Translate.vc / Spanish → Turkish / Proctor
Proctor translate Turkish
516 parallel translation
Albee, Coster, Beall y Proctor...
Albee, Coster, Beall ve Proctor...
Soy el Sr. Proctor, perito los desarreglos del edificio.
Ben Bay Proctor. Binadaki onarılması gereken daireleri değerlendiriyoruz.
Capitán Proctor, ¿ puede explicar grandes rasgos las pesquisas de balística
Yüzbaşı Proctor, bize barıştık incelemelerinin sonuçlarını söyler misiniz.
Desgraciadamente el capitán Proctor ha muerto
Maalesef, Yüzbaşı Proctor artık aramızda değil.
Por ejemplo en Proctor vs.
Örneğin "Proctor, Proctor'a karşı" davası...
Eso es East Proctor, y aquí sólo hay páramos.
East Proctor şurası. Burada kırdan başka bir şey yoktur.
Sargento McManus, ¿ sugiere que a David y a Jack los atacó un animal y que la burocracia de East Proctor conspiró para guardarlo en secreto?
Çavuş McManus, David ve Jack'e saldıranın... bir hayvan olduğunu ve East Proctor'daki... yetkililerin bir komplo düzenleyerek bunu gizlediklerini mi iddia ediyorsunuz?
¿ Habló con la policía en East Proctor?
East Proctor'daki polislerle konuştunuz mu?
Hoy estuve en East Proctor.
Bugün East Proctor'a gittim.
Así que hoy fui a la cantina en East Proctor donde me convencí de dos cosas.
Ben de bugün East Proctor'daki pub'a gittim ve iki şeyin farkına vardım.
Yo fui testigo de cierta forma de neurosis en masa en East Proctor.
East Proctor'daki kitlesel nevrozu gözlerimle gördüm.
¿ Crees que Greg Stillson... va a desbancar al Senador Proctor?
Sence Greg Stillson Senatör Proctor'ı koltuğundan edebilecek mi?
Lo buscaba, teniente.
- Proctor! - Ah, teğmenim, ben de sizi arıyordum.
¡ Proctor!
Proctor!
De verdad. ¡ Proctor!
Gerçekten. Proctor!
La estación de cambio de Proctor pone la llamada en algún lugar de Westwood.
Proctor'da ki dağıtım istasyonu arama Westwood civarından bir yerden.
señor?
- Proctor. - Evet efendim.
Proctor.
Kutlama yapıyoruz. Gel Proctor.
señor?
- Proctor. - Efendim?
¡ Proctor!
Şimdi onu tepelerim! Proctor!
¿ qué es esto?
Proctor, bu ne?
eres un idiota.
Proctor, sen bir aptalsın.
Proctor.
Çabuk ol Proctor.
- ¡ Proctor!
- Proctor!
¡ Ahora Proctor! Muévete, muévete,
- Hadi Proctor, çabuk ol!
Quíteme las manos del trasero, Proctor.
Elini kıçımdan çek Proctor.
Lárgate, lárgate Proctor.
Çekil Proctor.
- Gracias, Proctor.
- Sağol Proctor.
Después de todo, Harris tiene a Proctor.
Harris'in de Proctor'ı var.
- No es gracioso, Proctor.
- Evet efendim.
Proctor, esto es un callejón.
Proctor, bu bir ara sokak.
- Proctor.
- Proctor.
Damas y caballeros, ¡ el teniente Proctor, uno de los favoritos del gueto!
Bayanlar baylar, karşınızda Teğmen Proctor, kenar mahallenin sevgilisi!
- Yo soy Proctor, él es Davidson.
Ben Proctor'um. Davidson o.
Habla el teniente Proctor de la Academia de Policía.
Ben Polis Akademisi'nden...
El capitán Harris va a atender una convención en Miami Beach y necesita dos boletos de primera clase en su mejor vuelo.
Teğmen Proctor. Yüzbaşı Harris Miami " de yapılacak... Ulusal Emniyet Amirleri Toplantısına katılacak.
Proctor quiere reservar dos boletos de primera a Miami. Cree que está hablando al aeropuerto.
Proctor telefonda, kendisi ve Harris için Miami " ye iki adet birinci sınıf bilet ayırtmaya çalışıyor.
El Tte. Proctor nos consiguió un vuelo muy especial.
Teğmen Proctor bize özel bir uçakta yer ayırtmış.
¡ Aléjate de mí, Proctor!
Gelme üstüme Proctor.
Ud. Y el Sr. Proctor son los únicos pasajeros.
Siz ve Bay Proctor " dan başka yolcusu da yok.
Ven, Proctor.
Hadi gel Proctor.
Proctor, ¿ por qué te aguanto?
Neden sana tahammül ediyorum ki?
¡ Estuvo genial, señor!
- Harikaydınız efendim. - Proctor.
¡ Ni una palabra!
- Efendim... - Tek kelime etme Proctor.
¡ Gracias, Proctor!
Sağol Proctor.
Proctor, recógelas.
- Proctor, git silahları topla. - Peki efendim.
La escalera. ¡ Usa la escalera!
Hayır Proctor, hayır. Merdiveni kullan. Merdiveni!
Proctor.
Bu kız 10 sene halası için çalıştı...
Proctor, ven conmigo.
Proctor, benimle gel.
- ¡ Proctor! - ¡ Vamos!
Hadi!
¡ Cállate!
- Kapa çeneni Proctor!