English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Pequeños

Pequeños translate Turkish

12,139 parallel translation
- Oh, déjame adivinar. Sus pequeños bibliotecarios están tratando de reemplazar mi imagen con la imagen.
Sanırım küçük Kütüphanecileriniz görüntümü fotoğraflarla değiştirmeye çalışıyor.
La primera ronda de soldados en sus pequeños botes inflables, llegaron a la mitad del río, y los alemanes dispararon con sus ametralladoras y solo los mataron a todos.
İlk birlikteki askerler dubadan yapılmış botlara binerler. Nehrin ortasına geldiklerinde Alman askerleri ateş açıp hepsini öldürür.
El otro coronel señaló a la segunda ronda de soldados subiéndose en sus pequeños botes inflables, preparándose a cruzar el mismo río.
Diğer albay ise aynı nehri geçmek için dubadan botlarına binen diğer askerleri gönderir.
Tendremos que conseguirle unos pequeños lentes de sol.
Ona küçük bir güneş gözlüğü almalıyız.
Frank Prady dijo que usted pensaba que los problemas de la oficina de la Fiscalía son pequeños y manejables. ¿ Eso es verdad?
Frank Prady, savcılık için sorunların basit ve çözülebilir olduğunu düşündüğünüzü söyledi, bu doğru mu?
Bueno, aunque manejables, los problemas no son pequeños.
Çözülebilir sorunlar illa ki basittir diye bir şey yok.
Mira a todos esos curas que violaron a todos esos pequeños niños.
Küçücük çocuklara tecavüz eden din adamlarını bir düşün.
¿ Grandes o pequeños senos?
İri, küçük göğüslü kadın mı?
Fue difícil para mí elegir uno solo para exponer en mi primer concurso de pequeños príncipes.
İlk Küçük Prens törenimde hangisini seçip de sergilesem diye çok zorlanmıştım.
Entonces el tipo del 5to. A está vistiendo a su gato con atuendos pequeños.
5a'daki adam kedisini dışarı çıkarmak için hazırlıyor.
¡ Dos pequeños niños plantando cara!
İki küçük çocuk, boyun eğmiyoruz!
Cree que son pequeños demonios.
Onları şeytan olarak görüyor.
No os desalentéis, mis pequeños soñadores intrépidos.
Cesaretiniz kırılmasın benim gözü pek genç hayalperestlerim.
A veces el viejo instinto de perseguir mamíferos pequeños se dispara.
Bazen eski hayvan içgüdüleri devreye giriyor.
Esos pequeños...
O küçük...
Esos pequeños ratones judíos.
O küçük Yahudi fareler.
Y como cirujana de caballos, seguro que sabe que los ciervos tienen órganos mucho más pequeños y complejos.
Ve bir at cerrahı olarak biliyorsunuzdur ki geyiklerin çok daha küçük ve çetrefilli organları...
¿ Pequeños alienígenas dirigiendo el Departamento de Hacienda?
Hazine Bakanlığı'nda minik uzaylılar mı çalışıyormuş?
La prensa decodificará esos pequeños y bonitos alias en cuestión de horas, y disfrutarán de un gran momento desenmascarando a esos hombres.
Basın o sevimli isimleri birkaç saatte çözecektir. Ayrıca bu adamları bulmak için ellerinde muazzam bir zaman olacak.
Vermont, el hostal, los pequeños cubos de leche llenos de flores en las mesas.
Vermont, içi süt dolu küçük bardaklar ve masalarada çiçekler olacak.
Eran tan monos con sus pequeños dedos palmeados.
Küçük perdeli parmaklarıyla o kadar tatlıydılar ki.
Te olvidas de lo difíciles que son los niños cuando son pequeños, ¿ no?
Çocukların küçükken nasıl afacan olduğunu unutuyor insan.
No voy a caer en estos pequeños juegos de la mente.
Bu küçük akıl oyunlarına aldanacak değilim.
Él escucha las pestañas negras de ella... golpeando en el silencio perfumado, y los dedos electrizados hacen crepitar, entre las cenizas indolentes, debajo de sus regias uñas, la muerte de los pequeños piojos.
Kendilerinin, kokulu suskunluklarına fiske vurdukları, siyah kirpiklerini duydular Onların yumuşaklığı, elektrikli parmakları belirsiz tembellikler arasında çatırdıyordu Küçük bitlerin ölümü, krallık çivilerinin altında,
Y vimos a estos pequeños cerdos nacer.
Ve o küçük domuzların doğduğunu gördük.
