Translate.vc / Spanish → Turkish / Próspero
Próspero translate Turkish
417 parallel translation
Ojos Castaños, su familia del lado hugonote, y su enamorado, Próspero Latour.
Kahverengi Gözler ile Huguenot topluluğundan akrabası ve aşığı Muvaffak Latour.
Próspero aturdido por las siniestras actividades.
Pek de iyi niyetli görünmeyen hareketlilik Muvaffak'ı afallatır.
Los aposentos de Próspero al otro lado de la ciudad.
Muvaffak bütün kasabaya duyurur.
Próspero con las chapas de seguridad va a rescatar a sus seres queridos.
Muvaffak, güvenlik işareti takarak sevdiklerini kurtarmaya gider.
Incluso con la contraseña, el camino de Próspero está lleno de peligros.
Parolası olsa da, Muvaffak'ın yolu tehlikelerle doludur.
Con los mejores deseos para un año próspero.
Kârlı bir yıl dileklerimle.
Próspero Año para todos nosotros.
İşte yeni bir yıl başlıyor.
Un evento que duplica el placer de desearles a ustedes y a ellos... un feliz y próspero Año Nuevo.
Bu olay, size ve onlara mutlu ve müreffeh bir yeni yıl dilemekten... aldığım zevki iki katına çıkarıyor.
- Sí. Hubo una época en la que nuestro pueblo era próspero y feliz.
O zamanlar köyümüz mutluluk ve refah içindeydi.
Soy señor de Glamis, ¿ pero por qué de Cawdor? El señor de Cawdor vive, es un próspero caballero.
Glamis Bey'i olduğum doğru, ama nasıl olurum Cawdor Beyi varlıklı Cawdor Beyi sağken?
Debo ser un perfecto imbécil para mezclarme en este asunto de ustedes a pesar de tener un negocio próspero que me deja dinero a chorros.
Aptalın teki olmalıyım. Burada iyi bir işim var... Para oluk gibi akıyor...
Feliz Navidad y Próspero Año Nuevo para el pobre viejo.
Pekala, yaşlı, fakir adama mutlu Noeller ve mutlu yeni yıllar.
¡ El Mago Próspero!
Sihirbaz Başarılı!
Descubrimos este territorio y lo convertimos en algo próspero a base de sangre y estómagos vacíos.
Bu toprakları biz yaptık, bulduk ve kurduk, kanımız ve aç karnımızla.
- Para sentar un poblado próspero.
- Sıradan bir yerleşim olabilir.
Parece que ha elegido al que parece más próspero.
En hali vakti yerinde görüneni seçti.
Tienes buen aspecto, muy próspero.
Görünüse göre iyi kazaniyorsun.
Somos un pueblo pequeño y próspero, aún así, no terminamos con las chabolas.
Belki bugün uyanırsınız, çünkü yargılanan Selena Cross'un trajedisinin ötesinde.
- Y próspero Año Nuevo.
Yeni yılınız kutlu olsun, Bay Gantry.
Tiene un negocio próspero allí, un establecimiento próspero.
Büyüyen bir işletmesi var, anlıyor musun, gelişen bir işletme!
Dadnos vientos favorables y un viaje próspero a cambio de su joven vida.
Onun canına karşılık, bizlere açık rüzgarlar ve iyi bir yolculuk ver.
Un imperio próspero y seguro, que no descansa sobre nada más, que el amor único de un amigo.
Zenginlik ve güvenlik içinde bir imparatorluk. Ne ile kurulmuştu? Hiçbir şeyle.
¡ Dueño de este próspero, maldito... y disparatado saloon del Whisky!
Para basan, Allah'ın belâsı Tetik Viski Barı'nın sahibi!
¡ Hagan campo para el Príncipe Próspero!
Prens Prospero'ya yol açın!
Quizás pienses que impresionaste al Príncipe Próspero pero no cuentes con mi ayuda.
Prens Prospero'yu etkilediğini sanıyor olabilirsin ama benden fazla yardım bekleme.
Pero si los matan yo moriré, al igual que el Príncipe Próspero.
Ama ölecek olurlarsa ben de öleceğim. Ve Prens Prospero da.
Pueden considerarse afortunados de estar aquí en este castillo bajo la protección del Príncipe Próspero.
Yani, bu şatoda, Prens Prospero'nun koruması altında olduğunuz için kendinizi şanslı sayabilirsiniz.
¿ Quién desea entrar en el castillo del Príncipe Próspero?
Prens Prospero'nun şatosuna girmek isteyen kimdir?
Los invitados de Próspero.
Prospero'nun davetli misafirleri.
Príncipe Próspero, te lo ruego, albérganos.
Prens Prospero, size yalvarıyorum, bize barınak sağlayın.
¿ Como un perro mascota de Próspero?
Prospero'nun köpeklerinden biri gibi?
Mátame y Próspero se asegurará de que mueras por estropear su entretenimiento.
Beni öldürürsen, eğlencesini mahvettiğin için Prospero da seni öldürecektir.
Mi Señor Próspero me provee con compañía de vez en cuando.
Efendim Prospero zaman zaman bana refakatçiler sağlıyor.
¿ Querrías abandonar el servicio a Próspero?
Prospero'ya hizmeti bırakmak mı istiyorsun?
¿ Le hablaste a Próspero de esta novedad?
Prospero'ya bu yenilikten bahsettin mi?
Otro juguete con el que el Príncipe Próspero ya no se molesta.
Prens Prospero'nun artık ilgi duymadığı oyuncaklardan bir tanesi.
Pronto toda la inocencia desaparecerá y yo seré inmortal y tendré a Próspero.
Yakında masumiyet yok olacak o zaman ölümsüzlüğe kavuşacağım ve Prospero benim olacak.
Príncipe Próspero, déjame ir con él.
Prens Prospero, izin verin ben de onunla gideyim.
Próspero.
Prospero.
¿ Qué arma puedo usar contra Próspero?
Prospero'ya karşı hangi silahı kullanabilirim?
Temo a Próspero en su castillo.
Şatosundaki Prospero'dan korkuyorum.
¿ Próspero?
Prospero?
Rogamos la piedad del Señor Príncipe Próspero.
Prens Prospero'dan merhamet dilemeye geldik.
Tú no has visto los calabozos de Próspero.
Siz de Prospero'nun zindanlarını görmemişsiniz.
Teme a Próspero más que a la Muerte Roja.
Prospero'dan, Kızıl Ölüm'den daha çok korkuyor.
¿ De verdad, Próspero, no me reconoces?
Gerçekten Prospero, beni tanımadın mı?
Sí, Próspero.
- Evet Prospero.
Próspero y Ojos Castaños comprometidos.
Muvaffak ve Kahverengi Göz nişanlanır.
"El Conde Próspero B. no podía ser considerado un caballero napolitano corriente."
"... Kont Prospero B. Normal bir Napoli centilmeni sayıImazdı. "
Feliz Navidad, Sra. Scott, y próspero año nuevo.
Mutlu Noeller, Bayan Scott ve iyi yıllar.
Príncipe Próspero.
Prens Prospero.