English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Preston

Preston translate Turkish

1,548 parallel translation
Sí. Preston quizás se mude con nosotros.
Evet, Preston buraya taşınma ihtimali var.
Sí. Preston es un chef.
Evet, Preston şef.
Soy Mia, Mia Preston.
Ben Mia. Mia Preston.
Mia... ¿ Mia Preston?
Mia... Mia Preston mı?
- Naomi Preston.
- Naomi Preston.
Preston.
- Preston. Evet. Hey.
Y Naomi Preston es una arpía.
Naomi Preston kaltağın teki.
Naomi Preston.
Naomi Preston.
Le quiero ayudar a Naomi Preston.
Naomi Preston'a yardım etmeye çalışıyorum.
Violaste a Naomi Preston en la escuela y nos usaste para volver a hacerlo.
Lisede Naomi Preston'a tecavüz etti ve tekrar yapmak için bizi kullandı.
¿ Sabes una cosa? ¿ Qué me importa Naomi Preston?
Birşey diyeyim mi Naomi Preston'dan bana ne.
Arreglé cuentas con la adorable Naomi Preston anoche.
Dün gece sevimli Naomi Preston'la kapıştık.
Naomi Preston está muerta.
Naomi Preston ölmüş.
Estoy investigando la muerte de una joven estudiante Naomi Preston.
Genç bir öğrencinin ölümünü araştırıyorum Naomi Preston.
Naomi Preston, sí.
Naomi Preston. Evet.
Como todos sabemos, la universidad está aterrada con la noticia de la muerte de Naomi Preston.
Hepimizin bildiği gibi, kampüs, Naomi Preston'ın aramızdan zamansız ayrılmasıyla çalkalanıyor.
Y de acuerdo con Preston, Max, y Lou, ellos llegaron a Candlewell primero.
Preston, Max ve Lou'nun anlattıklarına göre Candlewell'i önce onlar tutar.
Max y Lou golpearon a Preston y en algún momento
Max ve Lou, Preston'ın üstüne döşer. Ve bir noktada Candlewell yere düşer.
Preston Nathan, el marido de Gloria.
Preston Nathan, Gloria'nın kocası
No voy a pedirle a Gloria y a los padres de Preston que vengan a menos que participen los dos.
Gloria'yı ve Preston'un ailesini, siz ikiniz birden katılana kadar davet etmeyeceğim.
Podría darles a los padres de Preston la oportunidad de tener cierre.
Bu Preston'un anne ve babasına olayı kapatmak için bir şans verir.
Anoche cené con los padres de Preston.
Dün gece Preston'ın ailesiyle yemekteydim.
Aún cuando Preston se casara fuera de su religión, fuera de su tribu.
Preston'la farklı dinlerden, farklı ırklardan olmamıza rağmen.
Lo que, claro, significa que me culpan por la muerte de Preston. Sólo que son muy blancos y protestantes para decirlo abiertamente.
Tabii aslında bu Preston'ın ölümünden beni suçladıkları anlamına geliyor, ama bunu tartışmayacak kadar ırkçılar.
Creo que podrías querer hablar sobre el diagnóstico de cáncer de seno, y cuánto te asustó, lo buena que fue Gloria, y cómo nacieron sentimientos por ella que te llevaron a hacer que Cyril matara a Preston.
Bence sana koyulan meme kanseri teşhisinden konuşmak isteyebilirsin, ne kadar korkutucu olduğundan, Gloria'nın nezaketinden, ve ona karşı gelişen hislerinden, ve bunun Cyril'i Preston'ı öldürmesi için yollamana neden olmasından.
- ¿ No fue al funeral de Preston?
- Preston'un cenazesine gelmiş miydiniz?
Escucha, Ryan, te lo he dicho antes, no te llevaré allí dentro si buscas causarles más dolor a Gloria y a los padres de Preston porque al profesar tu amor por Gloria causarás más dolor.
Dinle Ryan, bunu daha önce de söylemiştim, Eğer niyetin, Gloria'ya ve Preston'un ailesine daha çok acı çektirmekse, içeriye girmene izin vermeyeceğim, çünkü Gloria'ya olan aşkını söylemen daha çok acıya neden olacaktır.
Gloria y Preston estaban casi listos a tener hijos... mis nietos.
Gloria ve Preston neredeyse çocuk yapmaya hazırlardı... torunumu.
- Preston y yo nos separamos brevemente.
- Preston ve ben kısaca ayrılmıştık.
Preston está muerto.
Preston öldü!
Preston Whitmore.
Preston Whitmore.
Sé que tu abuelo ya no está, pero Preston Whitmore siempre cumple su palabra.
Büyük babanın öldüğünü biliyorum. Huzur içinde yatsın. Ama ben sözünü tutan biriyim.
Camino de los Jeeps.
Preston Kuru Göl. Cip yolu.
Confiamos en vos, Preston.
Sana güveniyoruz Preston.
Estoy llendo a la gran fiesta en la casa de Preston
Seni Preston'ın partisine götüreceğim.
Me ama más de lo que Preston jamás lo hizo.
Beni, Preston'un sevdiğinden daha çok seviyor.
¿ Cuánto falta, Preston para que todo esto termine?
Bütün bunlar daha ne kadar sürecek Preston?
Supongo que usted sueña, Preston.
Umarım hayal ediyorsundur Preston.
¡ Viviana Preston! ¡ No se mueva!
Viviana Preston, kımıldama!
Sabe, Preston... Si seguimos quemando todo este contrabando, al final no habrá nada más para quemar.
Biliyorsun, Preston eğer tüm bu kaçak malları yakarsak geriye yakılacak hiçbir şey kalmayacak.
Debe comprender, Preston, que aunque usted y hasta yo no siempre estemos de acuerdo con eso, no es el mensaje lo que importa. Es obedecerlo.
Bu konuda kimi zaman, her ne kadar farklı düşünsek de önemli olanın mesaj değil bizim itaatimiz olduğunu anlaman gerek Preston.
Clérigo John Preston pasando hacia Nether. Ejecución relatada.
Rahip John Preston, görev nedeniyle yeraltına geçiyorum.
Me llamo John Preston.
Adım John Preston.
Lo hemos estado controlando, Preston.
Seni izliyorduk Preston.
Clérigo John Preston, usted debe venir con nosotros de inmediato.
Rahip John Preston, hemen bizimle gelmelisiniz.
- Clérigo Preston.
- Rahip Preston.
Te entrenaron para luchar contra todo tipo de peligros.
Seni hayatın boyunca bunlarla savaşman için eğittiler Preston.
Viviana Preston.
Viviana Preston.
Preston Cash, 1A.
- Preston Cash, 1A'da.
Preston Dry Lake.
Pekala, işe koyulalım.
¿ No ve, Preston?
Anlamıyor musun Preston?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]