English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Pagó

Pagó translate Turkish

4,966 parallel translation
¿ No devolviste un arma registrada después que él te pagó?
Para verdiği halde ruhsatlı bir silahı nasıl geri götürmezsin?
Él pagó.
Ödedi borcunu.
¿ Cuánto le pagó ¡ para secuestrar a ml meto?
Torunumu kaçırman için sana ne kadar ödedi?
¡ Señor, no me pagó!
Paramı ödemediniz!
¡ Ese tipo no me pagó! ¿ Está loco?
Paramı ödemedi, manyak mıdır nedir?
La cena la pagó el Sr. Van Houten.
Yemeğiniz, Bay Van Houten tarafından ödendi.
Aunque su padre pagó una gran parte.
Gerçi babası büyük bölümünü karşılamıştı.
¿ Recuerdas cuando avisaron que el señor B no pagó la renta y fui a buscarlo?
Bay B'nin kirayı geciktirdiği için evine gidip baktığım zamanı hatırlıyor musun?
El idiota me pagó no una vez, sino durante tres años. Cada domingo luego de la iglesia
Şerefsiz herif parayı verdi hem de bir kereliğine değil 3 yıl boyunca her pazar kiliseden çıkınca.
Y la CIA les pagó a los periodistas y gánsteres para difundir mentiras y violencia y poner al pueblo iraní contra el gobierno para que los estadounidenses y los sionistas instalaran a su marioneta el traidor, sha Mohammad Reza Pahlavi...
CIA tarafından parası ödenen gazeteci ve çeteler de yalanlar ve şiddet yaydılar ve.. ... İranlı insanları kendi hükümetlerine karşı getirdiler. Böylelikle Amerikalılar ve Siyonistler, kuklaları olan hain Ş ž ah Mohammad Reza Pahlavi'yi sahaya yerleştirebildiler.
¿ Te pagó Erich Blunt para que mataras a Kevin Neyers?
Erich Blunt, Kevin Neyers'ı öldürmen için sana para verdi mi?
El único que me pagó alguna vez para matar a un... hombre fue el ejército de los EE.UU.
Birini öldürmem için bana para veren tek yer Amerikan ordusu.
Él les pagó para que se fueran.
Gitmeleri için onlara para verdi.
Quizás no fuera nada, quizás se pagó a gente.
Belki de yalandı, belki birilerine rüşvet verdiler.
¿ El duque le pagó?
Sana Dük mü ödedi?
Eso es lo que se pagó por las imágenes de apuñaladas.
- Yiyecek kamyonu olayında üç bin almıştım.
Me pagó para meterla a escondidas.
Barutu içeri sokmam için bana ödeme yaptı.
Su abogado le pagó varios miles de francos al mes durante 30 años, hasta que él murió.
30 yıl boyunca avukatı her ay için binlerce frank ödedi. Avukat ölene kadar.
Sí, y ella sólo me pagó en efectivo para una docena de puntas de flecha.
Evet ve kısa süre önce bir düzine ok ucu için bana ödeme yaptı.
Su gobierno hubiera conseguido lo que pagó.
Devletin parasını verdiği şeyi alacaktı.
Y Pete pagó por nuestro error.
Ama hatamızın bedelini Pete ödedi.
El conductor dijo que le pagó 100 dólares que dejarla afuera en Chuy Arbor Vista.
Adam, kadının kendisini Arboy Vista'da ki Chuy'iye götürmesi için 100 dolar verdiğini söyledi.
¿ Quién te pagó esas cinco monedas?
- Sana o parayı kim verdi?
Hace unos meses, nos dijeron que tenían que irse a ocuparse de los negocios en Hong Kong, y me pagó 6 meses'alquilar antes de salir.
Birkaç ay önce, buradan ayrılamarı gerektiğini söylediler. Hong Kong'da önemli işleri varmış. Gitmeden önce, altı aylık kirayı ödediler.
Alguien en Radley le pagó a Wilden para que altere su informe.
Sahibi olduğunuz sanatoryumdan biri raporu değiştirmesi için Dedektif Wilden'a rüşvet verdi.
El Sr. Grouse pagó beneficios por fallecimiento a gente que todavia vivia.
Bay Grouse halen hayatta olanlara ölüm yardımı ödüyordu.
