Translate.vc / Spanish → Turkish / Pilates
Pilates translate Turkish
442 parallel translation
"Estoy fortaleciendo mi corazón cómo Joseph Pilates quiso."
Aynen Joseph Pilates gibi göbeğimi güçlendiriyorum.
- Ella me llevó a hacer Pilates.
Jackie beni, harika bir pilates hocasına dönüştürdü.
Pilates. Deberías intentarlo.
Sende denemelisin.
Nada relaciona a los tres, excepto que estaban juntos en Pilates.
Üç adam arasında hiçbir bağlantı göremiyorum, Pilates sınıfında birlikte olmaları dışında.
Pilates?
Pilates mi?
Como Poncio Pilatos.
Düzenli bir Pontius Pilates.
- Hago pesas.
- Ben Pilates yaptım.
Pilates.
- Getirdi.
¡ Habían pasado 2 días cuando la encontró su maestro de Pilates!
Pilates eğitmeni onu bulduğunda öleli iki gün olmuş!
¿ Pilates para perros de lanas? El martes a las 2 : 30.
Fino köpekleri için davet?
Antes que nada- - ¿ Qué ejercicio haces, pilates?
Ne çalışıyorsun? Pilates mi?
Sobre todo me ha comentado que el método Pilates te hace estupendamente bien.
Özellikle de Julia, yoganın senin için ne kadar yararlı olduğunu.
En realidad, Sophia- - Aparte de hablarte de mi matrimonio, yo también he venido porque las mujeres de clase de Pilates- - Sienten curiosidad por mí.
Şey, Sophia, aslında evliliğimden bahsetmenin yanında buraya, Yoga sınıfımızdaki kadınlarla ilgili de geldim.
Isaac practica Pilates.
Isaac egzersiz yapıyor.
-? Hacen pilates?
- Pilates var mı?
Con pilates.
Pilates'leri var.
Me gusta hacer pilates pero no quiero pasarme el día hablando de eso con mi pareja.
Pilates çalışmayı severim ama ama tüm gün bundan bahsetmem.
- Se llama pilates.
- Pilates denir.
LA SOCIEDAD PARA LA ESTERILIZACIÓN Y VACUNACIÓN DE MASCOTAS
.. bu kadının bir Pilates makinası beyni var. Ve kalbi de Zoloft büyüklüğünde.
Encargué un video de Pilates.
Pilates kaseti sipariş etmiştim.
- ¿ Sigues con los Pilates?
- Hala pilates yapıyor musun?
No te hagas la estirada conmigo, Julia, lo intentaste y te atrapé con tu instructor de pilates pasándola muy bien.
Bunu en son yaptığında, sen ve o travesti, pilates dersinden kovulmuştunuz.
Bueno, me voy a hacer pilates.
Peki gitmem lazım.
Vamos a emborracharnos antes del Pilates.
Pilates'den önce gidip sarhoş olalım.
La jueza tenía clase de gimnasia.
Yargıç Pilates dersindeydi.
Tuve que sacar a la jueza Davies de su clase de gimnasia para apresurar esa orden.
O izni almak için Yargıç Davies'i Pilates dersinden çıkarttırdım.
Sí, me mantengo con pilates y ginebra.
Evet, pilates ve cinden şaşmayacaksın.
Hago Pilates.
Pilates'e gidiyorum da.
Agrégale un entrenador de Pilates si el tuyo está libre en algún momento.
Bir de Pilates koçu. Belki seninki vakit ayırabilir.
Desafortunadamente, no tenemos lugares disponibles ni en Pilates ni en yoga.
Ne yazık ki Pilates veya yoga öğretmeni açığımız yok.
Llegó Terri. Debo ir a Pilates.
Sen onunla ilgilen, tamam mı?
Yo te respeté al atender a tu cliente mientras tú ibas a tu clase de Pilates.
- Gittiğinde senin müşterinle ilgilenerek sana saygı gösterdim zaten.
Soy madre soltera y todavía tengo tiempo para cursos de extensión Pilates, el negocio de las semillas, cerámica...
Bekar bir anneyim ama hala turistik geziler, Pilates, çiçek işi, ahşap...
# Las chicas americanas hacemos Pilates. #
# Amerikalı kızlar, pilates yaparız biz #
Y si no saben de béisbol, esto significa que aún nos queda mucho por ver.
Eğer beyzboldan anlamıyorsanız, o zaman pilates esnemeleri diyebiliriz.
Tres sesiones después... es instructora de Pilates en Tenafly.
Üç sezon sonra, Tenafly'da Pilates hocalığına başladı.
Hago Pilates.
Sadece PiIates.
Es porque hacemos ejercicio, Pilates, y...
Bu spor ve Pilates yaptığımız için. Kimse Michel'e dokunmasın.
Estoy buscando entre los pilates.
Pilates arıyorum.
¿ No irás a tu clase de Pilates mañana?
Ne o, yarın pilates dersine gidemeyecek misin?
En realidad, el responsable es Bradley, el instructor de Pilates... que nos da clase a Christian y a mí por las mañanas.
Aslında, Ben Bradley'i suçlu görüyorum. O bizim özel çalıştırıcımız. Her sabah beni ve Christian'ı çalıştırıyor.
Este diario de las clases de Pilates y una comida al mes.
Nasıl? Her gün egzersiz ve ayda bir öğün yemek.
¿ Está en mi clase de Pilates?
Onunla aynı Pilates sınıfındayız.
"12 : 00 - Clase de Pilates con Lorenzo".
Saat 12, Lorenzo'yla pilates.
Hago Pilates.
Pilates yapıyorum.
Que Conrad hace Pilates.
Conrad Pilates yapıyormuş.
¿ Ni siquiera el año pasado cuando estuve en forma?
Geçen sene şu Pilates dersleri aldıp forma girdikten sonra bile?
- Sí.
- Pilates var.
Todos tus amigos están de acuerdo... en que esa mujer tiene el cerebro de una máquina de Pilates... y el corazón del tamaño de una píldora antidepresiva. Créeme.
Ve bağışlama testine bağlı.
Sobre todo yoga, pilates, girotécnica.
Yoga, ziller.
He ido a Pilates.
Plates'e gittim. Eşcinsel olsam daha iyi.