English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Pate

Pate translate Turkish

379 parallel translation
Falta un cubo de patas de puerco en vinagre... un jamón y ¡ un pâté!
- Evet, mösyö. Kayıp bir... Bir kurutulmuş domuz bacağı, jambon ve pate kayıp.
Pâté, jamón, patas de puerco ¡ y 2500 habitaciones!
Bir pate, bir jambon, kurutulmuş domuz bacağı ve 2500 oda.
Y con pate?
Hindi olursa, kumral görürüm. Ama ah, seksi... Ya ciğerli sosis görürsen?
Pues sueno con pate.
Ciğerli sosis görüyorum.
Por la leche, el pate y por que las cosas vuelvan a ser como ayer.
Ayrana ve ciğer sosisine ve her şeyin dünkü gibi yerli yerinde olması şerefine.
El paté de foie-gras.
Pâté de foie gras, efendim.
Aquí sólo se prepara en paté.
Sana tavşan mı servis ettim?
Si le meten en la cárcel, le harán paté de foie gras.
Hapse atılırsa orada onu çiğ çiğ yerler.
¿ Qué quiere, jamón o paté?
Ne istersiniz? Jambon mu ciğer mi?
Paté.
Ciğer.
Salchichas no, paté.
Sosisli sandviç değil, ciğer.
No puedo preparar paté con 30 hambrientos hombres apurándome.
30 aç adam ensemde solurken durup börek açamam.
He ido a cinco tiendas para encontrar el paté.
Sevdiğimiz o tatlı için 5 dükkana gittim. Ama çok pahalıydı!
No deje que se coman todo el paté.
Tatlıdan biraz yemeden onların tatlıyı bitirmesine izin verme.
- He comprado el paté que le gusta.
Burada o sevdiğiniz tatlılardan da var.
Si yo fuera usted no comería mucho paté, tiene muchas calorías.
Senin yerinde olsam biraz az tatlı yerdim, tatlım. Kaloriye dikkat.
Jefa, compra un poco de paté.
Patron, sen git biraz ciğer al.
Jefa, tráenos ese paté.
Patron, ciğeri buraya getirmelisin.
¿ Un poco de paté?
Ezme sever misin?
Llevamos pollo frito, está bien y sandwiches de paté de foie-gras y admiramos el paisaje.
Kızarmış piliç vardı. Ayrıca kaz ciğer ezmeli sandviçler. Ve manzara.
¿ Què hay del paté?
Biraz da kaz ciğeri.
Si quieres paté, tendrás paté.
İstediğin kaz ciğeri olsun, dilediğin kadar ye.
Tu cuartel general, ¿ no será la rubia a la que le gusta el paté?
- Karargahım orada. Karargahınızda - sarışın ile, kaz ciğerini kim sevmez?
¿ Sí, madame? Tomaré el paté y el Rheinischer Sauerbraten.
Pâté ve Rheinischer Sauerbraten istiyorum.
Es algo llamado Paté Salado.
- "Kekik Ziyafeti" adında bir şey.
No sé, yo diría que un poco de paté de dalek a lo bestia de lodo debe ser bastante sabroso.
Belki de biraz Dalek ezmesi Çamur Yaratıkları'na oldukça lezzetli gelebilir.
"No nos importaría comer paté de foie y filetes de anguila"
Fena olmaz leziz yemek, yılan balığı, ciğerli börek.
¿'Paté Strasbourg?
Pâté Strasbourg?
Yo desde luego estoy convencido de que el cuerpo de Cristo está en la ostia... como la libre está en este paté.
Ben hep, İsa'nın bedeni ekmeğin içindedir derim ;.. ... tıpkı tavşanın şu ezmenin içinde oluşu gibi.
Sí, quiero decir que es libre y al mismo tiempo paté.
Yani hem tavşan, ama bununla birlikte hem de ezme.
¡ Ahora siento que el cuerpo de Cristo está en la ostia... como la liebre en ese paté!
İsa'nın bedeninin ekmeğin içinde olduğunu hissediyorum,.. ... tıpkı ezmedeki tavşan gibi.
¿ Quieres mantequilla de cacahuete o paté con el té?
Yemeğe fıstık ezmesi mi sandviç mi istersin?
- ¿ Mantequilla de cacahuete o paté?
Fıstık ezmesi mi yoksa sandviç mi?
huevos con cerdo ; huevos y cerdo... huevos, bacon, salchicha y cerdo... cerdo, huevos, cerdo, cerdo, bacon y cerdo... cerdo, cerdo, cerdo, huevos y cerdo... cerdo, cerdo, cerdo, cerdo, cerdo y judías... cerdo, cerdo, cerdo y cerdo... o langosta thermidor aux crevettes con salsa mornay... con paté de trufa, coñac, un huevo encima y cerdo.
Yumurta, pastırma ve konserve jambon. Yumurta, pastırma, sosis ve konserve jambon. Konserve jambon, pastırma, sosis ve konserve jambon.
Paté, jamon...
Ezme, jambon...
- ¿ Embustido de paté de hígado, señor?
Ciğer salamı mı, efendim?
Un paté de pato como nunca antes había probado...
Bugüne kadar yediğim en iyi ördek ezmeziydi.
Ahí está mi paté... Pavo al carbón y lo demás.
İşte ciğer ezmem mangalda hindi ve sonrasında dinlenmek.
Paté de ganso.
Kaz ezmesi.
Paté de pollo.
Piliç ezmesi.
Paté de pato.
Ördek ezmesi.
Mañana, hazme otro paté.
Yarın bana başka bir ezme yaparsın.
Tome, por ejemplo, un asado... relleno con paté y en su propio jugo.
Rosto alın örneğin, doğal soslarla yapılmış bir püreyle birlikte.
Un joven me da una galleta con foie gras y dice que son "canapés de paté".
Çocuğun biri ciğer ezmesi sürülmüş Ritz krakeri verip adına "kanape" dedi.
Le dije : "¡ Paté, tu padre! ¡ Es una galleta con foie gras!"
Ben de, "Ne kanapesi, ciğer ezmesi sürülmüş Ritz krakeri!" dedim.
Paté con mantequilla y pan blanco.
Turta, ekmek ve tereyağı.
Primero pediré un paté del chef.
Ben başlangıç olarak kaz ciğeri istiyorum.
- ¿ Comerías algo de paté de hígado?
- Ciğer ezmesi yer misin? - Hiç fena gözükmüyor.
- Aquí tienes tu paté de hígado.
- İşte ciğer ezmen. İdare etmen gerek.
No probaste el paté, toma..
Ezmenin tadına bakmadığına pişman olacaksın...
Toma, ese es mi paté
Hayır, ezmemi geri ver.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]