Usted pagó Sergio mucho dinero y yo no hace preguntas.
Sergio'ya bir ton para verdin ve ben soru sormam.
la perversión me pagó.
Bunun için para ödediler.
Ahora dinos quién te pagó, porque creemos que es el siguiente en la lista.
Şimd, size kim para verdi söyle, çünkü sıradaki isimlerin onlar olduğunu düşünüyoruz.
Te hago una consulta, el pasaje me lo pagó una empresa en realidad.
Bir şey soracağım. Biletimi bir şirket karşılamıştı.
Se te pagó por transportar la mercancía del Sr. Proctor y mantener la boca cerrada.
Bay Proctor'ın mallarını taşıyıp ağzını kapalı tutman için para alıyordun.
Si me preguntan, esta pobre mujer pagó su deuda hace mucho tiempo.
Bana sorarsınız bu zavallı kadın borcunu çoktan ödedi.
Espera, ¿ piensan que alguien le pagó para matar a Wilden?
Wilden'ı öldürmesi için para aldığını mı düşünüyorlar?
- Bueno, olvidémonos de Cece, quiero saber quién le pagó.
- Cece'yi geçtim ödemeyi kim yapmış merak ediyorum.
En el segundo hasta el último día de excavación el Instituto Black Hills le pagó al dueño del terreno Maurice Williams $ 5,000 por "Sue" con la intención de exhibir el dinosaurio en su Museo.
Kazının sondan bir önceki günü, Black Hills Enstitüsü müzelerinde Sue'yu sergilemek niyetiyle arazi sahibi Maurice Williams'a 5 bin dolar ödedi.
El Museo Field de Chicago, respaldada por McDonald's la Walt Disney Company, y otros, pagó un récord de $ 8.36 millones de dólares por "Sue".
McDonald's, Walt Disney Şirketi ve başka şirketlerle desteklenen Chicago'daki Field Müzesi, Sue için toplamda 8.36 milyon dolar ödedi.
¿ Cuánto pagó por la manual?
Ne sizin el elektrikli süpürge mal oldu?
Te pagó 800, ¿ verdad?
Sana $ 800 ödedi, değil mi?
Tu padre pagó el precio.
Baban bedelini ödedi.
Lo pagó, por supuesto.
Parasını ödedi, elbette.
Confirmé que la Sra. Logan pagó en efectivo el Malibu hace cinco semanas. Y se lo dio a un tipo... no a su esposo.
Bayan Logan beş hafta önce Malibu'nun parasını nakit ödemiş ve onu kocasına değil, başka bir adama vermiş.
El Dtve. Sánchez dice que ella pagó y le dio el Malibu a un desconocido.
Dedektif Sanchez kadının Malibu'nun parasını nakit ödediğini ve kimliği belirsiz bir adama devrettiğini söylüyor.
Él ya pagó por ello, así que pensé, ¿ por qué no?
Hesabı ödemişti zaten. Ben de ikram edeyim dedim.
CeCe no le dijo a nadie lo que vio, porque la Sra. DiLaurentis le pagó.
CeCe ne gördüğünü kimseye anlatmadı, çünkü Bayan DiLaurentis ona tembih etmiş.
él pagó. Ahora estamos bien.
O bedelini ödedi, sıkıntı kalmadı.
"Pagó el precio de nuestros pecados al costo de su sangre."
Günahlarımızın bedeli, kanımızla ödenir.
¡ Quiero enseñarte algo! Ese caballero te pagó una bebida.
Sana bir şey göstermek istiyorum. Beyefendi size içki yolladı. Tanıdığım ve sevdiğim Aidan'ı görmek ne hoş.
Pagó su cuenta con una tarjeta de la empresa "Excelsior Intelligence".
Hesabı Excelsior İstihbarat diye bir şirketin kartıyla ödedi.
Los 50.000 dólares que pagó a las autoridades de Saint Lucia... el día después de la muerte de April.
Saint Lucia yetkililerine April öldükten bir gün sonra verdiğin 50,000 $'ı.
Él pagó 300 mil.
Bana 300 bin verdi.
Ray pagó con su tarjeta en todos los peajes - desde el sur de Boston hasta Chicopee.
Ray'in elektronik geçiş kartı Boston'dan Chicopee'ye kadar...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]