Translate.vc / Spanish → Turkish / Precisión
Precisión translate Turkish
1,548 parallel translation
En lugar de inyectar veneno, ellas lanzan un chorrito, y con mucha precisión
Zehri enjekte etmek yerine fışkırtıyorlar hem de kusursuz bir biçimde.
ella hace esto con tal precisión quirúrgica que sus víctimas no son heridas mortalmente y continúan alimentándose como si nada les hubiera ocurrido
Bunu cerrahi bir titizlikle yaptığı için kurbanları ölümcül bir yara almıyor ve hiçbir şey olmamış gibi beslenmelerine devam ediyorlar.
Hanley International especialista en maquinaria de precisión.
Hanley International'ın uzmanlık alanı hassas cihaz mühendisliği.
Dibujadas con más precisión en mapas.
Haritadaki yerleri netleşmeye başladı.
Soy un instrumento de precisión de velocidad y aerodinámica.
Ben hız ve aerodinamik için yaratılan hassas bir aracım.
Soy un instrumento de precisión de velocidad y aero-mática.
Aeromatik ve hız için yapılan hassas bir aracım.
Si el universo tuviera sólo patatas, fácilmente se puede determinar con precisión un comienzo, Como Stephen una ves lo hizo. Un momento de la creación.
Eğer Dünya patatestenlerden oluşsaydı, kolay olurdu kesin bir başlangıç arayabilirdin Stephen'ın bir zamanlar yaptığı gibi yaradılış anı.
El plan fue ejecutado con gran precisión.
Plan, kusursuz işledi.
Este escrupuloso encubrimiento de las huellas que pudieron dejar confirma su precisión.
Normalde bırakmış olmaları gereken işaretlerin yok edilmiş olması çok dikkkatli olduklarını gösteriyor.
Es hora de dar un golpe de precisión.
Kökten bir çözümün zamanı geldi.
Por algunos, breves momentos, desde el Boulevard Born hasta la Avenida Euclid todos los cálculos y las reglas y toda precisión en la vida de Harold se desvaneció.
Born Bulvarı'ndan, Euclid Caddesi'ne kadar geçen birkaç kısa lâhza içinde Harold'ın hayatına dair tüm hesaplar tüm kurallar ve tüm doğrular bir bir yok olup gitmişti.
¿ Cómo es que animales que no tienen ojos para ver ni cerebro para pensar coordinan este evento con semejante precisión?
Nasıl olupta görmeyen hayvanlar ve düşünmek için beyni olmayanlar bu olayı böyle bir kesinlikte Koordine ediyorlar?
El inmenso espejo del telescopio le permite a Andrea Ghez estudiar el centro de nuestra galaxia con más precisión que nunca antes.
Teleskopun kocaman aynaları Andrea Ghez'e galaksimizin merkezini şimdiye kadar gözlenebilecek en detaylı bir şekilde gözleme imkanı tanıdı.
Estoy fascinado con tu precisión.
Doğruluğun beni çok etkiledi.
Para votar con facilidad, rapidez y precisión.
Kolay seçim için hızlı ve kesin oylama.
La disciplina y precisión las ubica en la delantera.
Disiplin ve azim onları daha da dik ve ayakta tutuyor.
Contrató a Charles Keeling quien con mucha precisión midió estos niveles durante décadas.
Oldukça inançlı ve onlarca yıl boyunca hatasız ölçümler yapan Charles David Keeling'le çalıştı.
Lo pueden medir con precisión.
Bilim adamları bunu hatasız hesaplayabiliyor.
¿ Tiene alguna especie de herramienta de precisión para cortar metal?
Metal kesmek için hassas aletin var mı?
Es difícil decirlo con precisión.
Tam olarak söylemesi güç.
Hombre y máquina en un elegante pas de deux de precisión y refinamiento.
Hazır olun! İnsan ve makine hassasiyet ve incelik dansı yapacak.
- Una precisión del 80 %.
- Yaklaşık 80 % doğru.
Tecnología de doble polea, alta precisión. Sin retroceso ni vibración.
Çift dirsek teknolojisi, nokta atış, geri tepme yok, titreşim yok.
Precisión, señor Palmer.
Kesinlik Bay Palmer.
Tony, nunca nos dijiste cómo diste el salto de vender muebles para patio a óptica de precisión.
Tony, sen bize hiç teras eşyası ticaretinden, duyarlı optik aletler satışına nasıl geçtiğinden bahsetmedin.
Con estos datos, deberiamos de ser capaces de calibrar con precisión el equipo, y entonces llegará la parte dificil.
