenciones.
Niyetini o kadar belli ettin ki, bir tek neon ışığı takmadığın kaldı.
Atmósfera de oxígeno-nitrógeno, algo de criptón, argón, neón.
Oksijen-nitrojen atmosferi, biraz kripton, argon, neon.
Trazas de argón, neón, criptón, todo en cantidades aceptables.
Kabul edilebilir seviyede argon, neon ve kripton izi var.
Estaré con todos vosotros en la jungla de neón.
Sizi heyecan bağımlıları, neon ışıklı ormanlarda yanınızda olacağım.
Y se enciende y dice : "Domador de leones" con grandes letras de neón. Para poder domarlos de noche, cuando son menos chulos. Entiendo, entiendo.
Üzerinde ışıklı "aslan terbiyecisi" yazıyor karanlıkta da eğitebileyim diye.
Sí, un sobrero de domar leones. Que tiene escrito "Domador de leones". Y se prende y dice "Domador de leones" en luz de neón roja.
Evet, aslan terbiyecisi şapkası, üzerinde "Aslan Terbiyecisi" yazan ve geceleri de aslan terbiye edebilmek için büyük, kırmızı, neon harflerle "Aslan Terbiyecisi" yazan bir şapka.
Nuestros cerebros son literalmente electrificados en gas neón... por este trozo de historia.
Beyinlerimiz tarihin bu bölümüyle... neon gazına elektrikleniyor.
La desafortunada víctima de las maldades de las damas nocturnas y las luces de neón.
Geceleri dolaşan hanımlarla neon ışıklarının talihsiz kurbanı.
¿ Y no hay letrero de neón?
Neden üzerime neon lambalarla "hırsız" yazmıyoruz?
En esa banal habitación de hotel con camas de muelles gastados, con luz de neón en ei baño, me sentí tan apocado como mi entorno.
Fakat şimdi kuştüyü yatağıyla bu odada plastik çöp sepeti ve lavabodaki neon ışığıyla....... etrafımdakiler kadar sönüktüm.
No tiene ningún letrero de neón.
Kapıda "Çılgınlar Kulübü" gibi bir şey yazmıyor.
Dicen que las luces de neón brillan más en Broadway
Tüm neon lambaları yanmış Broadway'de
Sigo la canción del viento Sigo el trueno Sigo el neón
Aşıkların gözlerinde rüzgarın sesini Gök gürültüsünü, ışıkları izlemek
¿ Ves esas luces de neón?
Şu neon tabelayı görüyor musun?
5 núcleos de helio forman el neón.
Beş helyum birleşeni neonu oluşturur..
Las luces de neón me están volviendo loco.
Neon ışıkları beni çıldırtacak.
Son lo mismo. 5 núcleos de helio forman el neón. Seis, forman magnesio.
Bir yaratıcının varolması çok cezbedici ve insanın biyolojik dünyayı açıklayabilmesini kolaylaştırır.
Es el neón.
- Işıklardan.
Las luces de neón fastidian la señal.
Hayır, hepsi o neon ışıkları yüzünden.
Neón.
Neonlu.
¿ Neón?
Neon?
¿ Qué es neón?
Neon da nedir?
Neón.
Neon. Bilirsin...
Sí. Es un tubo de neón.
Neyon
Sí, neón, que...
Evet, neyon... Neon
Oh, sí. Neón, ¿ eh?
Hey neon, ha?
Este viaje a Chinatown fue como una cabalgata en un caballo de neón.
Çin Mahallesi'ne yapılan bu ziyaret neon at üzerinde yapılan bir gezi gibiydi.
Pareces el neón de un anuncio de Gordon's.
Gordon cin için neon ışığı gibisin.
¿ Tiene alguna señal de neón abordo?
Gemide bir neon ışığınız var mı?
¿ Tiene dos señales de neón?
İki tane neon ışığınız var mı?
Y creo que podemos encontrar un par de luces de neón en la sala de espera.
Ve... Sanırım salonda bir kaç tane neon ışık bulabiliriz.
¿ Qué dice si reemplazamos el vacío con un poco de gas neón?
Vakumu biraz neon gazıyla değiştirmemize ne dersin?
Butch puso un cartel de neón.
Vay, Butch kendine neon tabela yaptırmış.
- Pensé que sería un lugar algo más vivo. ¿ Con plástico y luces de neón?
- Daha modern bir yer hayal etmiştim.
¡ Sí, vestido en neón!
"Jeff Malene - dtv de." her zaman neon da.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]