Translate.vc / Spanish → Turkish / Perdóname
Perdóname translate Turkish
7,174 parallel translation
Por favor, por favor perdóname.
Bak, affet beni.
Por favor perdóname.
Lütfen affet beni.
Perdóname, Lisa.
Uh, afedersin Lisa.
Claro. Perdóname.
Tamam affedersiniz.
Perdóname.
Affedersin.
Perdóname.
Üzgünüm.
Perdóname, Simon.
Beni affet Simon.
Perdóname si no estoy más agradecido por unas pocas horas de libertad.
İşe yaramasını sağla. Bize özgürlüğümüzü ver.
Perdóname, jovencito, olvide cómo te llamas.
Affet beni delikanlı. Adını unuttum.
- ¡ Perdóname!
- Affet beni!
¡ Perdóname!
Affet beni!
Perdóname, Michel.
Affet beni, Michel.
Perdóname.
Affet beni.
Oh, perdóname, un amigo acaba de entrar pulg
İzninizle, bir arkadaşım geldi.
Perdóname si no te ofrecí un cigarro.
Kusura bakma, purom yok.
Perdóname.
Bağışla beni.
Por favor, perdóname.
Lütfen bağışla beni.
Está bien, perdóname por querer mantener algunas cosas en privado, ¿ de acuerdo?
Pekâlâ bazı şeyleri kendime sakladığım için kusura bakma tamam mı?
Hola, perdóname, Jillian.
Hey, Jillian pardon.
- ¿ Perdóname?
- Afedersin?
Perdóname, yo... Perdóname.
Affet ben... affet.
Perdóname.
Affet beni, tamam mı?
Perdóname, Norman.
Özür dilerim Norman.
Sue, perdóname, ¿ pero te has cambiado el peinado?
Sue, affedersin ama saçında bir değişiklik mi yaptın acaba?
Oh, Dios. ¡ Oh, Dios! Perdóname.
Tanrım, müsaadenle.
Señor, perdóname.
Sen affet Tanrım.
Perdóname.
Özür dilerim.
Oh, perdóname.
Kusuruma bakmayın.
Perdóname por pensar que el médico de la Casa Blanca, un hombre que está a las ordenes de mi marido, podría respetar la confidencialidad médico / paciente.
Beyaz Saray doktorunun kocamın emri altında olan bir adam olduğunu düşünemediğim için üzgünüm. Doktor / hasta gizliliğine önem verir sandım.
Trisha, perdóname ha sido mi culpa.
Trisha, gerçekten üzgünüm.
Para! Doctor! - Perdóname!
- Afedersiniz
Perdóname.
Müsadenizle.
Perdóname por no haberme quedado el tiempo suficiente para haber volado en pedazos.
Parçalarima ayrilacak kadar orada takilamadigim için kusuruma bakma.
Padre, perdóname.
Baba, beni affet.
Perdóname... pero tengo la ligera sospecha de... que no estoy aquí por una habitación del hotel.
Bağışlayın, ama bunun otel odası ile ilgili değil de başka bir şey hakkında olduğundan şüpheleniyorum.
Perdóname, viejo amigo.
Bağışla beni, eski dostum.
Perdóname, mi amor.
Bağışla beni, aşkım.
Perdóname, viejo amigo.
Beni affet eski dostum.
Perdóname, mi amor.
Affet beni aşkım.
Por favor, perdóname.
Lütfen beni affet.
Perdóname.
Affedersiniz.
Perdóname.
Müsaadenle.
Perdóname por que todo esté yendo como la seda.
Her şey sorunsuzca ve maceralı bir şekilde gittiği için özür dilerim.
Perdóname. ¿ Horas?
- Pardon. Saatler önce mi?
Perdóname, ¿ tú eras el científico, o eras el chico que quería tener un rollete?
Pardon ama sen bilim adamı mıydın yoksa milli olmak isteyen bir ergen mi?
Perdóname, Summer.
Özür dilerim Summer.
Lo siento, Moira, perdóname.
Özür dilerim, Moira, bağışla beni.
Perdóname, amigo mío.
Beni affet, dostum.
Lo siento, mamá. Perdóname.
Üzgünüm anne, affet beni.
- Por favor, perdóname, padre.
- Lütfen beni affet baba.
Perdóname.
Kusura bakma.