English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Particular

Particular translate Turkish

6,163 parallel translation
Esta niña en particular.
Bilhassa bu çocuk.
La mayoría de los rituales caníbales implican el consumo de órganos en particular como modo de comunión con los fallecidos.
Çoğu yamyamlık ritüelinde ölen kişiyle konuşmak için belli organların tüketilmesini gerekir.
Tiene un olor particular.
Gerçekten de havası bambaşka.
Recolectamos las pruebas, encontramos las pruebas suficientes y apuntan a una persona en particular.
Kanıtları toplarız. Yeterli kanıtı bulduktan sonra, kişiye bakarız.
George, suena como si necesitaras algo para sacarte de la cabeza a esta oveja en particular
George, anladığım kadarıyla bu koyunu aklından çıkartmak için bir şeylere ihtiyacın var.
Sin albergar miedo a Dios en vuestros corazones ni sopesar las obligaciones de vuestra lealtad sino que siendo seducidas por el diablo el día 21 de marzo, en la parroquia de Wightham sabiendo bien que Abraham Goffe era un falso traidor y un asesino con mala fe y a traición le ocultasteis en vuestra casa particular.
Kalbinizde ne Tanrı korkusunun ne de sadakat borcunuzun önemi var ama Şeytan tarafından kandırıldınız. 21 mart gününde Wightdam bölgesinde, hain ve katil olarak bilinen Abraham Goffe'yi günahkarca ve haince evinizde sakladınız.
La dinamita tiene un olor particular.
TNT'nin kendine has bir kokusu vardır.
El agente Garret le ha echado un segundo vistazo al índice de genios de SHIELD, en particular a los que fueron rechazados.
Ajan Garrett, S.H.I.E.L.D.'in yetenekliler Dizin'ine ikinci kez göz gezdiriyordu, hatta özellikle çikarilmislara.
El Sr. Escher, su padre quería hacer las cosas en una manera particular, así que...
Bay Escher, babanız işlerin belirli yollarla halledilmesini istedi. Bu yüzden...
Esa caja en particular estaba vacía.
Ve o kasanın boş olduğunu gördüm.
Si Liber8 busca una cosa en particular honestamente no sabría decirle que puede ser.
Eğer Liber8 belirli bir şeyin peşinde ise dürüstlükle söylüyorum ki ne olduğunu bilmiyorum.
¿ Hay algo especial en este lote en particular?
Bu grubu diğerlerinden ayıran belli bir özellik var mı?
Pero este particular ADN es de mi hija.
Lakin bu özel DNA kızımın.
- Un argumento particular.
- bana katılmanıza sevindim...
Esa variedad particular puede ser encontrada en la localidad en el Jardin Rockefeller de la Rosa en Bronx.
Bu özel tür Bronx'taki Rockefeller gül bahçesinde bulunabilir.
Quiero que sepa, Woodhull que si bien he matado muchos como usted recordaré este encuentro en particular.
Senin gibi bir sürü öldürmeme rağmen bu özel karşılaşmanın değerini bileceğimi bilmeni istiyorum Woodhull.
A esas mujeres en particular, a las clientas del boticario, se les dio plomo.
Bu özellikteki kadınlarda bu kimyagerin hastalarında, kurşun var mıydı?
¿ Por qué esta memoria en particular Kiera?
Bu hatıra neden özel Kiera?
¿ Y por qué le preocupa este objeto en particular?
Peki neden özellikle bu nesne ilginizi çekiyor?
Este en particular coagula la sangre, lo que lo hace ideal para cirugías delicadas.
Bu bayıltıcı, kanı yoğunlaştırarak hassas bir ameliyata hazır hâle getiriyor.
En particular tu trabajo con el coronel Marsh, el cual aparentemente incumbe a una nave espacial enterrada y a cierta joven irathiana que actualmente reside en mi calabozo.
Özellikle de Albay Marsh'la olan bir çalışman hakkında. Görünüşe göre yer altından bir uzay gemisi ve şu an hapiste tuttuğum Irath'li bir genç kızı içeren. Albay Marsh delinin tekiydi.
De estos crímenes en particular, probablemente.
Bu tip özel suçlarda, muhtemelen.
Pero no creo que el atrapar al Dr. Fleming sea la raíz de este asunto en particular.
Ama Dr. Fleming'i yakalamanın bu olayın kırılma noktası olduğunu sanmıyorum.
¿ Tiene una razón en particular para mentirte?
Neden? Sana yalan söylemesi için özel bir sebep var mı?
¿ Alguna opción en particular?
- Özellikle bahsettiğin bir seçenek var mı?
