English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Orwell

Orwell translate Turkish

200 parallel translation
¿ Ha leído lo que escribió George Orwell sobre el "Maxim's"?
George Orwell'in Paris'teki... "Maxim's" de yaşadıklarını hiç okudunuz mu?
Los ha eliminado de su vida porque piensa... que vivimos en una pesadilla orwelliana... y que todo lo que oímos hace que nos convirtamos en robots.
Bunları tamamen hayatından çıkartmış çünkü şu anda, bir tür Orwell tarzı kâbusta yaşadığımızı ve işittiğimiz her şeyin bizi birer robota çevirmeye yardım ettiğini düşünüyor.
George Orwell.
George Orwell.
He traducido a Orwell.
Orwell'ı çeviriyordum. Okumak istiyordu.
¿ Tiene una colección de ensayos de George Orwell?
Acaba sizde George Orwell'in denemelerinin bir derlemesi var mı?
No tenemos ensayos de Orwell pero tengo una buena primera edición de Granja de animales.
Orwell'in denemeleri yok... ama Hayvan Çiftliği'nin güzel bir ilk baskısı var.
Sí, claro. George Orwell.
George Orwell.
El sencillo relato del Sr. Orwell sobre unos animales que se rebelan contra sus opresores humanos.
Mr. Orwell'in basit hayvan hikayeleri hayvan... severleri ayaklandırıyor.
Combatí con Orwell.
Orwell'le savaştım.
Pensaba quedarme en algún antro, por la experiencia, como Orwell en Sin blanca.
Biraz macera yaşarım dedim. Orwell, Down and Out.
Orwell es tan contemporáneo que parece irreal. ¡ Somos números, Hombre! ¡ Números!
Orwell burada ve rahatça yaşıyor. burada adımız yok adamım İşim yok adamım!
George Orwell dijo que si la libertad significa algo es el derecho de decirle a la gente lo que no quiere oír.
George Orwell şöyle demiş : Eğer özgürlüğün bir anlamı varsa, insanlara duymak istemedikleri şeyleri söyleme hakkı demektir.
Sé que George Orwell estaría emocionado con la idea, pero creo que no habría imaginado que llegáramos a que se pueda ser demandado por pensar.
Bu düşüncenin George Orwell'ı heyecanlandıracağını biliyorum. Ama onun bile, bir gün insanların akıllarından geçenler yüzünden yargılanabileceklerini tahmin ettiğini hiç sanmıyorum.
No pueden, sería una novela de Orwell.
Bunu yapamazlar, 1984 gibi.
hay un caso famoso, la novela de George Orwell,
Sen çok önemli bir davaya parmak bastın
Rebelión en la granja oh, he visto la película
George Orwell'ın romanı Hayvan Çiftliği. O, onun filmini görmüştüm.
- Sí, George Orwell.
- Evet, George Orwell.
Pero en la tierra de Shakespeare Orwell, Lawrence.
Ama burası Shakespeare'in, Orwell'in, Lawrence'ın şehri...
Todo que podemos hacer es el intento de hacer público los hechos.
GEORGE ORWELL Tek yapabileceğimiz şey gerçekleri anlatmaya çalışmak.
Para eso son las buenas escuelas, para moldearte no para lavarte el cerebro al estilo de Orwell ni convertirte en algo que no eres, sino...
İyi okullar, insana çeki düzen verir beynini yıkayarak insanı şeytana çevirmez, Orwellian yolu yada seni olmadığın bir kalıba sokmaz, ama...
Es de George Orwell.
George Orwell yazmış.
George Orwell escribió una vez que, " No importa si la guerra es real o no lo es.
George Orwell şöyle yazmış... " Savaşın gerçek olup olmaması önemli değildir.
Para eso son las buenas escuelas, para moldearte no para lavarte el cerebro al estilo de Orwell ni convertirte en algo que no eres, sino...
İyi okullar seni biçimlendirir Orwell'ci bir şekilde, şeytanca beynini yıkamazlar ya da seni olmadığın bir şey olmaya zorlamazlar, ama...
Pensar que la policía trabaje en equipo con un psíquico es absolutamente Orwelliano.
Polisin bir psişikle aynı bisikleti sürmesi fikri tam da Orwell in bilimkurgularına layık.
Nick Kozlov, Nadia Orwell y una vidente de gatos llamada Madam Lulu.
Nick Koslov, Nadia Orwell... Madam Lulu adlı bir kedi medyumu.
Encuentren a Nadia Orwell.
Bana Nadia Orwell'i bul.
¿ Nadia Orwell?
Nadia Orwell?
Entonces, lo que quería decir Orwell era : "no es perfecto, pero lo tomo".
Yani temel olarak, Orwell demiş ki, "Mükemmel değil, ama yapacağım..."
George Orwell dijo :
George Orwell şöyle demiş :
Sé que no compartimos muchas cosas, porque, ya sabes, políticamente, creo que vivimos en una pesadilla, debido a...
