Translate.vc / Spanish → Turkish / Nsc
Nsc translate Turkish
79 parallel translation
La directiva es la NSC 3-4-2 / 2-3, alto secreto, 30 de enero, 2001.
İşte talimat : Çok Gizli, MGK 3-4-2 / 2-3, 30 Ocak 2001.
NSC, Consejo Nacional de Seguridad, la Casa Blanca.
MGK, Milli Güvenlik Konseyi, Beyaz Saray.
Vaughn, todo el mundo esta trabajando en esto : el estado, el NSC, el DOD.
Vaughn herkes uğraşıyor. Dışişleri, Milli Güvenlik. Savunma Bakanlığı- -
¿ Por qué no lo hace a través del NSC?
Niye Ulusal Güvenlik Konseyi'ni kullanmıyor?
Ahora que la muerte de Lazarey ha sido relacionada con La Convención la NSC ha iniciado su propia investigación sobre el asesinato.
Lazarey'in ölümü Mutabakat'a bağlandığı için, Milli Güvenlik bu cinayeti araştırıyor.
Cuando obligaste a la NSC a liberarme de prisión me dijiste que lo habías hecho porque necesitabas a tu padre, que necesitabas mi fuerza.
Milli Güvenlik'i beni hapisten çıkarmaya mecbur bıraktığında bunu, babana, benim gücüme ihtiyaç duyduğun için yaptığını söylemiştin.
¿ Por qué la NSC me quiere a mí en esto?
Milli Güvenlik neden benim bununla ilgilenmemi istedi?
Qué, ¿ porque ella es de la NSC, o porque ella es mi mujer?
Milli Güvenlik'ten olduğu için mi, karım olduğu için mi?
No necesito recordarte las consecuencias si Lauren y la NSC te conectan con el asesinato de Lazarey.
Lauren ve Milli Güvenlik'in Lazarey'in suikastıyla olan ilgini öğrenmesinin sonuçlarını hatırlatmama gerek yok.
Tu padre me ha informado también que después de tu regreso han conspirado para guardar esta información fuera de la CIA y de la NSC por temor a ser retirados del servicio activo.
Baban ayrıca bana döndüğünden beri bu bilgiyi CIA ve Milli Güvenlik'ten sakladığınızı da söyledi. Çünkü görevden alınmaktan korkmuşsun.
Dada mi discreción en compartimentar las informaciones en una misión en curso no daré esta información a la NSC.
Devam eden bir operasyon sırasında bu bilgiyi açıklamayacağım için bunu Milli Güvenlik'ten saklayacağım.
Sí, de la NSC...
Evet. Milli Güvenlik'ten.
Si la NSC lo descubre, me detendrán.
Milli Güvenlik öğrenirse görevden alınırım.
He explicado a mis superiores que la decisión fue mía. Ocultar información a la NSC en lo que respecta a la implicación de Sydney Bristow en el asesinato de Lazarey.
Andrian Lazarey cinayetiyle Sydney Bristow'un ilgisinin Milli Güvenlik'ten saklanması kararının tamamen bana ait olduğunu amirlerime anlattım.
- ¡ Sydney está en custodia de la NSC!
- Sydney Milli Güvenlik'in- -
Entonces el contacto con el que nos vamos a reunir ¿ es un antiguo NSC?
Buluşacağımız kişi eski Milli Güvenlik ajanı mı?
Tú y yo, seremos los principales sospechosos de cualquier intento de liberar a Sydney de la custodia de la NSC.
Sydney'yi Milli Güvenlik'ten kurtarma teşebbüsünün bir numaralı şüphelileri biz olacağız.
Porque también es la sede de un centro de detención secreto de la NSC utilizado para el interrogatorio de sospechosos terroristas cuya cautividad el gobierno no admitiría.
Çünkü orası hükümetin yakaladığını kabul etmediği teröristlerin sorgulandığı bir Milli Güvenlik cezaevidir.
¿ Cómo supone que Sydney Bristow se enteró que tenia que huir del país antes de que fuera consciente de que la NSC la esperaba para detenerla?
Milli Güvenlik'in onu aradığını bile bilmeden Sydney Bristow ülkeden nasıl kaçtı?
Él debería ser capaz de conectarse a los archivos de la NSC.
Bürodaki bilgisayarından Milli Güvenlik arşivlerine bağlanabilir.
Esto va a ser difícil, con todos los agentes de la NSC que están por allí.
Biraz riskli olabilir. Orası Milli Güvenlik ajanlarıyla dolu.
¿ Tú te exfolias? Necesito que entres en los archivos de la red de la NSC. ¿ Puedes hacerlo?
Milli Güvenlik'in sistemdeki gizli belgelere girmek istesem bunu yapabilir misin?
Azotar las nalgas de las estaciones de la NSC.
Milli Güvenlik'in canına okuyacaksınız.
Conspirando para salvarte de la NSC Sloane nos ha dado todo lo que necesitamos, para anular su perdón.
Seni Milli Güvenlik'ten kurtarma planı yaparken,.. ... Sloane bize ihtiyacımız olan bütün cephaneyi sağladı. Hem de af anlaşmasının iptal olmasını göze alarak.
Soy la única de la NSC, soy la única a la que Lindsey puede creer.
Lindsey sadece beni dinler.
Todo lo que sé es que enviar agentes para detenerme delante de mis hijos es uno de los últimos errores que hará como director de la NSC.
