English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Pines

Pines translate Turkish

428 parallel translation
Se llama Diana Pines.
- Evliymiş. İsmi Diana Fines.
Lo conseguí en su finca de Los Pinos.
Ben bunu Pines'tan aldım.
Dave Pines, detective de tercer grado.
Dave Pines, birinci derece terfi.
"Whistling Pines". Llevo un vestido como el de... "...
"Whistling Pines." Kostümüm tıpkı sizin That Marvellous Mrs. Markham'deki kostümünüz gibi.
Sabiendo todo lo que necesita es de 2 strikes Y 8 pequeños pines Y un cierto record de cara de cerdo será historia.
İki "strike" yapar ve sekiz lobut devirirse malum bir domuzumsunun rekorunun tarihe karışacağını biliyor.
"La Colonia Penal", por ejemplo...
Mesela, şu pines kolonisi hakkındaki hikaye.
Bueno, si hace este, estará abajo por 40 pines.
Şey, eğer bunu başarabilirse, 40 Ayak tarafından yenilmiş olacak.
Joyas andorianas pines C1D1 vulcanos, cristal de acero boliano.
Andorian mücevherleri Vulcan IDIC pimleri Bolian kristal çelikleri.
Lentamente aprendí los intrincados misterios de la bolera adonde van los pines luego de que los derriban.
Yavaş yavaş bowling pistinin gizemlerini öğrendim, lobutların yıkıldıktan sonra nereye gittikleri gibi.
Tienes dos tiros para tumbar, los diez pines y ganamos,
İki atış hakkın var ve 10 lobutu da devirmelisin ki kazanalım.
¿ Quieres salir aquí en Fase 2 del Pinar Pinar del Mar Gables?
Burada takılmak istiyorsun..,... Pines of Mar Gables'ın İkinci Etap'ında?
En el bar Knotty Pines.
The Knotty Pines bar.
- A Knotty Pines.
- Knotty Pines.
Soy Robert, de Torrey Pines.
Ben, Torrey Pines'ten Robert.
Eso estuvo genial Tommy, Tommy Fresc de Tory Pines, podría ser nuestro ganador.
Harikaydı, Tommy. Torry Pines'ten Tommy Fritz'i dinledik.
Una cita? Ross me va a llevar a los "Pines".
Randevu?
Pero ellos se perderán el mejor juego de los 10-pines desde el "Maravilloso" Marv Winkleman... el "Pulgar de Terciopelo" de Wisconsin.
"Muhteşem" Marv Winkleman'dan beri en iyi oyunu kaçıracaklar... Wisconsin'in "Kadife Parmağı."
- ¿ Es por ese artículo de Shady Pines?
- Shady Pines yazısını mı diyorsun?
Un cadáver en una tienda en Torrey Pines.
Torrey Pines'teki mini markette şüpheli ölüm.
Un chico de 15 años, Casey Flynn colapsó y murió esta mañana a poco de haber bebido una botella de agua Innoko en un almacén cerca de Torrey Pines.
15 yaşındaki Casey Flynn bu sabah Torrey Pines yakınlarındaki bir mini markette bir şişe Innoko markalı suyu içtikten sonra yere düştü ve öldü.
Los pines azules indican dónde vivían, ¿ verdad?
- Mavi iğneler yaşadıkları yeri gösteriyor, değil mi?
Masacre en Two Pines
Altıncı Bölüm İki Çamlar'da Katliam
El incidente sucedido en la Capilla de Two Pines que puso esta horrible historia en circulación, se ha vuelto una leyenda.
İki Çamlar Tören Kilisesi'nde gerçekleşen ve tüm bu kanlı hikâyeyi başlatan olay artık çoktan efsane olmuştu.
"Masacre en Two Pines." Decian los encabezados.
"İki Çamlar'da Katliam." Gazeteler bu adı verdi.
¿ Alguna vez te pregunté si puedo ir a jugar a Torrey Pines?
Golf kulübünde maç yapmayı teklif ettim mi?
Bienvenidos a la clínica de rehabilitación.
Shady Pines Rehabilitasyon'a hoşgeldiniz. Sadece şurayı imzalayın.
La cuidaremos bien aquí.
Sana Shady Pines'ta çok iyi bakacağız.
Shady Pines es una magnífica clínica allá en el monte.
