English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Paranoia

Paranoia translate Turkish

1,029 parallel translation
Paranoia esquizoide pasiva.
Pasif şizoid paranoya.
" Su majestad está en la fase avanzada... de una enfermedad bien conocida por los expertos : Paranoia.
Majeste, psikiyatristlerce parayona olarak bilinen bir akıl hastalığının ileri bir aşamasındadır.
- En este caso, la paranoia...
- Bu şartlar altında sinir bozukluğu...
Esa es la peor clase de paranoia.
İşte bu paranoyanın son durağı!
En psicología hay un término : "paranoia de servicio".
Psikolojide "görevli paranoyak" diye bir terim var.
Él escribió un libro llamado la paranoia o magia, y créeme,... es la palabra final en el asunto.
"Paranoya veya Büyü" diye bir kitap yazmıştı. İnanın bana bu konuya noktayı koydu.
Bien, sir, hemos vendido cincuenta millones de copias de "Paranoia Paradise"..... sólo en Moscú los últimos tres días.
Şey, efendim, yalnızca Moskova'da son üç günde... "Paranoya Cennet" nin 50 milyon kopyasını sattık.
- Paranoia
- Paranoya
- "Paranoia"
- Paranoya
Paranoia paradise
Paranoya cennet
- Paranoia paradise
- Paranoya cennet
- Paranoia paradise - Paranoia paradise
- Paranoia paradise
Está bajo stress y un poco de paranoia.
Stres altında ve biraz paranoyak.
Bueno, siempre que juntas a 50 artistas en una habitación... tienes una combinación muy agradable... de chismes, paranoia, celos, miedo, excitación... odio, lujuria y pedantería.
Elli sanatçıyı bir odaya koydun mu... her zaman hoş bir kombinasyon ortaya çıkar... dedikodu, paranoya, haset, korku, ürperti... nefret, şehvet ve yalan.
En la costa oeste, la paranoia se apoderó de toda la población... y los ciudadanos, presas del pánico, se convencieron de que California... sería el siguiente objetivo de las fuerzas imperiales japonesas.
Üçüncü kolordu komutanı Tümgeneral Joseph W. Stilwell'e Güney California'nın savunulması görevi verildi. Ordu ve deniz kuvvetleri harekete geçirildi.
Sr... el informe psiquiátrico habla de paranoia.
Psikiyatrik rapora göre paranoyak bir durum söz konusu.
Escucha. "Tenía tendencia a sufrir ataques de rabia, paranoia judía y liberal, machismo, misantropía pretenciosa y desesperación nihilista".
Şunu dinleyin : "Kocam ani kızgınlıklara kapılırdı. Yahudi, liberal bir paranoyak,..... maskilist, mizantrop, mitoman,..... nihilist umutsuzlukların adamıydı."
- Paranoia senil, se vuelve un chiflado.
Yaşlılık paranoyası. Kontrol, deliliğe doğru gidiyor.
Los rumores y la paranoia cundían en el campo afectando a los más indefensos.
Egemenliğin yıkıldığı söylentileri ve korkusu bütün ülkeyi baştanbaşa dolaşıyordu.
Bueno. La paranoia de Kimba aumentó después de eso.
O olaydan sonra Kimba'nın paranoyası fırladı.
Oh no, eso es la perféctamente típica paranoia
Bu normal paranoyaklık.
- Deja la paranoia para la televisión.
- Paranoyalarını ulusal televizyona sakla.
Y existe la paranoia elitista de la autosatisfacción... y la sensación de "ellos" y "nosotros", algo inquietante.
Gün geçtikçe büyüyen bir tür kendinden memnun, seçici bir paranoya var "Onlar" ve "Biz" hissi, bu çok tedirgin edici.
- Con la paranoia.
- Paranoya
- ¿ La paranoia?
- Paranoya mı?
¡ Ay que me da la paranoia!
Beni paranoyaklaştırma, adamım!
Tiene paranoia hipocondríaca. Aunque el médico cree que quizá esté fingiendo.
Kendisinde paranoyak hastalığı teşhis edildi.
Realmente tienes que luchar contra la paranoia que te provoca el volar.
B.A., gerçekten uçmakla ilgili bu paranoyandan kurtulmalısın.
Aún pienso que es ironico todo este monumento para el miedo y la paranoia se convierta en mi casa de mi nueva vida.
Hâlâ bu paranoya ve korkunun sembolünün, yeni yaşamımın yuvası olmasını ironik buluyorum. yeni yaşamımın yuvası olmasını ironik buluyorum. Kitabını yazmaya ne zaman başlayacaksın?
No veo por qué íbamos a arriesgar una guerra para satisfacer su paranoia personal y su sed de conquista.
Şahsi paranoyanızı ve zafere karşı olan susuzluğunuzu tatmin etmek için, savaşı göze almanın bir anlamı yok.
Algunos consideran eso paranoia,
Bazı insanlar bunu paranoya olarak düşünebilir.
Quizás hayas leído mi último ensayo acerca de la paranoia delirante.
Belki son makalemi okumuşsunuzdur... saplantılı paranoya hakkında.
Hay una cierta paranoia aquí.
Burada bir paranoya havası var.
Real Fifties Paranoia, me encanta.
Sıkıcı bir durum.
Nuestra paranoia alimenta el orgullo ruso.
Rusya, paranoyamız sayesinde milli değerlerini anlıyor.
- Paranoia.
Paranoyakça.
Paranoia. Yo no...
Paranoya...
Paranoia.
Paranoya.
Estamos discutiendo la naturaleza de la paranoia, un tema de interés por aquí.
Paranoyanın doğasından bahsediyorduk, buralarda çok ilgi çeken bir konu.
Paranoia, diría yo.
Ben paranoya derdim.
Es tu paranoia.
Bu senin paranoyan.
- No es paranoia.
- Bu paranoya değil.
Al, solo estás siendo paranoico.
Al, sadece paranoia yapıyorsun.
Paranoia de caer.
Düşme korkusu.
¿ Qué sabes tú sobre la paranoia?
Paranoya hakkında ne biliyorsun?
Perdona, pero "paranoia" implica un estado de inquietud irracional.
Kusura bakma O'Connell ama paranoya mantıksız ve tedirgin hareketleri ima eder.
¡ Me alcanza con la paranoia de mi padre!
Babam yeterince paranoyak zaten.
¿ Cree que los tics y la paranoia son signos de un comportamiento normal?
Tikleri ve paranoyasi normal davranis belirtisi mi sence?
Eso no es paranoia, es un hecho.
Bu paranoya degil, bir gerçek.
Odio comportarme como una mujer vieja, pero la paranoia me mantiene vivo.
İhtiyar bir kadın olmak istemem, ama paranoyak olmak beni hayatta tutuyor.
¿ No será esto una pequeña paranoia?
Bunların hepsi biraz paranoya değil mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]