Translate.vc / Spanish → Turkish / Née
Née translate Turkish
306 parallel translation
- Daubray, nacida Lacaze, Bernadette.
- Daubray, née Lacaze, Bernadette.
La Sra. Daubray, nacida Lacaze, ha votado.
Bayan Daubray, née Lacaze, oyunu kullandı.
¿ Que?
Ne? Nee?
- Conoce a la futura Sra. Robert Neary.
- Gelecekteki Bayan Robert Neary'yi selamlayın. - Nee?
Nee... ¿ qué?
Ralı - ne?
- Nee.
- Nee.
Ahora mismo voy para casa.
Nee?
¿ Qué cosa?
Nee?
¿ Qué?
Nee?
Ayer, en el traje verde de su Eminencia encontré 30000 ducados
Dün sabah 300,000 Duka altını buldum... Efendimin pantalonunun içinde. - Nee?
¿ Cómo?
Nee?
- ¿ Qué?
- Nee?
Martha Salomon, nacida Heyer... en un lunes, 23 de Septiembre.
Martha Salomon, nee Heyer... 23 Eylül Pazartesi.
Oh, no. Oh, no.
O, nee!
Que co...
Nee...
- Por favor, Nino, nos están mirando. - ¿ Qué?
lütfen, nino herkes bize bakıyor nee?
¿ Y qué pasa con Chie-nee?
Ya Chie abla?
nee nee nee!
nee nee nee!
- ¿ Qué?
Nee?
¿ Qué?
Nee! ?
¿ Hay alguien en el baño?
- Ben banyodayım torbaya sıcak su koyayım.. - Nee..
En español significa...
- Nee?
- Desnuda, aca tienen fotos.
- Çıplak olarak, işte resimler. - Nee?
Dice que eres todo un rastreador.
Kep-pon-nee! Senin iyi bir iz sürücü olduğunu söylüyor. A kep-pon-nee.
Parece que dijera O-neders.
O-nee-ders gibi görünüyor.
- Sí, parece que dijera O-neders.
O-nee-ders gibi görünüyor.
Los O-neders.
Karşınızda O-nee-ders.
¡ Los O-neders son los campeones!
O-nee-ders şampiyon!
- Todos hablan de Los O-neders.
- Sözünüz ediliyor O-nee-ders.
- ¿ Son los O-neders?
- Hey, bunlar O-nee-ders mi?
Ganaron el concurso de talento en Mercyhurst. ¡ Los O-neders!
Mercyhurst Yetenek Şovunun birincisi. Erie'din... O-nee-ders grubu!
Es "nee...".
Bu "as..."
- ¿ Qué?
— Nee? ! ?
Que? !
Nee?
¿ Qué? ¿ Tú no tienes budín?
Nee pudinginiz yokmu?
NICHOLAS : ¿ ¡ Qué!
Nee? !
NICHOLAS : ¿ Porqué?
Nee?
No, le voy a quitar los boletos a un tontarrón ¿ Sabes lo que te digo?
Hayır, teşekkürler. Nee, bedankt. Ik ga er iemand voor in elkaar slaan, snap je?
¿ Huh?
Nee?
No importa lo que digas.
Nee söylediğinin önemi yok.
- ¡ ¿ Qué?
- Nee?
Jung, lleva estas salchichas a la Tía Nee en Bangkok como de constumbre, ¿ lo harás?
Jung, bu sosisleri her zamanki gibi Bangkok'taki Nee teyzene götürürsün, değil mi?
¿ ¡ QUÉ?
NEE?
- B'rnee es un científico, John.
Br'nee bir bilimadamı, John.
Solo soy un aprendiz al lado tuyo, B'rnee.
Ben seninle karşılaştırılınca sadece acemiyim, Br'nee.
B'rnee, eso es un poco inaceptable.
Br'nee, bu biraz kabul edilemez.
Escuche lo que B'rnee les dijo sobre mi.
Br'nee'nin benim hakkımda söylediklerini duydum.
B'rnee debe haber sabido que... ¿ su gente diezmo el suministro de comida?
Br'nee'nin türünün senin halkının sonunda yiyecek stoğunu tüketeceğini bilmesi gerekirdi.
Y entonces la gente de B'rnee llego.
Ve sonra Br'nee'nin halkı geldi...
Pero también sabía, que despues de haberme satisfecho... con los huesos de sus amigos... y finalmente de B'rnee, eventualmente moriría de todas formas.
Ama biliyorum ki... kendimi senin ve arkadaşlarının ve en sonunda Br'nee'nin kemikleriyle doyurduktan sonra er geç açlıktan öleceğim.
B'rnee sabe donde vive mi gente.
Br'nee benim türümün nerede yaşadığını biliyor.