Translate.vc / Spanish → Turkish / Premium
Premium translate Turkish
183 parallel translation
Tiene televisión con cable Premium y toda la cosa.
Özel kablolu yayın bile var. Anlayacağın her şey tıkırında.
- ¿ Premium?
- Premium?
Si, ¿ Ud. podría llenarlo con premium, y revisar bajo el capot?
Evet, siz. Kursunsuz koyup, basligida kontrol edermisiniz?
Premium?
Süper mi?
Premium está bien.
Süper olsun.
! ¡ Debe elegir una!
Bir kurşunsuz ve bir premium var.
No me permiten darles las buenas referencias.
Premium müşterileri verme iznim yok.
- Si me das una buena referencia...
Bana bir Premium müşteri ver...
- ¿ Sabes cuánto cuestan las buenas?
Premium müşteri neye mal oluyor biliyor musun?
¿ Si sé cuánto cuestan?
Premium müşteri neye mal oluyor biliyor muyum?
Me das las buenas referencias, te doy 10 % de lo que cierre.
Sen bana Premium müşteri ver, Bitirdiğimde yüzde 10'u senindir.
¿ Las de Glengarry?
Glengarry mi? Premium müşteriler mi?
$ 2,500 cada uno por el trabajo de una noche, y un trabajo con Graff, el nos emplearía.
Adam başı 2500 dolar. Sen ve ben bir gecelik iş ve Graff'le tabi ki. - Premium müşterilerle.
Parece un adaptador de vídeo que bloquea los canales más caros.
Premium kanalları kısıtlayan sıradan bir alete benziyor.
¿ O quizás prefieran nuestra cuenta elite platino?
Ya da belki premium elit hesabımızı tercih edersiniz.
¡ Necesita especial, amigo!
Ona premium lazım, dostum!
¡ Especial, viejo!
Premium, dostum!
Creo que es premium.
Bence, süper.
Premium.
Süper.
- ¿ Quieren puntos?
Premium puan ister misiniz?
Les dije que buscaran un modelo premium.
Sana en yeni modelden al demiştim.
Oye, no le estás poniendo premium, ¿ cierto?
Pahalı olandan koymuyorsun, değil mi?
Sí, lo dijiste antes y le pusiste premium, y significó que no paráramos a comer en Filadelfia.
Evet ama daha önce de öyle dedin ve pahalı olandan koydun. Bu da Philadelphia'da atıştırma molası veremememiz demek oldu.
- Línea telefónica Premium, £ 50 / min.
- Arandıkça kazan hattı, dakikası elli sterlin.
Parece que no estás interesada en los canales premium.
Premium kanallarla ilgilenmediğin sonucunu çıkarıyorum.
Bueno, tenemos el paquete Premium...
Güzel, O zaman premium pakete ne dersiniz?
El paquete Premium más vigilancia registros telefónicos, monitoreo de su e-mail.
Premium pakete ek olarak yakın takip, telefon ve e-posta kayıtları.
Voy a conseguir... unos litros de gasolina Premium voy a regresar aquí,
Kendime, biraz kerosen bayağı da benzin alacağım. Sonra da buraya döneceğim.
Y estoy pensando en los soportes del toldo y el sistema de sonido premium. - Vas por todo.
Ayrıca üst bagaj ve sağlam bir ses sistemi düşünüyorum.
Whisky de primera.
Premium scotch.
¿ Será premium o sin plomo?
Sence süper mi, normal mi?
- Me he apuntado al servicio premium.
- Her şey dahil paketle değiştirdim.
Lambert Smith tiene antecedentes de buenos resultados en el campo de las bebidas Premium.
Lambert Smith'in içecek sektöründe kanıtlanmış bir deneyimi var.
SÚPER SIN PLOMO 3,299 PREMIUM SIN PLOMO 3,349 $ 3,29.
SÜPER KURŞUNSUZ : 3,299 ÖZEL KURŞUNSUZ : 3,349 3,29 dolar mı?
Podemos ofrecerle grandes decuentos, en papel reciclado al 30 %, y "blanco ultra premium".
Tekrar kullanılanlarda ve ultra özel lazerlerde yaptığımız en büyük indirim olan % 30'u sunabiliriz.
Super.
Super premium.
El Grupo Praylis está buscando consolidar su creatividad premium adquiriendo una compañía boutique como la nuestra para manejar todas sus marcas.
Praylis Grup, bizim gibi tüm markaları yönetmek ve yaratıcı primi birleştirmek için bünyesine katmak üzere bir butik şirket arıyor için.
Los canales premium tienen un efecto particularmente notorio.
Özellikle paralı kanalların daha güçlü bir etkisi var.
Lambert Smith tiene una gran reputación en el terreno de bebidas Premium.
Lambert Smith'in içecek sektöründe kanıtlanmış bir deneyimi var.
Microondas, tina de spa y cable premium en cada unidad.
Mikrodalga, spa küveti ve kablolu televizyon tüm odalarımızda mevcut.
Hiciste que ese tipo se quedara con la franja Premium los próximos cinco años y le hiciste creer que fue su idea.
Adamı önümüzdeki beş sene için en yüksek fiyata bağlayıp bunun kendi fikri olduğunu düşünmesini sağladın!
Hoy se terminan nuestras vacaciones. ¡ comeré los tazones de ramen premium de edición limitada que tenía guardados!
Tatilin son günü de geldi çattı. Yani yarından ötesi için enerjimi toparlayabilmek adına gözüm gibi sakladığım kaliteli ramenimi çıkartıp, afiyetle yiyeceğim.
¡ Es un tazón de ramen premium de edición limitada!
Sınırlı üretim kaliteli ramenlerden değil mi bu?
¡ ¿ Quieren comer este tazón de ramen premium de edición limitada? !
Bu sınırlı üretim yüksek kaliteli ramenden yemek ister misiniz?
LUBRICADOS 3 PRESERVATIVOS DE LÁTEX PREMIUM
Trojan, kayganlaştırıcılı.
Satelital, pay-per-view, canales premium, de deportes,
Uydu, izle-öde, şifreli kanallar, spor kanalları,
También incluido en el paquete premium hay protección para niños en todas partes.
Ayrıca, hediye paketinize evin her köşesinde çocuk için koruma düzenekleri de dahil.
Papel premium de 80 libras con letras en versalitas. ¡ Soy hombre muerto! No, esto es perfecto.
Isla halkı, ilk işim ülkenin ismini değiştirmek olacak.
Si está buscando canales premium gratis no soy el indicado.
Eğer ücretli kanalları bedava izlemek istiyorsanız, bunu yapamam. Hayır, hayır, hayır.
Oh, si la feliz pareja no quería poner el dinero para el bar Premium, no deberían haber hecho su boda b.y.o.b.
Bunun yerine, boş bara girdik bir şişe şampanya açtım ve...
Premium!
Hem de 95 oktan!