Shady Pines tepeye kurulmuş harika bir yer.
- Ya sabes, guantes, cinturones, pines.
- Bilirsin, eldivenler, kemerler, rozetler.
Acabo de comprarme una casa en Pines.
Pines'da yeni bir ev aldım.
Pero lo que sí sabemos es que dos personas que se han registrado en Shady Pines bajo los nombres de Lucille Bluth y Lindsay Funke no son sus parientes.
Ama Shady Pines'a Lucille Bluth ve Lindsay Fünke ismiyle giriş yapmış kişilerin seninle akrabalıkları olmadığını biliyoruz.
Estás ante el sheriff de Triple Paings, pero no estoy de servicio.
Triple Pines Şerif Yardımcısı'yım. Burada görev için bulunmuyorum.
Encontramos pruebas suficientes para saber que lo harían, y convencí a todo el tablón de directores de la compañía que permitiera a Voitski vender el misil al Ejército de Alá y concentrar todos los recursos de vigilancia posibles el el seguimiento del misil desde Red Pines a Berlin.
Niyetlerinin ne olduğuna dair etkin istihbarat aldık. Voitski'nin örgüte o füzeyi satmasına izin vermeleri için şirketin kısım amirleri kurulunu da ikna ettim. Füzeyi Kızıl Çam'dan Berlin'e dek izlemek için mevcut tüm gözetleme olanaklarınızı da seferber ettirdim.
Que mientras nos concentrábamos en Red Pines, el dinero verdadero cambiaba de manos en otra parte y que todo el equipo que conseguimos era parte de una red kleenex- - pañuelo terrorista- - manufacturado para ser tirado por ahí.
Operasyonun düzmece olaylara müdahale ettiğini biz, Kızıl Çam'a odaklanmışken asıl paranın başka bir yerde el değiştirmekte olduğunu gammazladı. Ve devşirdiğimiz destek ekibinin aslında terör örgütü tarafından gözden çıkartılmak üzere seçilmiş ıskartalar olduğunu anlattı.
Entonces, si no en Red Pines, dónde cambiaba de manos el dinero?
Madem ki Kızıl Çam'da değildi, para nerede el değiştirdi peki?
Y este Sr. Nuballe, el banquero inraní que le ayudó, también le mintió respecto a Red Pines?
Peki Bay Nubal, size yardım için ayarladığınız şu İranlı banker. Kızıl Çam hadisesinde o da mı yanlış yönlendirdi sizi?
- En el museo Pino Marino.
- Nerede? - Sea Pines müzesinde.
No sabía que Doug tendría una cerradura Dimple de 9 pines.
Doug'un evinin kapısında 9 noktadan kilitlenen bir mekanizma Olduğunu bilmiyordum.
"será enterrada en el cementerio de Oak Pines."
"Oak Pines Mezarlığı'nda toprağa verilecek"
¿ La chica que encontraron en Wispy Sunny Pines?
Az Güneşli Ananaslar'da buldukları kız.
Ahora, esto no tendría nada que ver con el suicidio de Wispy Sunny Pines, ¿ no?
Az Güneşli Ananaslar'daki intiharla bir ilgisi yok, değil mi?
Sí, en ese espantoso Wispy Sunny Pines.
Evet, tüyler ürpertici Az Güneşli Ananaslar'da.
Tenemos que ir al Wispy Sunny Pines.
Az Güneşli Ananaslar'a gitmeliyiz. Ne? Hayır.
Buena colección de pines.
Bayağı fırıldak varmış.
Parece que estuviera contrabandeando pines.
Kuru üzüm kaçırıyormuşum gibi duruyorum.
Tomamos South Pine esta noche, 7 : 30, partido local en el campo Herrmann.
Bu akşam South Pines'la maçımız var, saat 7 : 30'da, Herrmann sahasında.
Tenemos partido esta noche, South Pines.
Bu gece South Pines'le maçımız var.
Sin resentimientos, 7 : 30 esta noche South Pines.
Pişmanlık yok, bu gece 7 : 30 South Pines.
Hay una banda de rock allí
Ross beni Pines'e götürecek.
¿ Quien necesita "Sombra de los Pinos"?
Bu Shady Pines * zırvasına kimin ihtiyacı var?
- Red Pines.
Kızıl Çam demek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]