Se puso estos zapatos más pequeños de Sullivan y entonces hizo que encontrar el cuerpo fuera un espectáculo.
Sullivan'ın küçük ayakkabılarını giydi ve cesedin etrafında izler bıraktı.
O reparar lo pequeños accidentes cotidianos.
Ya da hayatın getirdiği ufak kazaları tamir etmek için.
Ella no querría venir aquí y arruinar sus pequeños zapatos finos.
Küçük zarif ayakkabıları kirlenmesin diye buraya kadar gelemez.
¡ Los pequeños insultos son como las pequeñas salsas..
Hafif aşağılama hafif acı sos gibi.
Soy un gran fan, es por eso que llevo tirantes y causo pequeños incendios aquí y allá.
Ben de itfaiyecilerin hayranıyım. Bu yüzden pantolon askısı giyip orda burda küçük yangınlar çıkartıyorum.
Los pequeños nudos los mantenían con vida más tiempo para hacer que el castigo sea más cruel.
Mesanelerini tıkıyoruz daha uzun süre yaşayıp ceza olarak daha çok acı çeksinler diye.
Los pequeños agricultores arruinando a los muy pequeños agricultores.
Küçük çiftçiler gerçekten küçük olan çiftçilerin işini mahvediyor.
* Los pequeños vulgares mendigos pasean *
Şatafatlı küçük keratalar geziniyor
¿ Sabes por qué les costó tanto cogerme a esos pequeños cerditos?
O küçük domuzcukların beni yakalaması neden bu kadar uzun sürdü biliyor musun?
Pero cuando apuñale sus pequeños corazones, la estaré apuñalando a ella, y tú aún no la has olvidado.
Ama onların küçük kalplerini bıçakladığımda aslında onu bıçaklayacağımı biliyorsun ve hâlâ ondan vazgeçebilmiş değilsin.
Es como ser niñera de niños pequeños.
Bebek bakıcılığı gibi.
Una pierna, en la que podías notar la rodilla, el tobillo, y el mismo pie... y en una de las bolsas que contenían las piernas, había unos pequeños agujeros que habían conseguido desgarrar la bolsa en los que podíamos mirar, y recuerdo ver un dedo del pie.
Dizini fark edebildiğin bir bacak ayak bileği, ve ayağın kendisi... içinde bacaklar olan bir torbada küçük delikler açılmıştı o deliklerden içeri baktığımızda gerçekten bir ayak tırnağı gördüğümüzü hatırlıyorum.
Una vez quitamos la ropa del suelo, encontramos unos cortes muy pequeños.
Örtüleri yerden kaldırdığımızda yerde çok küçük bir kaç kesik bulduk.
Riesgos calculados. Pequeños.
Zeki insanlar riskleri hesaplar.
Sin duda, mis favoritos son Los Pequeños Duendes Felices Krusty y el algodón de azúcar.
Tabi ki, benimki Happy Little Elves...
Parecen tres pequeños agujeros de bala.
- Küçük kurşun deliklerine benziyor.
De tus enemigos cayendo sobre ti y tus hijos pequeños.
Düşmanların sana ve çocuklarına karşı ayaklanabilir. Şimdi bunu düşünemem.
- así que estoy bastante bien en espacios pequeños.
Yani küçük alanlarda rahatsız olmam.
No son payasos reales. Son sólo pequeños payasos títeres.
- Bunlar gerçek palyaço değil.
Vuestras almas... son pequeños trozos de Cielo... que, si se mantienen adecuadamente, son deliciosas comidas... que pueden durar años, incluso décadas.
Ruhlarınızdan. Cennetin küçük bir parçası gibi eğer iyi saklanırsa yıllarca hatta on yılda fazla lezzetli bir şekilde kalabiliyor.
¿ No te importa que alguien esté huyendo con tus pequeños experimentos científicos fallidos?
Başarısız olan küçük bilim deneklerini kimin kaçırdığı umurunda değil mi?
Usted y yo por todos nuestros logros, debemos mantenernos como peces pequeños en la profunda y oscura alberca federal.
Siz ve ben, başardığımız tüm şeyler bu derin ve karanlık federal havuzda küçük bir balık olarak kalacak.
Pequeños grupos... que se infiltran en la población local y golpean desde adentro.
Yerel halkın arasına sızmış ve içeriden saldırmış.
Tus pequeños paseos de la mañana, por ejemplo.
- Mesela küçük sabah yürüyüşleriniz. Tanrı aşkına.
No me gustan los espacios pequeños.
Lütfen.
# Muchos nombres pequeños #
# Bir sürü küçük isim görünür #

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]