Biliyorum birçok şeyde göze göz şeyler görmüyoruz, çünkü politik olarak, bence biz orwell kabusunda yaşıyoruz...
Muy Orwelliano. ¿ Cuáles son esas medidas especiales?
Oldukça Orwell vari. Bu özel önlemler tam olarak nedir?
- No, George Orwell.
Hayır, George Orwell.
¿ Tienes ganas de ayudarme a preparar un programa de estudios o corregir 30 ensayos sobre "Animal Farm" de Orwell?
30 tane Orwell'in Hayvan Çiftliği kompozisyonuna not vermeme ve özet çıkarmama yardım edecekmişsin gibi bir his var içimde.
Extremistas en la paranoia Orwelliana así como atrapados en creencias religiosas.
Bodur dini inanışları kadar da Orwell'ci paranoyalı müfritler.
George Orwell definitivamente tenías razón sobre 1984.
George Orwell, neredeyse 1984'teyiz.
Asique el concepto de la autoridad total en el libro de Orwell Realmente está acuñado en el término popular Gran Hermano
Demek oluyor ki Orwell'in kitaplarındaki totalitarian yazım şimdiye kadar kullanılan "ağabey" terimine anlamını vermiştir
Me llamo...
Adım Robert Orwell.
Robert Orwell. Andrew Restarick fue un buen amigo.
Andrew Restarick iyi arkadaşımdı.
Vio que esta era la oportunidad que durante tanto tiempo había esperado, usted, mademoiselle Frances Cary, sin que su madre lo supiera, se enfrentó al impostor y le insistió para que se uniera a usted en su terrible plan.
Sen de bunu, uzun zamandır beklediğin bir fırsat olarak görüp annenin haberi olmadan, Bay Orwell'le yüzleştin ve korkunç planına katılması için ona ısrar ettin.
Y para conseguir dicho objetivo... hizo que el Sr. Orwell la instalara en el edificio de apartamentos en el que también se encontraba la Srta. Seagram, la mujer cuya presencia le recordaría la culpabilidad que sintió... por el suicidio de su madre.
Bu amacına ulaşmak için de Bay Orwell'in onu Dadı Seagram'ın da kaldığı binaya yerleştirmesini sağladın. Bayan Seagram'ın sadece varlığı bile annesinin intiharından duyduğu suçluluğu unutturmayacaktı ona.
Podía soportar fingir que monsieur Orwell era monsieur Restarick, pero la maldad de esta nueva conspiración era demasiado para ella.
Bay Orwell'in, Bay Restarick rolünü oynamasına katlanabilirdi. Ama bu son planın katıksız kötülüğü onun için çok fazlaydı.
No pudo haber sido ni monsieur Orwell ni mademoiselle Claudia quien vio a Madame Oliver recuperar esa carta incriminatoria puesto que estaban conmigo.
Bayan Oliver'in o suçlayıcı mektubu aldığını Bay Orwell veya Bayan Claudia görmüş olamazdı.
Orwell para informarle de este hecho.
Bay Orwell'i aradınız ve ona haber verdiniz.
Y cuando descubrí que estaba buscando fotografías de la familia para demostrar que monsieur Orwell era un impostor, me di cuenta... de que estaba actuando a favor de mademoiselle Norma y no en su contra.
Aile fotoğraflarını araştırıp, Bay Orwell'in sahtekar olduğunu kanıtlamaya çalıştığını anladığımda da.. ... onun Bayan Norma için çalıştığını, ona karşı olmadığını gördüm.
Orwell, Hemingway, escritores famosos, con mucho que perder... fueron a España.
Orwell, Hemingway ünlü yazarlar, kaybedecek çok şeyleri olanlar hepsi de İspanya'ya geldiler.
"La Granja de Animales" de Orwell.
Bizler Hayvan Çiftliğiyiz.
Resultó ser más como el 1984 de George Orwell que Mi Pequeño Poni.
Ama hükümet şirinlerden çok Gargamel'e dönüşmüş.
El Presidente, el Congreso y la FCC, han anunciado planes para no sólo restringir lo que se dice en la radio y periódicos, sino también para regular la libertad de expresión en Internet a través de la doctrina orwelliana llamada "Doctrina de la Equidad".
Başkan, Kongre ve FCC, sadece radyo konuşmalarını ve gazeteleri sınırlamayan, aynı zamanda internette Orwell-vari "Dürüstlük Doktrini" uyarınca internet üstünden ifadeyi düzenleyecek planları olduğunu açıkladılar.
- Orwell.
- Orwell!
Subtitulos por Estrella, Jonatan33, Xeneize _ 88, Orwell, red _ kiba y Artur-Ol.
Kastore kastore @ k.ro
Pero lo único que encontró fue al impostor monsieur Robert Orwell y,
Ama onun yerine, karşısında sahtekar Robert Orwell'i buldu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]