English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Orient

Orient translate Turkish

65 parallel translation
"Orient Express, Budapest, Visegrad."
" Doğu Ekspresi, Budapeşte, Visegrad.
- No es el Orient Express.
- Ekspres tren değil haliyle!
Los motivos de mi viaje a Oriente son puramente científicos.
Orient'e gitme nedenim, tamamen bilimsel konularla ilgili.
Sé que desea ir a Oriente y que sufre un retraso.
Gideceğiniz yer Orient, ve geç kaldınız.
Segundo, un vagón especial en el Orient Express.
İkincisi, Orient Ekspres'e özel bir vagon eklensin.
El Orient Express está a punto de salir.
Orient ekspresi ayrılmak üzereydi.
¡ Pensé que era el Orient Express!
Onun Doğu Ekspresi olduğunu sanıyordum!
- Bienvenidos al salón del Oriente.
- Orient Salonu'na hoş geldiniz.
Bienvenida al salón del Oriente.
Orient salonuna hoş geldiniz.
¿ Qué tal "las maravillas de Oriente"?
Orient'in harikaları nasıIdır?
Vietnam. La perla de Oriente.
Orient Pearl.
Me gustaría felicitar a Thelma Miller de Orient Park.
Orient Park'tan Thelma Miller'ı kutluyoruz.
¿ Se refiere al Lo Pan que es director del National Orient Bank y posee la Wing Kong Trading Company, pero que es un ermitaño a quien nadie ha visto desde hace años?
Ulusal Doğu Bankası'nın başkanı, Wing Kong Ticaret Şirketi'nin sahibi olan, ama yıllardır kimseye görünmeyecek kadar münzevi olan Lo Pan mı?
Un reloj, tipo oriental.
Bir adet kol saati, markası Orient.
Importaciones del Oriente.
Orient'ten ithalat.
Subí a bordo del Expreso de Oriente con órdenes de seducir a Sam Beckett... el astrofísico más famoso de EE.UU...
Orient Ekspresi'ne Amerika'nın en ünlü astrofizikçisi Sam Beckett'i...
- La minuciosidad de oriente...
- Orient'in anlaşılmazlıkları...
Estuviste un tiempo en Oriente.
Şimdi, Orient'te, zaman geçirdin, Maurice.
Era una recreación del Orient Express, un tren que hacía el recorrido de París a Estambul durante...
Şark ekspresinin yeniden yaratımı Paris'ten İstanbul'a giden bir tren ve...
¿ Sabías que, en su época dorada, el Orient Express transportaba más de 10.000 personas al año?
Tam zirvedeyken Şark Ekspresi'nin yılda 10.000 insan taşıdığını biliyor muydun?
El Orient Express es una forma romántica, misteriosa y elegante de visitar sitios exóticos y conocer a personas fascinantes.
Şark Ekspresi romantiktir, gizemlidir egzotik yerleri görmenin, büyüleyici insanlarla tanışmanın zarif bir yoludur.
Nunca se sabe a quién puede uno conocer en el Orient Express.
Şark Ekspresi'nde kiminle karşılaşacağını asla bilemezsin.
Sí. El Orient.
Orient'le.
Yo cambiaría esas 50 mil
Orient'le yıllık 50 binlik anlaşma için
- por un contrato con el Orient.
- getir götür yapardım.
- Y eso que no me gusta el Orient.
- Orint'den haz etmememe rağmen.
El Orient o algún otro
Orient yada başkası.
Gracias, eres un amor.
O halde yarin. Orient pazarinin orada.
Si alguien debe pedir sobre la luna de miel, estamos viajando a París, entonces estamos tomando el Orient Express a Venecia, donde vamos a pasar dos semanas en la suite Mansarda Palazetto en el Cipriani. ¿ Qué te pasa?
Sonra Doğu Ekspresi'ne binip Venedik'e gidiyoruz. 2 hafta boyunca Cipriani'nin Palazetto Süiti'nde kalacağız.
Esta era... la estación terminal... del Orient Express.
Burası... Orient Expresi'nin... son durağıydı.
Desde allí, el ladrón toma el Oriente Express, después hace transbordo a un vapor... de Constantinopla a la India
"Buradan, hırsız Orient Ekspresi'ne biner..." "... sonra bir vapura geçer... " "...
Una vez que aterricemos en Munich para abordar el Orient Express... - usted queda libre
Orient Ekspresi'ne binmek üzere Münih'te indiğimizde serbestsin.
Cuando Ted te despida, necesitarás que te lleve alguien al transbordador.
Ted seni dışarı atınca, birinin seni Orient Point'teki feribota bırakması gerekecek.
Empieza por llevar a mi ex asistente al transbordador, ¿ eh?
Eski asistanımı Orient Point'e götürmekle başlayabilirsin.
Entradas para el Orient Express indio.
Hint Doğu Ekspresine bilet.
Voy a ir a Viena, cogeré el Orient Express.
Viyana'ya gidiyorum. Orient Ekspresiyle.
Entonces debería haber cogido el Orient Express.
O halde Doğu Ekspresi'ne binseydiniz.
Tengo entradas para el Festival Noir en el Orient y nadie con quien ir.
"Kara Film Festivali" için iki giriş biletim var. Bana eşlik edecek kimse de yok.
Bien, este amigo mío, solía aparecerse en los baños VIP del club de fútbol "Leyton Orient" cantando las Variaciones de Andrew Lloyd Weber al final de un partido contra Hull City en 1977.
Doğru, benim bir arkadaşım vardı o genelde VIP tuvaletlerinde görünürdü Leyton Orient Futbol kulübünde, Andrew Lloyd Webber'in değişik versiyonlarını söyleyerek... Meşhur bestelenmiş. Çünkü çello çalan kardeşiyle bir iddiaya girmişti, bir sezon maçına Hull City'ye karşı 1977 senesinde.
Y le agradecería que me reservara una plaza esta noche en el Orient Express.
Bu geceki Doğu Ekspresi'nde bana yer ayırtabilirseniz çok sevinirim.
¿ O sea que regresará en el Orient Express?
O zaman Doğu Ekspresi'yle gidiyorsunuz.
Esta noche el vagón de Calais del Orient Express está completo.
Doğu Ekspresi'nin Calais vagonunda bu gece için hiç yer yokmuş.
¿ Cómo en "Asesinato en el Orient Express"?
"Şark Ekspresi"'ndeki katil gibi mi?
No, esa era "Asesinato en el Orient Express."
Hayır o Şark Ekspresi'ndeki katildi.
Una diosa egipcia perdida en el Orient Express.
Bir Mısır Tanrıçası, Doğu Ekspresinde serbest kaldı.
Soy un ingeniero de sistema en una compañía llamada Oriente.
Bense Orient denen bir firmada sistem mühendisliği yapıyorum.
Quiero decir el Orient Express.
Doğu Ekspres'i diyecektim.
Cuan Orient Express. Tal vez alguien tiene zapatillas de dormitorio de Agatha Christie.
Belki de biri Agatha Christie'nin terliklerini bulmuştur.
Creo que mi favorito es "Asesinato en Orient Express" de Agatha Christie.
Benim favorim Agatha Christie, Şark Ekspresinde Cinayet.
Cunard, Orient, de hecho, todos nuestros mayores competidores lo utilizan y ninguno de sus barcos se ha caído aún en pedazos por lo que sé.
Yani, Cunard, Orient, aslında tüm büyük rakiplerimiz bu çeliği kullanıyor ve bildiğim kadarıyla hiçbirinin gemisi ikiye ayrılmadı.
Trabajó en el Oriente.
Orient'da çalışmış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]