Translate.vc / Spanish → Turkish / Pregunto
Pregunto translate Turkish
18,477 parallel translation
Antes de que esta guerra comience, me pregunto cuándo comenzó en realidad.
Bu savaş gerçekten başlamadan, bunun gerçekte nerede başladığını soruyorum.
Justo como yo no pregunto de dónde vienen los artículos.
Aynı malların nereden geldiğini benim sormadığım gibi.
Me pregunto si habrá alguien enfermo.
Acaba birisi mi hasta?
Me pregunto qué le habrá ocurrido a Pierre.
Pierre'e ne olduğunu merak ediyorum.
Me pregunto qué es lo que realmente sientes.
Gerçekte neler hissettiğini merak ediyorum.
Solo me pregunto cómo explicas tu éxito.
Ben yalnızca bu başarının arkasındaki etmeni merak ediyorum.
Y me pregunto por qué alguien que pudo conseguir un trato así está defendiendo una posición perdedora sin respaldo.
Şimdi de, öylesine bir anlaşmayı koparabilen biri neden desteği olmadan kaybedilmiş bir duruşmaya gönderiliyor diyorum.
Oye, me pregunto si sabes que Santa Fe Place busca un nuevo abogado externo.
O Santa Fe'deki yerin dışarıdan danışmanlık arayıp aramadığını biliyor musun?
Me pregunto si alguna vez ha considerado poner sus talentos médicos a utilizar?
Tıbbî yeteneklerinizi kullanmayı hiç düşündünüz mü acaba?
- Me pregunto cómo pudo habérselo dicho, dado que Margaret es muda.
Size nasıl anlattı merak ettim, çünkü Margaret dilsiz.
Sí, eso me es claro, pero me pregunto porque no fui informada de esa particularidad.
Evet. Evet, bunu ben de fark ettim. Bu özel durum hakkında bana neden bilgi verilmedi merak ediyorum.
Me pregunto qué encontraron.
Ne yakaladılar acaba.
- Me pregunto cuánto más habrá enterrado aquí.
- Bunun altında daha ne kadarı gömülü acaba.
Solo pregunto de quién es.
Sadece kimin olduğunu soruyorum.
Me pregunto si sigue aquí.
Hâlâ burada mı merak ediyorum.
Y me pregunto si no sería mejor aceptar que no tengo ninguna posibilidad.
Başka seçeneğim olmadığını kabul etmek daha iyi olmaz mı diye merak içindeyim.
Te pregunto por qué crees que es así.
Neden böyle düşündüğünü bilmek istiyorum.
Y ahora, en esta jaula, en las entrañas de esta cosa que nos ha tragado a todos... me pregunto... si la civilización de Nassau no es exactamente lo que intenté lograr todos esos años.
Lakin şimdi bu kafeste bizi yutan şeyin karnındayken merak ediyorum da eğer Nassau'nun ehlileştirilmesi yıllar boyunca başarmak istediğim şey değilse?
Me pregunto si los indultos son la victoria y si lo más inteligente que puedo hacer es seguir sentado.
Merak ediyorum da aflar birer zaferken yapabileceğim en aydın hareket öylece durmaksa?
Me pregunto si los indultos son la victoria y si lo más inteligente que puedo hacer es dejar que este sea el final del Capitán Flint.
Merak ediyorum da bu aflar zafer mi? ve yapabileceğim en iyi şey bunun Kaptan Flint'in sonu olmasına izin vermek mi?
Me pregunto si alguna vez una guerra tan anticipada a voces terminó con tanta tranquilidad.
Merak ediyorum da acaba, hangi savaş bukadar güçlü başlayıp bu kadar sessizce bitmiştir.
Ahora, te pregunto si podrás olvidar lo ruin y lo personal y centrarte en lo que ahora es de vital importancia para el futuro de ambos.
Şimdi senden istiyorum ki geçmişini, düşmanlarını ve kişisel davanı bırakıp ikimizin geleceği için de önem teşkil eden şu anda odaklan.
Por eso te pregunto por qué no.
Neden yapmadığını soruyorum.
Me pregunto por qué no dejaste que el detective Loman pateara la puerta.
Neden kapıyı Dedektif Loman'ın tekmelemesine izin verdiniz merak ettim.
Y pregunto sinceramente.
Dürüstçe demek istiyorum.
Me pregunto cómo reaccionará la familia de Mikey a todo esto.
Mikey'nin ailesinin tüm bunlara nasıI tepki vereceğini merak ediyorum.
Me pregunto quién será, Andrea.
O kim olmalı merak ediyorum, Andrea.
Irene le pregunto a ella si era su hija.
Irene ona kızın mı diye sordu.
¡ Me pregunto si Anderson era lo bastante hombre para la tarea de estar esposado a Spector!
Anderson'un Spector'a kelepçelenecek kadar erkek olup olmadığını sorguladım!
Me pregunto si reconoces a este hombre.
Bu adamı tanıyor musun acaba?
Supongo que endureció en prisión, pero me pregunto si no lo superó de alguna manera al mismo tiempo.
Sanırım hapiste katılaşmış ama o zamanlar bundan hoşlanıyor muymuş acaba?
Entonces le pregunto :
- O zaman şöyle sorayım.
Pregunto otra vez.
Tekrar soruyorum.
Me pregunto por qué.
Ne için acaba?
Me pregunto por qué será.
Neden sormadı acaba?
Me pregunto si fue inconscientemente, si tuvo dudas sobre su culpabilidad desde el principio.
Belki de bilinç altınızda, sanığın suçlu olduğu konusunda şüpheleriniz vardı.
Me pregunto dónde estarán.
Sence neredeler?
A veces me pregunto si soy el único que se da cuenta hasta qué punto se ha vuelto loco este jodido mundo.
Bazen bu dünyanın ne kadar yarak kürek bir yer haline geldiğini tek düşünen ben miyim diyorum.
Me pregunto una cosa. ¿ Te parezco la clase de hijo de puta que no sabría eso?
Aklıma geldi de ben bunu bilemeyecek bir tipe mi benziyorum amına koyayım?
Me pregunto si esta casa tiene sótano.
Acaba buranın bodrumu var mı?
Tal vez lo he interpretado mal, Sr. Mulder, pero me pregunto ¿ quién es el que necesita más de un antipsicótico, un hombre que se cree que es un hombre lagarto... o un hombre que le cree a ese hombre?
Neden ben? Belki yanlış anlamışımdır Bay Mulder ama bilemiyorum. Antipsikotik ilaca kendini kertenkele adam sanan birinin mi yoksa ona inanan kişinin mi daha çok ihtiyacı vardır?
Aun así te lo pregunto.
Yine de soruyorum.
Me pregunto dónde...
Hiç merak etmedin mi...
Me pregunto por qué motivo usaría su casa como cajero automático.
Neden evini teminat gösterip kredi çekmiş acaba?
Cada vez que le pregunto, se pone un poco raro.
Ne zaman konuyu açsam kıllanıyor.
Te pregunto lo mismo.
Ben de aynı şeyi soracaktım.
Me pregunto por qué.
Neden acaba?
Me pregunto dónde se encuentra con todo ese dinero.
Onca parayla nerede acaba?
Me pregunto si podemos reparar algo de toda esta basura.
Bu eski işe yaramazı biraz düzeltebilir miyiz diye düşünüyorum ya.
¿ Alguien me pregunto lo que quería?
Biri çıkıp da ne istediğimi sordu mu bana?
Me pregunto quién será.
Kimden geldiğini merak ediyorum.