Translate.vc / Spanish → Turkish / Proposito
Proposito translate Turkish
376 parallel translation
A proposito, dale la propina al portero con unas 30 liras bastará.
Kapıcıya bahşiş vermeyi unuttum. Ona 30 liret falan verin.
A proposito, ¿ quiere pintar a uno de nosotros...
Bu arada, içimizden birini resmetmekle ilgili söylediklerinizi hatırlıyor musunuz?
Ah a proposito, debo hacer las quinielas.
Futbol bahislerini hatırladım birden.
¿ A proposito marido? ...
Koca demişken...
Pero todos han venido al oeste con un proposito :
ve hala bir hayalin peşinden Batıya akın ediyorlar.
Y en vuestros corazones tambien hay rencor y odio porque vosotros teneis un proposito, el de mantener a salvo los territorios de caza de bufalo ahora silenciosos y vacios.
Ve sizin yüreklerinizde ve zihninizde de hala acı ve nefret var Çünkü sizin de hayallerinizde kutsal avlaklarda sessizce avlayacağınız buffalolar, geyikler ve kunduzlar var.
A proposito de ese... - cross-country... - ¿ Ese qué?
Peki ya bu ülke çapında...
A proposito, ocupémonos del Teatro Kabuki
Aklıma gelmişken, haydi Kabuki Tiyatrosuna gidelim!
El proposito de esta audiencia es el de encontrar una sentencia acorde al cargo, entiende eso?
Bu duruşmanın amacı, bulguyu sonuca ulaştırıp uygun cezanın verilmesidir.
A proposito Maki, alguna noticia de tu hijo?
Bu arada Maki, kendi oğlundan haber var mı?
La amo, por el solo proposito de ser una piedra.
Seviyorum onu çünkü o ben'im, ve sadece bir taşmış gibi duruyor burada.
Lo has hecho a proposito.
Kasıtlı yaptın bunu.
Oh, a proposito, Teniente, Esta noche no he tomado mi brandy de siempre.
Oh, bu arada, Komiser, bu akşam olağan brandimi içmeyi ihmal ettim.
Lo hiciste a proposito.
Bunu kasıtlı yaptın.
Esta aqui para un proposito.
O bir amaç için burada.
- Quizas no lo haces a proposito!
- Belki de niyetinde bu var!
Hemos venido aqui con un proposito.
Buraya bir amacla geldik.
A proposito, terminé su libro. ¿ Sabe que? En la página 30 ya sabía quien era el asesino. ¡ Es la primera vez!
Bu arada kitabınızı bitirdim biliyor musunuz daha 30.cu sayfada katilin kim olduğunu tahmin etmiştim.
Simplemente estaba explicándole al Comisario el proposito de nuestra misión.
Şerife görevimizin nedenini şerife açıklıyorduk.
Es un noble proposito, oficial.
Yüksek bir amaç var memur bey.
El edificio entero es una enorme antena superconductora... diseñada y construida con el proposito de atraer y concentrar turbulencia espiritual.
Bütün bina süper iletken bir anten şeklinde dizayn edilmiş, ve sadece bedensiz varlıkları toplamak için inşa edilmiş.
- Usted sabe que ella se tropezo a proposito?
- Sana bilerek takıldı, farkında mısın?
A proposito, el jefe te encontro un trabajo, como "comilon señalado"?
- Oh, Doğru mu? Bu arada patron senin için bir iş buldu mu? "atanmış yiyici" gibi.
A proposito, recibí un llamado de Decker de la CIA...
Bu arada, ClA'den Decker bana telefon etti.
Sr. Jackson estos niños son puestos en hogares.. por un buen proposito.
Bay Jackson, çocuklar iyi bir amaç için bir eve yerleştirildiler.
Tu sabes que Evelle y yo nunca vamos a ninguna parte sin un proposito.
Bildiğin gibi, Evelle ve ben bir neden olmadan bir yere gitmeyiz.
A proposito, escuché que tuvo una extraña experiencia.
Bu arada, ilginç bir olay yaşadığını duydum.
¡ no era el proposito!
Bu tüm amacı yok saydı.
Oh, a proposito, en la fiesta, los quiero alos dos en su cuarto a la 07 : 00, y que no salgan durante la fiesta.
ha, bu arada, parti gecesi, saat 7 : 00 ye kadar odanıza girmiş olmanızı ve parti boyunca çıkmamanızı istiyorum.
Pienso que este barco fue hundido a proposito.
Sanırım o geminin batırılması amaçlanmıştı.
Jackie, tu sabes... tu marido te ves maravillosa a proposito, como haz estado?
Jackie Earle, kocan. İyi görünüyor. Nasılsın?
A proposito A que hora es nuestra reunión con el Sr. Nakamura 8 en punto Sr.
- Bay Nakamura'yla toplantı kaçta?
a proposito... donde esta la biblioteca?
Kütüphane nerede?
Lo siento, no puedo hacerlo a proposito.
Üzgünüm bile bile bunu yapamam.
¿ No se te ha ocurrido pensar que quizás cogí el chico equivocado a proposito?
Hiç düşündün mü Fay, belki de yanlış çocuğu bilerek kaçırmışımdır?
Transporte de alcohol con el proposito de distribucion.
Dağıtılmak üzere izinsiz alkol sevkiyatı.
A proposito, todos los niños terminaron mal.
Söz açılmışken, bütün çocukları kötü bitirdi.
Cual es el proposito de arrestarlos?
Bunun ne anlamı var?
A proposito, ¿ Por qué no ceno alguna vez?
Bu arada, Ben neden hiç akşam yemeği yemiyorum?
a proposito, alguien ha visto a mi futuro marido retrasado?
Bu arada müstakbel müteveffa kocamı gören oldu mu?
a proposito, les dije que Las hamburguesas que bajan por el vertedero... ¿... tendrá la forma de un calzador?
Bu arada hamburgerlerin kerata şeklinde olacağını söylemiş miydim?
A proposito, me debes $ 2.50 por la cerveza.
Bu arada, Bira için bana 2.50 borçlusun.
Hizo eso a proposito.
Bunu bilerek yaptı.
- Si no lo supiera mejor, Diria que perdiste a proposito.
- Hani bilmesem ona bilerek yenildiğini söyleyeceğim.
Yo maneje mi carro fuera de la carretera al proposito.
Arabayı ben yoldan çıkardım.
No seas tonto, matar a Goku es nuestro unico proposito.
Çocuk, bizim tek amacımız Son Goku'yu öldürmek.
Oye, enviamos a Inga todo nuestro dinero, En contra de mis deseos, a proposito.
Inga'ya bütün paramızı gönderdik. Ki ben bunu istemiyordum.
A proposito Sanshiro ¿ sabes a que te agarras?
Neyi tuttuğunu biliyor musun?
A proposito, damas y caballeros, tenemos con nosotros un nuevo miembro del grupo.
Duygusal problemleri olan genç bir adam.
A proposito amigo..
Duyduklarım doğru mu?
No sosotros no estamos hechos por el Dr.Gero... estamos hechos por su computadora, y nuestro proposito es matarte!
Kaç tane yapay insan yarattı?