English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Pato

Pato translate Turkish

2,697 parallel translation
Se me figura que un pato debe costar mas de dos dólares.
Ördeklerin iki dolardan fazla yapacağını sanırdım.
"Me dieron un pato por joder, " ¡ Y me dieron dos dólares por un pato bien jodido! "
Anlat bana! "Oğlu da diyor ki," Baba, ördek için mala vurdum mala vurmak için ördek aldım sonra da ördeğin mala vurdular iki dolar aldım!
El se robó nuestro pato rostizado.
Kızarmış ördeğimizi çaldı!
Lo colgó mi vecino, por robar un pato.
Komşum onu bir ördek çaldı diye asmış.
Caca de pato, caca de gallina, caca de vaca, caca de cabra.
Ördek kakası, tavuk kakası, inek kakası, keçi kakası.
¿ Vas a hablar como el Pato Donald otra vez?
Yine, Ördek Duffy gibi konuşacak mısın?
Te han cargado con el pato. Alguien te ha tendido una trampa.
Birileri sana tuzak kurmuş.
Pato!
Eğil!
Y desde allí, se tomó el tren de las 14 : 30 hacia Weybridge cambió en la estación Clapham Junction y le preguntó a un pato real cómo llegar al Palacio de Buckingham.
Oradan, Weybridge'e giden 2.30 trenine binmiş ve Clapham Junction istasyonunda inip oradan geçen bir yaban ördeğine Buckingham Sarayı'nın yolunu sormuş.
Oh por cierto, prueba el pato a la plancha esta noche.
Bu akşam fırında pişirilmiş ördek ye.
Pato prensado me hace adormecer.
Fırınlanmış ördek uykumu getirdi.
Mira el pato.
Ördeğe bak.
Mi secreto es la grasa de pato.
Sırrım, ördek yağı.
¡ Pero hice tu pato favorito!
Ama en sevdiğin ördekten yaptım!
Hice el pato con los melocotones.
Şeftalili ördek yaptım.
Lo que significa que el será muy vulnerable un auténtico pato sentado si podemos encontrarle, y yo... le encontraré.
Ve ben onu bulacağım.
¿ Cuando fue la ultima vez que me ganaste al "Duck Hunt" ( NT : * Caza del Pato * )?
- Ördek Avı'nda beni en son ne zaman yendin?
Has tenido un flash de Tiro al Pato ( juego de NES )
Ördek Avı'na çaktın.
Bueno, si huele a pato, camina como pato, suena como pato- -
Ördek gibi kokuyorsa, ördek gibi yürüyorsa ördek gibi ses çıkarıyorsa.
Pero entonces sería un pato, no una nave espacial, así que no entiendo tu punto.
Bunun ördek olması gerek, Uzay aracı değil. Yani senin görüşün bana uymuyor.
- No preguntes, ¿ quieres comer pato?
Sorma. Fırça mı yemek istiyorsun?
Mete una ficha, observa un pato. Brendanawicz!
Marka gene battığında, ördeklere bakın.
Guau. Y en Walnut Creek, California, cogieron a un pato que mordió a un niño.
Ve California, Walnut Creek'te bir ördeği çocuğu ısırdığı için öldürmüşler.
¿ Cómo te sentirías si mataras a un pato inocente y dejaras andar libre a un ganso vicioso?
Kazayla bir ördeği öldürsen ve suçlu kazın paytak paytak yürümesine izin versen sen nasıl hissederdin?
Pato - ¿ Por qué?
Ördek - Neden?
Qué, ¿ no hay salsa de pato?
Ballı sos yok muydu?
Um, era... era sólo salsa de pato.
Alt tarafı ballı sos getirdim.
Todo lo que te cogí fue salsa de pato.
Ben sadece ballı sos getirdim.
¿ Recuerdas cuándo asó un pato con la bolsa de plástico de las tripas todavía en él?
Hatırlıyor musun içi temizlenmemiş ördeği poşetleyip fırına atmıştı?
El ballet es el Karamakov'El patito feo', y el solo que van a interpretar es cuando el pato descubre que es realmente un cisne.
Karamakov'un balesi'Çirkin ördek yavrusu', Ve sizin yapacağınız solo ördeğin aslında bir siyah kuğu olduğunu anladığı zaman.
Cómo el Padre Pato Fundador.
Ördek Bulan Baba gibi.
Pueden mirarlo durante horas y estar totalmente seguros que es un conejo pero luego un día lo miran y se dan cuenta, esperen un segundo, es un pato.
Saatlerce bakıp bir tavşan olduğundan emin olabilirsiniz. Ama sonra bir gün baktığınızda, "Dur bir dakika!" deyip bir ördek olduğunu fark edersiniz.
Es conejo, es un pato.
Tavşan mı, ördek mi?
Conejo, pato, conejo, pato.
Tavşan, ördek. Tavşan, ördek.
Pensaste : "Este tipo es un pato", pero uno de estos días, te darás cuenta que en realidad es algo que amas.
Adamın ördek olduğunu sanmıştın. Sonrasında bir gün, aslında sevdiğin biri olduğunu fark ettin.
El pato es lo que amas, el conejo es lo que odias.
Ördek, sevdiğin şeydir. Tavşansa, nefret ettiğin.
¿ Alguna vez te has peleado con un pato?
Hiç bir ördekle kavga ettiniz mi?
¡ El pato es delicioso!
Ördekler lezzetlidir.
¿ Quién lleva una pata de pato para la buena suerte?
Kim şans için ördek ayağı taşır?
¡ Yo me envolveré con uno lleno de plumas de pato!
Ben kendimi sadece bir ördek tüyleriyle rahatlatırım.
¿ Entonces por qué no tomamos un conejo, un pato y los ponemos en una caja de cartón y los dejamos pelear?
Neden bir tavşanla ördeği bir kutunun içine atıp dövüştürmüyoruz?
¿ Donald? ¿ El pato Donald?
Don, Donald, Ördek Donald.
¿ Y qué, me pregunto, nunca usa el pato Donald?
Ördek Donald isminin nereden geldiğini hep de merak etmişimdir.
Don es un pato.
Don bir ördek.
Es un pato.
O eleman bir ördek.
Ese sujeto es todo un pato.
Seni gagasıyla deşecektir.
¿ El conejo o el pato?
Ya siz efendim? Tavşan mı, yoksa ördek mi?
Así que, ¿ conejo o pato?
Yani, tavşan mı ördek mi?
Así que, ¿ conejo o pato?
Yani... Tavşan mı ördek mi?
"¡ Cuéntame, cuéntame!" Y él le dice, " Papá, jodí por un pato,
" Anlat bana!
El pato.
Bir tane daha.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]