English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Pasará

Pasará translate Turkish

17,334 parallel translation
Cuando te llevemos con Homer, ¿ qué pasará?
Yani, seni Homer'a götürdüğümüzde ne olacak?
Dice que algo grande pasará hoy.
Bugün büyük bir şey olacak dedi.
Pero, ¿ qué pasará contigo?
Ama size ne olacak?
Pasará como en Estocolmo, la obra paralizada.
Kendimizi çıkmazda buluruz, Stockholm'de olduğu gibi.
¿ Qué pasará conmigo?
- Peki bana ne olacak?
No pasará nada.
Bir şey olmayacak.
Con cuidado, ¡ o lo último que te pasará por la cabeza será tu culo!
Hafifçe, yoksa götünle başın yer değiştirir!
De la única manera que eso pasará es si estás dispuesto a hacer lo que tenga que hacerse.
Bunu başarmanın tek yolu yapılması gereken şeyleri yapman.
Este es el simulacro de lo que le pasará a los delfines con este transmisor.
Bu yunusların sonardan nasıl etkileneceklerinin bir simülasyonu.
Te prometo que no me pasará nada bajo la vigilancia de la Srta. Carter.
Bayan Carter'ın gözetimindeyken bana hiçbir zarar gelmeyecek, söz veriyorum.
¿ Me están pidiendo que opine qué pasará cuando algo que nunca he disparado milagrosamente impacte en algo que ni siquiera sabía que existía?
Benden daha önce var olduğunu dahi bilmediğim bir şeye daha önce ateş etmediğim aygıtla mucizevi olarak vurup vurmayacağını... -... tahmin etmemi mi istiyorsun?
- Eso no pasará.
- Bu olmayacak.
No. Nada te pasará.
Hayır, hayır.Hiçbir şey olmayacak.
Sí, eso no pasará.
Evet. Olacağı yok işte.
Así que... Necesito que me prometas que Arya pasará ese examen.
Yani Arya'nın sınavı geçeceğine söz vermeni istiyorum.
¿ Qué pasará hará con él?
- Ona ne yapılacak?
¿ Qué nos pasará cuando Crusoe deje esta isla?
Crusoe bu adayı terk edince ne olacak?
¿ Qué pasará con Crusoe?
Peki ya Crusoe?
Tenéis que pensar lo que pasará cuando los terrícolas rompan la tregua, porque lo harán.
Dünyalılar o ateşkesi bozduğunda neler olacağını düşünmelisin. Çünkü bozacaklar.
Dile qué les pasará a ellos cuando te conviertas en Heda, Aden.
Heda olduğunda ne olacağını söyle Aden.
Pasará.
Geçecek bu günler.
La chica que estaba con Nia, Ontari, ¿ qué pasará con ella?
Nia'nın yanındaki kız Ontari, ne olacak ona?
No pasará.
Ala yapmam.
¿ Qué pasará cuando descubra la verdad por sí misma?
Gerçeği kendi kendine öğrenirse ne olacak?
Su cara se va a ver en las noticias de las 10, y cuánto tiempo pasará antes de que se averiguen quiénes somos?
Akşam 10 haberlerinde artık izleriz seni sonra da kim olduğumuzu bulmaları ne kadar sürer ki?
¿ Qué pasará cuando todos tengan un televisor?
Her eve televizyon girince ne olacak?
Papá, si esto es lo que nos envían porque mamá está en la cárcel, imagínate lo que pasará cuando la palmes.
Baba, bunlar sadece annem hapse girdiğinde yolladıkları. Sen girdiğinde ne olur hayal et.
My padre también pasará las vacaciones en una jaula.
Babam da bahar tatilin kafeste geçiriyor.
Es lo que pasará si no solucionas esto.
Bu meseleyi halledemezsen olacak olan o.
¿ Qué pasará entonces?
Ne olacak peki? Siz söyleyin.
¿ Qué pasará ahora?
Bundan sonra ne olacak?
Se pasará a Vista Verde.
Vista Verde'ye geçiyor.
Pasará rápido, Maral.
Zaman hızla geçecektir, Maral.
No te pasará nada, no eres un cachorrito.
Bir şey olmaz sana. Yavru köpek değilsin ya.
Creo que pasará mucho tiempo... antes de que nadie en una agencia de inteligencia confíe en nosotros.
İstihbarat muhabbetinde bize uzun süre güvenmezler sanki.
Un camión de basura pasará delante de tu casa en menos de tres minutos.
Evin bahçesine 3 dakika sonra bir çöp kamyonu gelecek.
- Les pasará por encima.
- Polislerden kurtulacağını biliyorsun.
¿ Cuándo tiempo pasará hasta que caiga gente inocente?
Daha ne kadar masum insanlar kurşun yiyecek?
Le gustaría que eso pasara pronto.
Hemen olmasını istiyor.
No quería que pasara esto.
Bunların hiçbirinin olmasını istemedim.
- No planeé que eso pasara.
- Ben de böyle olmasını beklemiyordum.
Incluso antes que pasara todo esto todos los recursos de Isodyne estaban enfocados en la Materia Cero.
Bunlar olmadan önce bile Isodyne sadece Sıfır Madde'ye odaklanmıştı.
He dejado que esto pasara.
Göz göre göre oldu bu.
Tú dejaste que pasara.
Buna sen izin verdin.
¿ Dejaste que le pasara esto a una criatura a tu cuidado?
Kendi himayendeki bir canlının bu hale gelmesine izin mi verdin?
Nunca le habrías dejado que le pasara nada malo.
Ona bir şey olmasına asla izin vermezdin.
Si pasara hoy, se lo agradecería.
Bugün olsaydı ona teşekkür ederdim.
Habíamos permitido que esto pasara.
Çünkü bunun olmasına izin verdik.
¡ Me preocupé de que algo te pasara!
Sana bir şey oldu diye endişelendim.
¿ Crees que querías que algo así, me pasara a mí?
Bunların başıma gelmesini istedim mi sanıyorsun?
Pensé que quedaban años antes de que pasara eso.
- Buna birkaç yıl daha var sanıyordum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]