Translate.vc / Spanish → Turkish / Pollyanna
Pollyanna translate Turkish
96 parallel translation
Soy la alegre Pollyanna.
Pollyanna'yım ben, şu memnun kız.
He visto cosas que hacen del pasado más salvaje un mero cuento infantil.
Zalimlerin tarihinin, bunların yanında Pollyanna hikayeleri gibi kaldığı şeyler gördüm.
Así que, ¿ quién exactamente es Pollyanna?
Peki, söyle bakalım, bu Pollyanna aslında kim?
- ¿ Srta. Pollyanna?
- Bayan Pollyanna?
- Pollyanna Whittier, señora.
Konuş. Pollyanna Whittier, efendim.
Debemos poner algo en claro.
Pollyanna, Bence şu an bir şeyi açıklığa kavuşturmamız gerekiyor.
Acaba tu cena, Pollyanna.
Yemeğini bitirebilirsin, Pollyanna.
Debemos hablar de tu posición en esta comunidad.
Pollyanna, Bence kendinden bahsetmelisin ve bu topluluktaki pozisyonundan.
¡ Pollyanna!
Pollyanna!
¿ Llevarías a casa a Pollyanna?
Bayan Tarbell ile gidiyorum ben. Pollyanna'yı eve götürebilir misin lütfen?
Dame esa caja, Pollyanna.
Tamam, Bu kutuyu ben alacağım, Pollyanna.
Pollyanna, por favor, sube al auto.
Pollyanna, arabaya binebilir misin lütfen? Biz de eve gidiyorduk.
Pollyanna, no conoces a mi primo Fred, ¿ verdad?
Pollyanna, kuzenim Fred. Onu tanımıyorsun değil mi?
- Esta es Pollyanna Whittier, sobrina de la Srta. Harrington. La que vive con ella.
Bu Pollyanna Whittier, Bayan Harrington'un yiğeni.
¡ Ah, esa!
Evet, bu o. Merhaba Pollyanna.
Pollyanna.
Pollyanna.
¡ Pollyanna! Espera un minuto.
Pollyanna, bir dakika bekle.
Te dije que fueras directamente a casa.
Pollyanna, Sana direk eve gelmeni söylemiştim.
- Pollyanna Whittier.
Pollyanna Whittier.
Pollyanna, creí que te serviría en tu cuarto.
Pollyanna, düşündüm ki bunu odan için kullanabilirsin.
No mires a los huérfanos.
Yetimlere dik dik bakma Pollyanna.
Es lo raro de las discusiones.
Pekala Pollyanna, bu gerçekten garip.
Vamos, Pollyanna.
Hadi Pollyanna.
Espera, Pollyanna. ¿ Y no quieres escalarlo?
Bir dakika bekle Pollyanna!
No sé por qué estaría allá.
Pollyanna niçin Walker deresindeydi onu bilmiyorum.
Pollyanna, mira tu vestido nuevo.
Pollyanna, şu elbisenin haline bak.
Nada de tonterías, Pollyanna, es un deber.
Burada yanlış birşey yok Pollyanna. Bu yapılması gereken bir görev.
- Esta es Pollyanna Whittier.
- Bu Pollyanna Whittier.
- Soy Pollyanna Whittier.
- Şey, Ben Pollyanna Whittier.
- Adiós, Pollyanna.
- Hoşçakal Pollyanna.
- Hola, Pollyanna.
Selam, Pollyanna.
Oye, Pollyanna.
Hey, Pollyanna.
Pollyanna.
Pollyanna!
Supongo que Pollyanna se equivocó.
Sanırım Pollyanna haksızdı.
- ¿ Dónde está Pollyanna?
Pollyanna nerede? Bilmiyorum.
¿ Dónde está Pollyanna, por favor?
Pollyanna nerede?
Pollyanna debe venir o arruinará la bandera.
Pollyanna orada olacak ya da herşey mahvolacak.
Pollyanna es demasiado joven para salir sola.
Pekala, Pollyanna geceleri tek başına çıkacak kadar büyük değil.
Nancy, cuando la Srta. Pollyanna se sienta mejor, lleva mi ropa y mis pertenencias al cuarto de al lado.
Nancy, Bayan Pollyanna daha iyi olduğunda, Senden, tüm giysilerimi ve tüm kişisel eşyalarımı yan odaya taşımanı istiyorum.
¡ Pollyanna, baja a jugar!
Pollyanna! Aşağı gel de oynayalım!
¡ Pollyanna!
- Pollyanna! - Hey çocuk!
- Quiero jugar con Pollyanna.
Ama ben Pollyanna ile oynamak istiyorum.
- Pollyanna no puede jugar. Tuvo un accidente.
Pollyanna bir kaza geçirdi ve şu anda oynayamaz.
Le hablé a Pollyanna de su lesión.
Pollyanna'ya durumundan bahsettim.
Por favor, trata de entender.
Lütfen anlamaya çalış Pollyanna.
Vinimos a saludar a Pollyanna... Y a alegrarle la vida.
Sadece çocuk nasıl diye bakmaya ve ona biraz neşe vermeye geldik.
No tienes mucha opción.
Pekala, Pollyanna, sanırım bu sefer fazla seçme şansın yok.
Pollyanna, este es tu nuevo hogar.
Pollyanna,
Ford y su esposa están ahora con tía Polly, pero se irán pronto. Vamos, Pollyanna. ¡ Andando!
Hadi Pollyanna, gidelim.
Pollyanna, ¿ quieres apurarte?
Pollyanna, acele eder misin?
Que las piernas de Pollyanna están paralizadas.
Pollyanna'nın bacakları felç oldu.