Translate.vc / Spanish → Turkish / Niko
Niko translate Turkish
333 parallel translation
En frente de Niko.
Niko'nun önünde.
- Niko.
- Niko.
Puedo presentarte a Niko.
Niko'yu tanıtayım.
Sin embargo siéntate, Niko.
Ancak... otur, Niko.
Niko, ayúdanos.
Niko, bize yardım et.
Hubo un tiempo en que Nico tenía su tienda.
Bir zamanlar Niko'nun kendi dükkânı vardı.
La gente dirá : "En la tienda de Nico y de Dimitri hay unas vacas pintadas".
İnsanlar, "Niko ve Dimitri'nin dükkânında boyalı inekler var." diyecekler.
Nico, la leche se está derramando.
Sütü taşırıyorsun Niko.
Nicolo, eres una buena persona.
Niko, sen nazik bir adamsın.
Nicolo, levántate.
Uyan Niko.
Hola, Nico.
Günaydın, Niko.
¿ Les gustan los cuadros de nuestro Nico?
Ne oldu? Niko'nun resimlerini beğendiniz mi?
No le ofrezcan dinero a Nico.
Niko'ya para teklif etmeyin.
Nico, basta ya de callejear.
Niko, sokaklarda dolandığın yeter.
Bebe, Nico.
İç, Niko.
Estos son los mejores cuadros de nuestro Nico.
Bunlar Niko'muzun en iyi resimleri.
¿ Qué pasa? ¿ No les gusta los cuadros de nuestro Nico?
Ne yani, Niko'muzun resimlerini beğenmiyorlar mı?
¿ Es usted Nico Pirosmanashvili?
Niko Pirosmanashvili sen misin?
Nico Pirosmanashvili.
Niko Pirosmanashvili.
Sí, soy Nico Pirosmanashvili.
Evet, Niko Pirosmanashvili.
¿ Quién es Nico Pirosmanashvili?
Burada Niko Pirosmanashvili kim?
Señores, permitan que les presente a Nico Pirosmanashvili, pintor que vive en nuestra ciudad, pero, por desgracia, hasta ahora desconocíamos.
Baylar, izin verin sizi Niko Pirosmanashvili'yle tanıştırayım. Kendisi şehrimizde yaşayan bir sanatçı ama ne yazık ki hiçbirimiz onu bilmiyoruz.
Soy yo, Nico.
Benim, Niko.
Nico, se burlan de ti.
Seninle dalga geçiyorlar, Niko.
"Dibuja - decía - ¡ Nico, dibuja!"
Boya, Niko, boya diyordu!
Nos hemos olvidado de Nico.
Niko'yu unuttuk.
Niko Lordkipanidze.
Niko Lordkipanidze.
El gran etólogo, Niko Tinbergen, hizo un experimento muy ingenioso.
Hayvan davranışlarını inceleyen Niko Tinbergen ustaca bir deney gerçekleştirdi.
Niko, haces que me dé vergüenza.
Niko, lütfen! Beni utandırıyorsun.
Niko, ¿ No?
- Kimse. - Hiç kimse mi?
Niko, estamos solos,
Yok. Sadece biz varız.
¿ Qué dice Nico sobre esto?
Niko tüm bunlar için ne diyecek?
Te metes con Nico, acabas tomando una siesta bajo tierra.
Niko'yu kızdırırsan, sonun uyumak olur.
Pero necesitamos dinero. Así que robamos el banco... luego acabamos con Nico... y luego, mi amigo, se acabó la escuela.
Nakit paraya ihtiyacımız var... önce bankayı soyacağız... sonra Niko'yu... ve sonra dostum, okul bitecek.
¿ Cuántos años llevas en Belgrado?
Söylesene Niko, ne zamandır Belgrad'dasın?
- Y han llamado del Hotel Nikko. Tienen su American Express en recepción.
Bir de, Otel Niko aradı American Express kartınız ön bürolarındaymış.
- Buenos días, Hotel Nikko.
Günaydın! Otel Niko.
¿ Dr. Niko Tapopopolis?
- Doktor Niko Tapopopolis?
¿ Dr. Nicko Topodopeless?
- Doktor Niko Topodopeless?
Estamos en el Madison Square Garden donde el Dr. Tatopoulos ha hallado el nido de la bestia.
Madison Square Garden'dan canlı bildiriyoruz. Dr. Niko Tatopoulos yaratığın barınağını burada buldu.
Mi nombre es Niko Usted me puede llamar o Neil no importa
Bu arada adım Niko. Bana Neil de diyebilirsin. Ya da...
Aquí tienes, Niko.
Al bakalım Niko.
Elvis Costello en Marquee en 1978... una apenas coherente Nico cantando canciones de Doors en 1974... y más cosas incoherentes... de Iggy Pop imitando a David Bowie desnudo en 1981.
Elvis Costello'nun 1978'te Marquee'deki konseri. Niko'nun 1974'te Doors şarkısını söylediği konser. 1981'de David Bowie şarkılarını çıplak söylediği konser!
- a donde fuiste? - a ningún lado.
Hey Niko, nereye gidiyorsun?
Levántate, Nicolo.
Uyan Niko.
Óyeme, Niko, ¿ qué te pasa?
- Niko, neyin var senin?
Niko, No juegues con la comida.
Niko, Yemeğin ile oynama.
¡ Niko, vamos, come!
Niko, ye onu.
Niko, ten cuidado.
Niko dikkatli ol.
tienes mucho tiempo, Niko.
Söz yeterince zamanın var.
- Hola, Ma. - Hey, Niko.
Seni her gördüğümde..... yüzünde kocaman güzel bir gülümseme var