¿ Alguno lugar en particular?
Belirli bir yere var mı?
Bueno, está bien que haya podido escapar de este psicópata en particular.
Bu psikopatın elinden kurtulduğunuz iyi olmuş.
Se dedicaba al robo de arte, y se hizo con una escultura muy particular.
Sanat hırsızlığı yapan biriydi ve çok nadide bir heykele sahipti.
¿ No estabas pensando en alguien en particular?
Belli birini düşünmüyordun.
Y mientras estoy a la espera, no he podido evitar notar sus vínculos con algo en particular.
Geriye dönüp baktığımda özellikle bir şeye olan bağı dikkatimi çekiyor.
Veamos, tiene una cuenta comercial que hace trasferencias automáticas mensuales a una empresa de artículos deportivos llamada Star-Gear, y esa compañía en particular suministra al equipo de futbol de Mecklenburg State con todo su equipamiento.
Star-Gear adında spor eşyası şirketine aylık para transfer eden bir hesabı var. Bu şirket Mecklenburg futbol takımı ekipmanlarının hepsini karşılıyor.
Bien. ¿ Está buscando algo en particular?
Özellikle aradığınız bir şey var mıydı?
Estoy ayudando a mi hermano y a mi cuñada con una solicitud para una escuela particular, y tengo que añadir algunos apéndices a su presupuesto.
Abime ve eşine sözleşmeli okul açmaları için başvuruda bulunmalarına yardımcı oluyorum ve bütçeye bazı şeyler eklemem gerek.
Vaya, este es un lugar extraño para celebrar la apertura de una escuela particular.
Okul açılışını kutlamak için acayip bir yermiş burası.
¿ Por alguna razón en particular? ¿ qué puedas compartir con nosotros?
Belki bizimle paylaşmak istersin.
¿ Hay algo en particular que deberíamos buscar?
Özellikle bakmamız gereken bir şey var mı?
La ansiedad de la que hablaste, ¿ tenía una fuente en particular?
Bahsettiğiniz kaygılar, belli bir kaynağı var mıydı?
Buscaba algo en particular.
Bir şey arıyordu.
" Buena suerte en tu nuevo intento de negocio, por el cuál no tengo sentimientos en particular.
Yeni iş maceranda başarılar. Ki bunun için hiçbir hissim yok.
Este caso en particular.
Özellikle bu dava...
¿ Habia algún evento en particular por el que sintiera curiosidad?
Merak ettiği özel bir konu var mıydı?
Oye, oye... Están buscando... a un niño, uno en particular.
Aradıkları şey özel bir bebek.
Fue genial, esquiamos toda la mañana y de hecho, nos fuimos a casa luego de almorzar, porque tuvimos una experiencia particular, de hecho.
Harikaydı, tüm sabah kaydık. Doğrusu, öğle yemeğinden sonra eve gittik. Bir olay geçti başımızdan da.
Además de esto, los eventos de ayer por la noche, en particular en el puente George Washington, han creado preocupación sobre una reciente ola de justicieros que siembran el pánico entre los ciudadanos respetuosos de la ley.
Buna ek olarak özellikle George Washington Köprüsü'nde dün gece yaşanan olaylar yasalara saygılı vatandaşlar arasında panik yaratan bir kanunsuzluk dalgasına dair endişelere yol açtı.
Abandonado y enojado, y con un hombre en particular.
Terk edilmiş ve öfkeli! Özellikle de bir adam için!
¿ O "tipo" cuando se refiere a una persona en particular? Exactamente.
Veya belirli bir kişi için "adam" gibi?
Sabiendo bien que Abraham Goffe era un falso traidor le ocultasteis en vuestra casa particular.
Abraham Goffe olarak bilinen bir haini evinizde sakladınız.
El proceso "voir dire" es muy importante, porque habilita al tribunal y a los abogados para que determinen si cada uno de ustedes serían jurados apropiados para este caso en particular.
Jüri sorgulaması çok önemlidir, çünkü mahkemenin ve avukatların böyle özel bir davada jüri üyelerinin her birinin uygun olup olmadığını tespit etmeyi sağlar.
Este lote particular es realizado a partir de un proceso ruso de 1990.
Elimde bulunan,... 1990'lardan kalan bir Rus metodundan patentli.
Y debo decir, jamás he visto la enfermedad atacar así de rápido, en ningún sujeto en particular.
Söylemeliyim, daha önce hiçbir deneğimizde hastalığın bu kadar çabuk zuhur ettiğini görmemiştim.
¿ Por qué él, en particular?
Neden özellikle o?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]