Çocuklarımın önünde beni tutuklamaları için ajanlar göndermek Mili Güvenlik'in Kıdemli Müdürü olarak yapacağın son hata olacak.
¿ Debo recordarle que fue su marido el que la ayudó a huir del país cuando era buscada por la NSC?
Milli Güvenlik tarafından aranırken ülkeden kaçmasına kocanın yardım ettiğini hatırlatmama gerek var mı?
Los agentes Vaughn y Reed preparan otro trabajo bajo dirección de la NSC.
Ajan Vaughn ve Reed Milli Güvenlik'in talimatıyla ayrı bir görev hazırlığında.
He oído que lo han prestado a la NSC. Sí.
Şu anda Milli Güvenlik için çalıştığını biliyorum.
Ha ofrecido proporcionar información a la NSC a cambio de indulgencia.
Beni öldürecekti. Cezasının azaltılması karşılığında Milli Güvenlik'e bilgi vermeyi teklif etmiş.
La NSC la someterá a cirugía cerebral invasiva.
- Tabii ki biliyorum. - Milli Güvenlik ona şiddetli bir beyin ameliyatı yapacak.
¡ Porque la NSC enviaría a otros agentes!
Çünkü Milli Güvenlik başka ajanlar gönderir.
Lauren puede ser nuestra mejor oportunidad de ocultar esa información a la NSC.
Bu bilgiyi Milli Güvenlik'ten saklamamız için en iyi şansımız Lauren olabilir.
¡ Todos en esta oficina guardan secretos a la NSC. ¡ Algo que estoy intentando desesperadamente entender!
O bürodaki herkes Milli Güvenlik'ten benim öğrenmek için çırpındığım şeyi biliyordu!
No vayas a casa, la NSC lo sabe todo.
Eve gitme. Milli Güvenlik her şeyi biliyor.
- Si la NSC quiere encontrarme, lo hará. - ¡ Sydney!
Milli Güvenlik beni bulmak istiyorsa, bulacaktır.
La NSC sabe que Sydney es responsable del asesinato de Lazarey, ¿ no es así?
Milli Güvenlik Sydney'nin Lazarey'i öldürdüğünü biliyor değil mi?
La NSC espera una última llamada de the Covenant, que les indique el momento y el lugar del intercambio.
Milli Güvenlik değiş tokuşun yeri ve zamanı için Mutabakat'tan bir telefon daha bekliyor.
El NSC me apoyará cuando sepan que trabajar juntas compromete su lucha contra El Convenio.
Birlikte çalışmamızın Mutabakat'ı yakalamamızı engellediğini öğrenince Milli Güvenlik Kurulu beni destekleyecektir.
La postura del NSC es que aceptemos la proposición de Sloane... y lo utilicemos como doble agente dentro de El Convenio.
Milli Güvenlik Kurulu Sloane'un teklifini kabul edip onu Mutabakat'a sokmamız taraftarı.
La NSC cree que podemos saber más sobre La Convención siguiendo los movimientos de Sark con la esperanza de que nos conduzca al jefe de La Convención
LAUREN : Milli Güvenlik Kurulu Sark'ı izleyerek Mutabakat'a ve önemli adamlarına ulaşacağımızı umuyoruz.
... por si nuestra mala suerte no fuera suficiente la NSC asignó esta investigación a la mujer de Vaughn.
Talihsizliğimize bak ki, Milli Güvenlik bu soruşturmayı Vaughn'un karısına verdi.
La NSC y la CIA van a saber que yo he matado a Lazarey y cuando lo sepan, la NSC no dudará en someterte a todo procedimiento disponible para recuperar tu memoria...
CIA ve Milli Güvenlik, Lazarey'i öldürdüğümü öğrenecek. Ve öğrendikleri zaman Milli Güvenlik,.. ... hafızanı geri getirmek için her türlü prosedürü uygular.
La NSC había recuperado el caso de tu madre.
Milli Güvenlik Kurulu annenin dosyasını kapatıyordu.
La NSC está duplicada, así todo lo que vemos, Lindsay lo ve.
Milli Güvenlik bizimle eş zamanlı bağlantıda. Yani biz ne görürsek Lindsey de görecek.
El director de la NSC, Robert Lindsay estará coordinando con nosotros.
Milli Güvenlik Kurulu Müdürü Robert Lindsey bizimle çalışacak.
Estoy aquí para informarles que intercambiar a Sark por su otro agente ha sido aprobado por la NSC.
Milli Güvenlik Kurulu'nun ajanınız karşılığında Sark'ın bırakılmasına izin verdiğini bildirmeye geldim.
¡ Esta operación ha sido revocada por la NSC!
Milli Güvenlik Kurulu'nun emriyle bu operasyon iptal edilmiştir.
¿ Le ha llegado al cerebro que soy el Director de la NSC?
Milli Güvenlik Kurulu'nun müdürü olduğumu unuttunuz mu?
Deberías saber, que además de ser la nueva agente de relaciones con la NSC también soy la esposa de Michael Vaughn.
Bilmeniz gereken bir şey var. Milli Güvenlik Kurulu'nun yeni irtibatı olmakla birlikte Michael Vaughn'un karısıyım.
¿ Desde cuándo se ha vuelto la NSC tan ansiosa de negociar con terroristas?
Milli Güvenlik, ne zamandır teröristlerle işbirliği yapmaya bu kadar hevesli?