Translate.vc / Spanish → Turkish / Pick
Pick translate Turkish
266 parallel translation
Como puede ver,... el oído humano es un aparato perfecto de grabar y amplificar.
Gördüğüm gibi, sevgili Pick, insan kulağı mükemmel bir kayıt ve ses yükseltici cihazdır.
Oiga, Pick, mire eso.
Pick, şuna bak.
Por San Jorge, Pick, debe ser algún pariente al que ella ha ido a ver. Alguien a quien no conocemos, familiares de categoría.
Tanrım, Pick, bu yanına gittiği akrabalarından biri olsa gerek, bizim bilmediğimiz, kibar bir akraba.
Lo siento, pero ya estoy suscrito a Click, Pick, Hick, Tick Gaff, Staff, Laugh y Chaff. - Disculpe.
Üzgünüm ama ben zaten Klik, Pik, Hik, Tik Gaf, Staf, Laf ve Çaf'a üyeyim.
El "Pick Up Café".
Pick-Up Café.
Además de Lucky Picku, que está de nuestro lado del río donde las minas están agotadas!
Ayrıca, Lucky Pick'ın derenin bizim tarafındaki madenleri tükenmiş.
Como sabes Decker tiene que llevar su carga a Twin Falls - Entonces, ¿ qué.?
- Bildiğin gibi, Lucky Pick'den yük alıp Twin Falls'a götürür
Vos tenés el oro de Lucky Pick
Altın? Lucky Pick'in altınını mı aldın?
- Está conmigo, Pick.
- O benimle, Pick.
¡ Elijan el que quieran, todos dicen exactamente lo mismo que nosotros!
Take your pick. Hepsi de bizim söylediğimiz şeyin aynısını söylüyor :
You come with me to pick up Peter
Sen benimle geldin, Peter'ı almak için.
No, you, you come with me to pick up McIntosh!
Hayır, sen benimle geldin, Mc Intosh'u almak için. Hayır, hayır.
¿ Sí? Y los mineros en las minas de Wales Se apoyan de su pico
- # # A collier in the pits of Wales - # # He leans upon his pick
Pero Firecreek es un nombre raro.
Ama Firecreek çok komik bir isim. funny name to pick.
Si el señor Pick dice que el presidente no los recibirá Significa que Uds. no van a ningun lugar, ¿ entienden?
Bay Pick başkan sizinle görüşmeyecek diyorsa, bu hiçbir yere gitmiyorsunuz demektir.
Fausto, no olvides recoger a Moira en el aeropuerto.
Fausto, Moira havaalanında oldu pick up unutmayın.
¿ Has visto lo que has hecho imbécil? ¡ Nos quedamos sin cenar por culpa tuya!
Albay Pembroke, sen O fasulye, teker teker pick up.
Hola, Pick.
Merhaba, Pick.
Llegado el momento, Pick se pondrá en contacto contigo.
Zamanı geldiğinde, Pick seninle irtibata geçecek.
- Me hubiese gustado poner uno de estos en todas las farolas.
Bu resimlerden her direğe bir tane yapıştırırdım. Hayır, yapamazdın, Pick.
Si no fuera por ti, todavía estaría colgado de ese palo... con miedo a vivir.
# Don't you carry nothin'that might be a load # # Come on, ease on down ease on down, down the road # # Pick your left foot up when your right one's down #
- Esperen, quietos Si yo fuera Clint Eastwood, diría, "Pick Clint Up".
Eğer Clint Eastwood olsaydım, o zaman "Kılintlenin" derdin.
Un pequeño pick-up. A pilas.
Küçük bir pikap olacaktı.
Esos eran Average White Band con el tema "Pick Up The Pieces".
Ve işte The Average White Band ve şarkıları "Pick Up The Pieces".
No aprendiste las reglas, tomar y girar.
Asıl önemli olanı öğrenmedin. Pick and roll ( perdele ve devril ).
¡ Pues adelante!
Pick and roll taktiği. Hadi!
Recoger su arma en el mostrador de la propiedad.
Pick up özelliği masada silahın.
Los pájaros lo captarán y no volarán.
Kuşlar, bu titreşimler pick up olacak ve onlar bodur sıkı edeceksin.
Bueno, la gran cosa de eso es que estás en tu pick sexual.
İşin güzel yanı cinsel cazibenin doğruluğuna ulaşmışsın.
- Enfermedad de Pick.
- Pick hastalığı.
- ¿ Enfermedad de Pick?
- Pick hastalığı mı?
La enfermedad de Pick es muy rara.
Pick hastalığı son derece nadirdir.
Adam no tiene la enfermedad de Pick.
hem bir bebek ve çaresiz hastalık. Adam'ın Pick hastalığı yok.
- Qué mierda lo de la fiesta de Pick.
- Pickford'un parti işi kötü oldu.
Manda los perros tras él.
Köpekleri gönder peşinden, tamam mı, Pick?
Parece que tendremos otra cacería después de todo.
Belli ki, son bir avımız daha olacak, Pick.
- Actua como un profesional.
- Profesyonel ol, Pick.
Y asegúrate de que llegue ahí.
Oraya vardığında emin ol, Pick.
No estas enojado conmigo, ¿ verdad?
Bana kızgın değilsin, değil mi, Pick?
¿ Qué te pasa?
Senin lanet olası neyin var, Pick?
Ahora, ¿ cuál crees que sería mi mejor pick-up line?
Sence en iyi ayarlama cümlem ne olmalı?
- Pick, estás alucinando, man. Maldición.
Boşver, dostum eski defterleri unut.
Llamó una mujer diciendo que la mujer de la pick up era "la puta de su marido"
Kadın, diğer kadına "kocamın sürtüğü" dedi. - Birinci ağızdan alındı.
Pick-up no se adhieren a mí, muchacho!
- Bana sopa gösterme çocuk!
En el Pick-Up en la Calle Congress.
Congress caddesindeki klüpteyim.
- ¡ Elijan al perdedor!
- Quick-pick loser!
Gracias y bienvenidos a "Pick Of The Pops".
Pop severler, Popun Seçilmişleri'ne geldiğiniz için teşekkürler ve merhaba.
No quiso imitar a los demás, así que no usó una vagoneta ni una camioneta.
- Hayır. Bir pick-up ya da minibüsle başlamadı bu işe.
Lo recojo.
Pick it up.
Tiene Niemann-Pick de tipo A.
A tipi Niemann-Pick var.
Oiga, Pick.
Pick.