English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Orson

Orson translate Turkish

1,055 parallel translation
Adam, es Orson.
Ethan, ben Orson.
Es Orson Bailey.
Orson Bailey.
Orson tiene pánico, necesita un sitio dónde esconderse.
Orson panikledi, saklanacak bir yere ihtiyacı var.
Si Orson puede hacer eso, quién sabe a donde se dirige todo esto.
Eğer, Orson bunları yapabiliyorsa bu işlerin nereye gideceğini kim bilebilir?
Orson Bailey.
Maia Rutledge. Orson Bailey.
¿ Con Orson Bailey, Oliver Knox?
Orson Bailey mi yoksa Knox mı?
"El tercer hombre".
Orson Welles. "Üçüncü Adam".
Este tipo que tus agentes trajeron, Orson Bailey creo que puedo explicar cómo desarrolló este- - 12 de Octubre, 2004.
Ajanlarının yakaladığı adam Orson Bailey sanırım bu yeteneğini nasıl geliştirdiğini açıklayabilirim...
Apenas hay una mención sobre Orson Bailey.
Orson Bailey'den bile neredeyse söz edilmemiş.
Viste personalmente y de cerca a Orson Bailey Oliver Knox.
Orson Bailey'yi çok yakından ve bizzat kendin gördün. Oliver Knox'u...
Eso bien, pero recuerda a Orson Bailey o a Trent applebaum, cuando un 4400 manifiesta una habilidad esta puede volverse más intensa, rápidamente.
Her neyse, bu da bir şey. Ama Orson Bailey, Trent Appelbaum... Bir 4400 ne zaman yeteneğini gösterse, çok kısa bir sürede daha da şiddetlenebiliyor.
Orson Bailey.
- Maia Rutledge. Orson Bailey.
Orson Welles dijo que los pájaros de sexo femenino tienen mejor plumaje porque los masculinos deben tratar de justificar su existencia. Nos pasamos todo el tiempo gritando, "mírame, mírame".
Orson Welles " Bizim cinsimizden olan kuşların tüyleri dişilerden albenilidir, çünkü erkekler varlıklarını kanıtlamak zorundadırlar zamanımızın çoğunu'Bana bak, banak bak!
Soy Frankie Heck de la nueva clínica en Orson.
- Ben Orson'daki yeni kliniğinizden Frankie Heck.
Joseph Cotten...
- Joseph Cotten, Orson Welles.
El número uno es Orson Hardee.
Bir numara Orson Hardee.
Orson Hardee, Lance Dolan.
Orson Hardee, Lance Dolan.
Oye, Megan, ¿ cómo estamos con Orson Hardee?
Hey, Megan, Hardee'de ne durumdayız?
¿ El policía que Orson Hardee asesinó?
Orson Hardee'nin öldürdüğü polisi mi?
Siempre preguntándome si esta vez Orson Hardee saldría libre.
Orson Hardee şimdi mi serbest kalacak diye düşünürdüm.
La caída de la bolsa, la crisis de misiles cubanos,... incluso la transmisión de radio de Orson Welles de la Guerra de los Mundos en 1938.
Wall street çöküşü Küba füze krizi... ve hatta Orson Welles'in 1938 dünya savaşı yayını!
El fin de semana que vino Orson Welles, ¿ sabe lo que me dijo?
Gösterim merkezimize bayılacaksınız. Burada Orson Welles festivali de düzenledik ve bana ne söyledi biliyor musunuz?
Era el primer día de la sucursal en Orson de Sonrisa Superestrella Internacional, y todo estaba...
Uluslararası Süperstar Gülüşleri Orson Şubesi'nin ilk günüydü ve her şey...
Orson Hodge.
Orson Hodge.
Orson, me siento halagada, de verdad.
Orson, gururum okşandı. Cidden.
Voy a ir corriendo a la tienda.
Teşekkürler, Orson.
Gracias, Orson.
Geldiğin için sağ ol.
Y tú con ese chico, ¿ Orson?
Peki ya Orson denen şu adam?
¿ Sabes? Deberías llamar a mi amigo Orson.
Arkadaşım Orson'u aramalısın.
- Orson Hodge el amigo dentista de Susan.
- Orson Hodge, Suzan'ın dişçi arkadaşı.
Y a Orson Hodge no le gusta que lo contradigan.
Ve Orson Hodge, kendisine karşı gelinmesini hiç sevmezdi.
¡ Orson, no!
Orson, hayır!
Sí, Orson Hodge era un hombre al que no le gustaba ser contradicho por nadie.
Evet, Orson Hodge kendisine karşı gelinmesini sevmeyen bir adamdı... hiç kimse tarafından.
Fue en ese preciso día que Bree Van De Kamp salió en su primera cita con su nuevo amigo Orson Hodge.
Aynen böyle bir günde, Bree Van De Kamp, yeni arkadaşı Orson Hodge ile ilk buluşmasına gitmişti.
Sí, me casaré contigo, Orson.
Evet, seninle evlenirim Orson.
Saben, Orson ha sido miembro aquí por años.
Biliyorsunuz, Orson yıllardır buranın üyesi.
Bueno, quería invitarlas a una cena que Orson y yo daremos este sábado.
Pekala, sizleri cumartesi günü Orson ile beraber düzenleyeceğimiz akşam yemeğine davet etmek istedim.
Orson y yo estamos comprometidos.
Orson'la ben nişanlandık.
Orson es el hombre más afectuoso maravilloso y generoso.
Orson en sıcak, mükemmel, cömert insan.
Orson...
Orson...
Orson.
Orson.
Orson.
Oh, Orson.
¡ Pero, Orson!
Ama, Orson!
Yo era vecina de Orson.
Orson'ın komşusuyum.
Orson, ¿ de qué está hablando?
Orson, bu kadın neden bahsediyor?
Orson mi mano.
Orson... Elim.
Sí, era una obra de radio de Orson Welles sobre la Guerra de los mundos.
Orson Welles'in radyo oyunu Dünyalar Savaşı'ndan bir kesitti.
Bueno, Orson y yo lo hablamos y creemos que a nuestra edad es ridículo esperar.
Orson'la bu konuda konuştuk, ve bekleyecek yaşta değiliz.
¿ Orson?
Orson?
Ya sabe, ¿ cuando usted llegó y dijo eso de "Orson mató a su mujer"?
Yani oraya geldin, ve "Orson karısını öldürdü" şeyini dedin.
- Orson.
Sizce de öyle değil mi? - Orson.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]