Translate.vc / Spanish → Turkish / Pé
Pé translate Turkish
536 parallel translation
- Dis-dis... cul-cul... pe, he... he... te-tenido...
L... L...
- No, por adelantado o a la calle.
Para peºin, yoksa diºari.
Salió él y Io seguimos.
Kendi çikti, peºinden geldik.
¿ Pe... peligro?
Tehlikede mi?
Como iba diciendo, en un mundo de psicologia predominantemente machista era solo natural arrivar al termino, pe..
Dediğim gibi, erkek egemen psikoloji dünyasında bu kavrama ulaşmak doğal sayılmalıydı, pee...
pe.....
Pee...
"pe-pe envidia". "
"Peepee kıskançlığı".
Esta Ud diciendo que no hay absoluta validez para pe-pe envidia?
Tam anlamıyla "peepee kıskançlığının geçerliliği yoktur" mu diyorsunuz?
Supón que hubieras sabido antes de la boda que tenía intención de ir a por Merritt. ¿ Te habrías casado conmigo?
Merritt'in peºinden gidecegimi evlenmeden önce de bilseydin... yine de benimle evlenir miydin?
Si quisieras, tendrías a Laurie con un solo gesto, y ahora a Nan.
Istedigin an Laurie'ye sahip olabilirdin. ªimdi de Nan'in peºindesin.
Mire, Sr. Isham, cuando se persigue a alguien que dispara como Owen Merritt, vaya usted perdiendo la cabeza, que puede que la pierda de verdad.
Owen Merritt gibi iyi niºanci bir adamin peºindeyseniz... saglikli düºünmezseniz, sagliginizi hepten kaybedebilirsiniz.
- ¿ Cómo está usted, Pad...
- Nasılsınız, pe... Doktor...
- Pe.. pero yo quiero estar cerca de Vd.
- Fakat... ben seninle kalmak istiyorum.
- Pe... pero si cada vez me da más.
- Çok fazla para vermeye başladınız.
- ¿ Dónde siguió nuestro sendero?
- Nereden beri peºimizdesin?
En cuanto Nube Roja entierre su muerto, él estará de nuevo en su sendero.
KiziI Bulut, ölülerini gömer gömmez sizin peºinize düºecektir.
Prosiga. Vaya tras él si quiere.
Haydi, onun peºinden gitmek istiyorsan git.
No puedo pronunciar la "p" ni la "m".
Pe ve be'yi telaffuz edemiyorum.
¡ Vamos, Pe'! Vamos.
hadi be, hadi..
Se ha leído el manual de pe a pa, ¿ eh?
Bütün kuralları okudun, değil mi?
- Entonces, querido Antoine, si es así no se hable más. - No pe...
Dinleyin sevgili Antoine, bu durumda hiç konuşmasak daha iyi olacak.
Pe-a-o-ahn-oh-ja-ay.
Pee-a-en-oh-ha-a-ai.
Es una pena pe-pero tenemos que hacer esto.
Çok üzgünüm ama bunu yapmak zorundayız.
Bien, parece que esta pe... pequeña diversión se acabará pronto, Comandante.
Görünüşe bakılırsa bu küçük oyalanma yakında bitecek, komutan.
Pensé que impartirle esa noticia sería mi pe-penoso deber.
Haberleri iletmek benim için acı verici bir görev diye düşünüyorum.
- ¿ Fel ¡ pe! ?
Philip?
- Pe-pe-pero...
- Ama efendim bunlar polis...
Aún cuando has hecho condenar en tu lugar a un inocente tu tu in-sos-pe-cha-bi-li-dad ¡ no se ha probado!
Suçsuz birini kendi yerinize suçlu gösterdiğinizde sizin... Şüphe edilmez biri olmanız bir işe yaramıyor.
- Por aquí, pe...
- Şey, bu tarafta, ama biz- -
Pe-pero es-están desnudos.
Ama onlar, onlar çıplaklar.
Pe-pe-pe... Tío, hay un galopar en mi cabeza y tu lo estás haciendo peor!
Amca, zaten kafamın içinde atlar dörtnala, bu kekelemenle daha da berbat ediyorsun!
Ambos parecen ser la "pe".
İkisi de "p" harfini temsil ediyor.
Un cuadrado es una "pe".
Kare, "p" harfidir.
Yo estuve en prisión, me la conozco de pe a pa.
Hapishanede yattım ben. İçini dışını bilirim.
Pe-pero casi no hay agua en la máquina... así no arranca ni a balazos... ni que le pongas mierda de canario.
Onu havuza saklamakla... Çalışmıyorda. Ve ıslak!
Y sus hermanos te perseguían.
Agabeyleri peºinden gelmiºti.
Estaba en Converse, dando caza a un prisionero.
Converse'te bir tutuklunun peºindeydim.
- Podrías haberlos perseguido.
- Peºlerinden gidebilirdin.
Dijeron que si alguien les seguía, sólo encontraría cuerpos.
Peºlerinden giden olursa esirleri öldüreceklerini söylemiºler.
Tengo la sensación de que vas a ir tras ellos.
Galiba peºlerinden gideceksin.
- ¿ Qué vas a hacer?
- Neyin peºindesin?
Los hombres que van con él le seguirían al infierno si se lo pidiera.
Cehenneme bile gitse adamlari peºinden gelir.
Ese tipo lleva 30 años detrás de mí y no va a parar
Adam 30 yildir peºimde ama bir türlü pes etmedi.
¿ Por qué te busca el sheriff de Big Springs... por algo que hiciste en Waco?
Big Springs ºerifi, Waco'da iºledigin bir suç için... neden peºine düºsün?
Aún no nos has dicho por qué no se ha dado la vuelta la cuadrilla.
O adamlarin neden peºimizde oldugunu hâlâ söylemedin.
Creo que me buscan unos cuantos.
Birkaç tanesi peºimdedir.
Maldición, la cuadrilla llegará en cualquier momento.
Kahretsin, peºimizdeki adamlarin buraya varmasi yakindir.
Vamos, Gillette, cuéntales por qué tras tantos años sin mover el trasero... de repente empiezas a perseguirme hasta convertirme en carne cruda.
Hadi, söylesene Gillette. Bunca yildir kiçinin üstünde oturdun da... neden birden bire kiçimin killari agarmiºken peºimden geldigini anlat.
Ha ido detrás de mi mujer.
Karimin peºindeydi.
Tu mujer llevaba muchos años detrás de mí... y me cansé de correr.
AsiI senin karin yillardir peºimde... ve ben kaçmaktan yoruldum.
De pe a pa.
Her kelimesini.