English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Plum

Plum translate Turkish

164 parallel translation
- ¿ Conoces al duque de Pom-plum?
- Pom-plum dükünü tanıyor musun?
Bombones, canela y limón agrio
# # Sugar plum, cinnamon and lemon tart
Plum. ¿ J.H. Plum?
Plumb.J.H. Plumb?
Me recuerda a Plum Warner, hizo algo parecido...
1732'de Plum Warner'ın çok benzer bir topu yalnız bırakışını hatırlıyorum.
Sí, y adiós plum-cake.
Tam öyle oldu. Meyveli kekimin bir yanı ezildi.
Si tuviera un diario escribiría sobre el día que llegamos a Plum Creek y de lo que sentí al ver lo que sería nuestra futura casa.
Eğer bir günlüğüm olsaydı, Plum Creek'e geldiğimiz ilk günü muhakkak yazardım. ve arazideki evi ilk gördüğümüz ânı.
Papá se marchaba de Plum Creek al amanecer y trabajaba todo el día en el molino del Sr. Hanson para poder comprar las maderas que necesitaba para construirnos la casa.
Babam şafakta Plum Creek'ten gidip bütün gün Hanson'ın mil atölyesinde çalıştı. bize bir ev inşa etmek için gerekli ahşabı almak için.
Papá dijo que estaba muy contento de haber venido a Plum Creek porque había recogido una cosecha que ni siquiera había sembrado.
Babam Plum Creek'te nehrin kıyısına yerleştiğimize memnun olduğunu söylemişti çünki burada, ektiğinden haberi bile olmadığı bir mahsülü biçmişti.
¡ Profesor Plum!
Profesör Plum!
Les presento al profesor Plum y a la Srta. Scarlet.
Profesör Plum ve Bayan Scarlet'i takdim edebilir miyim?
Profesor Plum. Era profesor de psiquiatría, ayudaba a los paranoicos, a los lunáticos homicidas con delirios de grandeza.
Profesör Plum, illüzyon yeteneğiyle paranoidlere akıl hastası katillere yardım eden bir psikiyatr profesörüydünüz.
La Sra. Peacock se sentó ahí, el profesor Plum ahí.
Bayan Peacock buraya oturdu, Profesör Plum da buraya.
Green ahí, Peacock aquí, Scarlet, el profesor Plum, el coronel...
Bayan Green buraya oturdu, Bayan Peacock buraya, Bayan Scarlet, Profesör Plum, Albay...
Los secretos del comité de defensa del senador Peacock, la bomba de fusión del coronel, los contactos del profesor Plum y el trabajo de su marido, el físico nuclear.
Senatör Peacock'un savunma komitesinin sırları Albay Mustard'ın füzyon bombası, Profesör Plum'un BM bağlantıları ve kocanın, nükleer fizikçinin işleri.
Profesor Plum, sabía que el Sr. Boddy estaba vivo.
Profösör Plum, Bay Boddy hâlâ hayattaydı biliyorsunuz.
- Dije Ciruela.
Ben de "Plum" dedim.
La isla de Plum.
Plum Adası.
Centro de Investigación de Enfermedades Animales de Plum Island.
"Plum Adası Hayvan Hastalıkları Araştırma Merkezi."
Démosles un fuerte aplauso a Eve's Plum.
Haydi, Eve's Plum grubuna koca bir alkış.
- Te graduaste en Comunicaciones. Sí, Vic, escucha, respecto a ese asesinato...
Vic dinle, Coco Plum cinayeti hakkında...
Harvey se ocupa de Anders y está el asesinato del ama de llaves.
Anders olayı Harvey'de. Bir de Coco Plum cinayeti var.
Hey, Sliva.
Selam, Plum!
Sliva sigue siendo un rufián, como cuando estaba en el colegio. Su padres lo sacaron de recluta.
Plum, okulda olduğu gibi tıpkı bir haydut olmuş ebeveynleri onu ordudan kurtardı, bunu yapmamalıydılar.
O en Plum.
Ya da Erik Sokağı'nda.
¡ Vamos! - Fue el Profesor Ciruela en el comedor con la soga.
Yemek odasındaki Profesör Plum'du, bir iple öldürmüş.
Es el Profesor Plum en el conservatorio, con un candelabro.
Profesör Plum yaptı konservatuvarda, şamdanla.
brown en el ring, she se parece un azúcar en un plum, plum, plum!
lt ; ibrown girl in the ring, lt ; / i lt ; ishe looks like a sugar in a plum, lt ; / i lt ; iplum, plum!
- La mercería de la calle Peach - Plum
- Peach Caddesi'ndekine mi?
Esto nos impide tomar nuestro camino acostumbrado por la autopista
- Plum. Öyleyse her zaman gittiğimiz yoldan gidemeyeceğiz.
Bueno, quizá fue el Prof. Plum con la Ilave inglesa en el salón de billar.
Tamam, belki de katil bilardo odasında İngiliz anahtarıyla Profesör Plum'du
- Fue el profesor en el estudio.
- Profesör Plum dersindendi.
- Mi nombre es Plum.
- Adım Plum.
Srta. Plum.
Bayan Plum.
Sra. Plum, ¿ qué voy a hacer?
Bayan Plum, ne yapmalıyım?
- ¿ Puedo ser Profesor Ciruela?
Ben Profesör Plum olabilir miyim?
¡ Yo soñaré con el confite de un jurado que no se guíe por una animadora de instituto!
Sugar Plum'ın rüyalarıyla uyur, başındaki amigo kıza karşı gelmeyen jüri önünde şanslı olacaklarına inanırım.
Deberías probar Plum-A-Granate.
- Narlısını denemelisiniz.
Plum líquido
Hmm sivri boru.
Como sea, estamos en Maxwell's Plum el sábado en la noche antes del partido.
Her neyse, Maxwell'in mekanındaydık. Maçtan önceki cumartesi gecesi.
He conseguido una reunión con el presidente de Importaciones Golden Plum esta noche en San Francisco.
Bu akşam San Francisco'da Altın Erik İthalat'ın başkanı ile bir toplantı ayarladık.
Así que, uh, el trato de "Golden Plum" está firmado y es oficial,
Peki, Altın Erik anlaşması imzalandı ve resmi.
Está claro que te quitarías de en medio Golden Plum y los tratos secundarios.
Bu kesinlikle seni Altın Erik'ten ve tüm bağlayıcı anlaşmalardan kurtarır.
Golden Plum acaba de quebrar
Altın Erik iflasını açıkladı.
El trato con Golden Plum está firmado.
Altın Erik anlaşması imzaları tamamlandı.
Golden Plum acaba de entrar en bancarrota.
Gidiyor musun?
Hemos hablado con todos nuestros contactos para sustituir a Golden Plum.
Altın Erik yerine başkasını bulmak için elimizdeki tüm iletişimleri tükettik.
Fui el único que selló el acuerdo con pluma dorada, y yo soy la razón por la que Ojai tiene problemas financieros.
Golden Plum anlaşmasına imzayı atan bendim, şimdi Ojai'nin bu finansal çıkmazının sebebide bu.
ISLA PLUM, CERCA DE LA COSTA DE DELAWARE
PLUM ADASI, DELAWARE SAHİLİ YAKINLARI
Creemos que la mejor manera de superar esto es aquí, en Plum.
Bugünleri geçirmenin en iyi yolunun burada, Plum'da, kalmak olduğunu düşünüyoruz.
- ¿ Profesor Mandarino y Señora Rubio?
- Profesör Plum'la Bayan White mı?
¡ Maestro Plum!
- Üstat Plum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]