English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Preguntá

Preguntá translate Turkish

51,226 parallel translation
Pero antes de que entremos en todo eso déjenme hacerles una pregunta.
Ama o konulara girmeden önce size bir soru sorayım.
La pregunta es ¿ qué harás cuando estés aquí con nosotros?
Soru şu, geri kalanımızla bir sorun yaşadığında nasıl davranacaksın?
¿ No responderás mi pregunta?
Soruma cevap vermeyecek misin?
Así que la pregunta es...
Sorum şu...
Responde la maldita pregunta.
Siktimin sorusuna cevap ver.
Muy buena pregunta.
Bu çok iyi bir soru.
Esa es un pregunta que debe hacerse y contestarse en América.
Amerika'da sorulması ve yanıtlanması gereken bir soru bu.
Tengo una pregunta. Sobre química. Espero que no sea ningún inconveniente.
Kimya ile ilgili bir sorum var da umarım şu an uygunsuz değildir.
Si tiene alguna pregunta al respecto, ¡ lea el puto libro!
Kimyayla ilgili herhangi bir sorunuz varsa, o zaman kitabı okuyun!
Mi pregunta es muy simple, ¿ puede llevarse a cabo aquí?
En kolay sorum şu. Bahsettiğimiz şeyi burada gerçekleştirmek mümkün mü?
¡ Uno se pregunta si se los volverá a ver!
Acaba onları yeniden görebilecek miyiz?
¿ Qué hará el gorila con la dama? Uno se pregunta.
Acaba goril hanımefendiye ne yapacak?
No hay necesidad para ninguna pregunta más.
Başka soruya gerek yok.
Pregunta a tu químico. El Sr. Cholmondeley. Pregúntale sobre el experimento francés.
Kimyagerin Bay Cholmondeley'e Fransız deneyinin ne olduğunu sor.
Tiene que hacerse una pregunta mucho más importante, que es, ¿ dónde va a conseguir un químico lo bastante loco para trabajar para usted si decide añadir las putas sales de cloro a estas cubas?
Çok daha önemli bir soru sormalısınız. O da bu fıçılara klorat eklemeye karar verirseniz bu işi sizin için yapacak deli kimyageri nerede bulacaksınız?
Caddie... Si has perdido a tu amo, ve a la casa y pregunta.
Sopa taşıyıcı efendini kaybettiysen gidip kulüp binasına sor.
- Necesito hacerte una pregunta.
- Sana bir şey sormam gerek.
Tengo que hacerte una pregunta.
- Bir şey sormam gerek ama.
El caballero le pregunta si está bien.
İyi olup olmadığı soruluyor.
Tengo otra pregunta.
Bir sorum daha var.
La pregunta es ¿ qué hacemos al respecto?
Soru şu, bu konuda ne yapacağız?
- ¿ Puedo hacer una pregunta?
- Bir şey sorabilir miyim? - Sor!
Es una pregunta simple. ¿ Ves un arma?
Basit bir soru. Silah görüyor musun?
Pero en realidad, la única pregunta que parece que todos querían hacer era :
Ama gerçekte sorulan tek soru şu oldu :
Lo cual, sin duda, es una buena pregunta.
İtiraf etmek lazım ki iyi bir soru.
Significa que tendrá una oportunidad... de contestar una pregunta.
Bunun anlamı cevapları bulman için tek şansın var. Bunun anlamı cevapları bulman için tek şansın var.
¿ Cuál es la pregunta?
Soru nedir?
¡ ¿ Cuál es la pregunta? !
Soru nedir?
Necesito que me escuches muy atentamente... y hagas lo que digo y no hagas ninguna pregunta.
Beni dikkatlice dinlemeni istiyorum. Ne dediysem yapmanı ve soru sormamanı.
Muy buena pregunta. Esa es una pregunta muy buena... y te tengo una muy buena respuesta.
Bu çok iyi bir soru ve buna çok iyi bir cevabım var.
Oye, déjame hacerte una pregunta, porque esta acción se va a triplicar en valor.
bir soru sorayım. çünkü bu hisse kendini üçe katlyacak.
Ahora, esa es una excelente pregunta...
Bu harika bir soru...
Primera pregunta...
İlk soru...
Piense en ella como una pregunta de control.
Bunu kontrol sorusu gibi düşün.
¿ Qué clase de pregunta es esa?
Bu nasıl bir soru?
Contesta la pregunta.
Soruyu cevapla.
Pregunta número dos...
İkinci soru...
Conteste la pregunta.
Soruyu cevapla.
Pues... ¡ qué bien! ¿ Cuál era la pregunta?
- Pekala, bu mükemmel.
La pregunta es ¿ cómo te tolero yo a ti?
Asıl ben sana nasıl tahammül ediyorum?
Una pregunta.
Bir sorum var.
Solo contesta mi pregunta.
Soruma cevap ver!
La verdad no será revelada si se le pregunta cortésmente, Su Majestad.
Nazikçe rica etseniz gerçeğin üstü örtülmez. Majesteleri.
Dile a Doctor Geyer que querían hacerle unas cuantas pruebas más antes de la cirugía. Si es que pregunta.
Eğer sorarsa, Doktor Geyer'a ameliyattan önce bir kaç test daha yapmak istediklerini söyle.
Pero si pregunta, dile eso.
Ama sorarsa böyle söyle.
Bueno, esa es una muy buena pregunta.
Çok güzel bir soru.
¿ Tu pregunta es si prefiero abrazar a una mujer sexi en bikini? ¿ A un hombre extraño en ropa interior?
"Bikinili seksi bir kadına mı yoksa iç çamaşırlı yabancı bir erkeğe mi sarılırsın?" diye soruyorsun.
Disculpe la interrupción, tengo una pregunta de novato.
Bölüyorum ama bir çaylak sorusu soracağım.
Pero para responder tu pregunta, sí.
Ama sorunun cevabı, evet.
Repite la pregunta.
Soruyu tekrar et.
La pregunta es : ¿ Los armenios de la región apoyarán al Imperio? ¿ O se unirán a los rusos contra nosotros?
Sorun şu ki bölgedeki Ermeniler imparatorluğun yanında mı yer alacak yoksa bize karşı Rusya'ya mı katılacak?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]