Translate.vc / Spanish → Turkish / Nádie
Nádie translate Turkish
185,250 parallel translation
Esa carta dice que el buenazo de Major te amaba como a nadie en la vida.
Bu mektup, eski iyi Major'ın hiç kimseyi sevmediği kadar seni sevdiğini yazıyor.
¿ Adivina quién ha encontrado trabajo, un trabajo donde a nadie le importa si has sido públicamente acusado de ser un asesino en serie?
Tahmin et kim seri katil olarak kamuya duyurulmayı umursamayan bir yerde iş buldu?
- Nadie ha dicho que no lo sea, pero el coche de Chen fue aplastado por una camioneta grande, como el que está fuera.
- Kimse olmadığını söylemedi ama Chen'lere büyük bir araç çarptı tıpkı girişteki araç gibi.
No le había contado a nadie lo nuestro, pero...
Kimseye bizden bahsetmemiştim ama...
Nadie lo sabe seguro. ¿ Existe?
Kimse tam olarak emin değil.
Antes de que nadie supiera cuán rápido cambiaría el mundo.
Dünyanın ne kadar hızlı bir şekilde değişeceğini kimse bilmiyorken.
¿ Un lugar donde nadie pueda encontrarte?
Seni kimsenin bulamadığı bir yer?
Nadie entrará ni saldrá.
Hiç kimse içeriye giremeyecek ya da çıkamayacak.
Mira, ahora nadie puede entrar para sobrevivir a menos que tú lo permitas.
Bak, şimdi sen izin vermezsen hiç kimse hayatta kalmak için içeriye giremez.
Aquí nadie os juzgará si os vais.
Eğer giderseniz burdaki kimse sizi yargılamayacak.
Nadie de tu gente entrará a menos que lleguemos a un acuerdo.
Eğer şartlara gelemezsek, halkınızdan hiç kimse içeriye giremez.
Si no quieres que nadie salga herido, no abras la puerta.
Eğer artık kimsenin zarar görmesini istemiyorsanız, Kapıyı açmayın.
" Nadie salvo nosotros nos salva.
"Kendimiz haricinde kimse bizi kurtaramaz."
Sin armas y sin nadie entrenado en combate terrestre, no hay manera de que podamos ganar.
Silahsız. ve dünyalı silahları için eğitilmiş kimse olmadan Kazanabileceğimiz hiç bir yol yok.
Pero Luna estaba entre los cuatro restantes, lo que significa que hay una mayor probabilidad de que nadie entre a este búnker, de que no sobreviva nadie. El fin de la raza humana.
Ama Luna son dördün arasında ki bu insan ırkının son raddesinde kimsenin yaşayamayacağı ve o sığınağa giremeyeceği durumundan daha iyi olduğu anlamına gelir.
Nadie va a abrir esa escotilla mientras yo esté aquí con Emori.
Emori'yle orada olduğum müddetçe kimse o kapıyı açamaz.
Y así no protegerá a nadie.
O zaman kimseyi korumaz.
Nadie.
Kimse.
Nadie quería esto.
Bunu kimse istemedi.
Nadie está diciendo que vaya a ser fácil, pero necesitamos hacer que nuestra gente entre en razón.
Kimse kolay olacağını söylemiyor ama insanlara dinlemeleri için bir sebep vermemiz gerek.
Nadie conoce mejor sus aguas que yo.
Kimse suyu benden daha iyi bilemez.
A menos que encontremos otro transporte, nadie va a llegar a esa isla.
Başka bir araç bulamazsak kimse adaya varamaz.
Si cortas ese traje, no salvará a nadie.
Kostümü yırtarsın, kimseyi de kurtarmaz.
Nadie quiere esto, pero tiene que hacerse.
Kimse istemiyor ama olması gereken bu.
Encontraste este lugar cuando nadie más te creyó.
Sen bu yeri kimse sana inanmazken buldun.
¿ A quién le importa? De todas formas, no hay nadie con quién hablar.
Kimin umurunda, orada konuşacak kimse yok zaten?
¿ Nadie en tu gobierno sabe a dónde podrían haberla llevado?
Devletinizden kimsenin, onu nereye götürmüş olabilecekleri ile ilgili bilgisi yok mu?
Un verdadero soldado. Él nos salvó... Nadie mejor.
Bizi kurtardı ama ben onu kurtaramadım.
¿ Nadie os habló de los indios?
Kimse size Kızılderililer'i anlatmadı mı?
Nadie que yo conozca haría eso.
Tanıdığım kimse böyle bir şey yapmaz.
No hacían daño a nadie.
Kimseye zarar vermiyorlardı.
No está bien que hables de eso con nadie, ni conmigo.
Bunu biriyle tartışmanın mânâsı yok, benimle bile.
Nadie sabe que estuvo allí.
Kimse onun orda olduğunu bilmiyor ki.
Nadie me querrá.
Kimse beni istemez.
Nadie se casará conmigo.
Kimse benimle evlenmez.
Quiero decir, si... nadie más te quiere.
Yani kimse seni istemezse.
No había besado antes a nadie más que a Peter.
Daha önce Pete'den başka kimseyi öpmemiştim.
Estás tan triste que nadie puede llegar a ti.
O kadar üzgünsün ki kimse sana erişemiyor.
¿ Qué? ¿ Nadie se lo ha explicado todavía?
- Daha söylemediniz mi?
¡ No he dejado tirado a nadie!
Ben kimseyi yüzüstü bırakmadım.
El horario es mejor y nadie muere.
Çalışma saatleri daha iyi ve kimse ölmüyor.
Nadie.
Hiç kimseydim.
No puedo creer que nadie vaya a ver esto.
Kimsenin görmeyecek olmasına inanamıyorum.
Porque te conozco mejor que nadie y sé exactamente por lo que estás pasando ahora mismo y es el infierno.
Çünkü seni herkesten daha iyi tanıyorum, ve şuan başından geçenleri tamamen anlayabiliyorum. Berbat bir şey.
Nadie más conoce a Sandstorm mejor que ella.
Sandstorm'u ondan iyi bilen yok.
Me conoces mejor que nadie.
Beni herkesten daha iyi tanıyorsun.
Nas y el equipo de la ASN han estado intentando desbloquearlo, pero nadie ha conseguido pasar de la pantalla de bloqueo.
Nas ve NSA'deki ekip uzun süredir açmaya çalışıyor. Ama ana ekranı geçebilen olmadı.
Vale. Nadie toca la pizarra excepto la jefa Bailey.
Şef Bailey dışında kimse tahtaya dokunamaz.
Jackson, nadie quiere esto menos que yo.
Jackson, bunu isteyecek son kişi benim.
¿ Nadie?
Kimse bilmiyor mu?
Bueno, estuve allí anoche, y no se lo desearía a nadie.
Ben dün gece oradaydım. Kimsenin orada olmasını istemem.