Bu veriyle alette gereken ayarlamaları yapabiliriz. Sonra da zor kısım geliyor.
Bueno, para los chicos malos es caos pero para nosotros es un asalto de precisión hecho por tiradores perfectos.
Kötüler icin karmasa. Bizim için, keskin nişancı baskını.
Pulido, corte de precisión.
Perdahlanmış, titizlikle kesilmiş.
Es labor de precisión.
Dikkat grektiren bir iş.
No hay pruebas de precisión o conocimiento quirúrgico.
Cerrahi yeteneğin olduğuna dair her hangi bir bilgi yok.
Le dije al agente Gideon que su técnica para hacer perfiles, No podría aplicarse con precisión en la cultura latina, Sin entender bien nuestros valores culturales.
Ajan Gideon'a da söylediğim gibi, profil çıkarma tekniği kültürel değerlerimiz tam olarak anlaşılmadan Latin kültürüne tam olarak uygulanamaz.
Por supuesto, velocidad y precisión no son... las habilidades quirúrgicas más importantes, Dra. Yang.
Tabii ki, hız ve hassaslık cerrahi yetenekten daha önemli değildir Dr. Yang.
Explica la precisión de las incisiones.
- Kesiklerin düzgünlüğü ondandır.
Por ejemplo, podemos con gran precisión determinar los orígenes de un individuo :
Örneğin, çok yüksek bir isabetle birinin kökenini bulabiliriz ;
Chicos moviéndose con precisión táctica.
Adamlar taktik bir incelikle hareket ediyorlar.
Descripciones de robos a bancos donde se movían con precisión militar, ¿ no?
Banka soygunu raporu adamların askeri bir disiplinle hareket ettiklerini söylüyordu, değil mi?
Relájate, Danny, Volaremos bajo para tener más precisión.
Rahat ol Danny, hata yapmamak için alçalıyoruz.
¿ Y por qué no aterrizamos el avión para tener aún más precisión?
Neden uçağı indirmiyoruz böylesi daha hatasız olmaz mı?
Con esta precisión, supongo que fue a quemarropa.
Böylesine net bir atış yapıldığına göre, sanırım yakın mesafeden ateş edilmiş.
No, pero hay límites en la precisión del algoritmo.
Hayır, ama algoritmanın hatasız olabilmesi için limitler vardır.
Las leyes naturales del universo son muy precisas que no tenemos dificultad en construir naves espaciales, podemos enviar gente a la luna y podemos saber la hora de aterrizaje con la precisión de una fracción de segundo.
Evrenin doğası o kadar kesin ki Hiç zorlanmadan uzay gemileri yapıyor, Aya insan gönderiyor,
Al contrario, esos individuos operan con precisión y eficiencia.
Bilakis, bu bireyler dakiklik ve etkinlik üzerinden hareket ediyorlar.
El doctor dice que no podría levantar un bloque de hormigón o disparar un arma con precisión.
Doktorun dediğine göre, bir kütüğü kaldıramaz ya da bir silahı, hedefi vuracak bir şekilde ateşleyemezmiş.
El algoritmo identificó una pintura en la base de datos que se asemeja más claramente al trabajo de nuestro sospechoso con una precisión de, como, 89.9 %.
Algoritma veritabanında elimizdekine yakınlık oranı yüzde 89,9 olan bir tek tablo buldu.
Bueno, no se trata de velocidad, se trata de precisión.
Bu hızla ilgili değil, kesinlikle ilgili.
Sabía con precisión cuándo y dónde arrojar los cadáveres.
Cesetleri ne zaman ve nereye bırakabileceğini net olarak biliyordu.
Sabes cuán importante es la precisión de la información para la victimología.
Kurban Bilimi için ne kadar önemli bir bilgi olduğunu biliyorsun.
El X-77 puede volar en espacio aéreo enemigo a una velocidad supersónica tirar misiles y bombas inteligentes con alta precisión y salir sin ser detectado.
X-77 süpersonik hızla düşman hava sahasına girip füze ve bombaları nokta atışıyla atıp görülmeden çıkabilir.
El secreto de la cocina es la precisión.
Pişirmenin sırrı ise hassasiyettir.
Sólo hubo dos disparos disparos de precisión.
Nokta atışı yapılmış.
en sus suelos de madera, para encontrar con precisión las vibraciónes... Mac, ¿ quieres que Gina participe en la reconstrucción?
Mac, Gina'nın da bu tatbikata katılması gerçekten şart mı?