Translate.vc / Spanish → Turkish / Pérez
Pérez translate Turkish
989 parallel translation
Acostumbro pasear- - todas las tardes- - por la Avenida de los Sicomoros. Concha Pérez
Her akşam Sycamore Bulvarı'nda yürümek adetimdir...
Hablando de consejos... ¿ por casualidad conoces a una diosa llamada Concha Pérez?
Hazır tavsiyeden söz açmışken Concha Perez adlı bir tanrıça hakkında bilgin var mı?
¿ Quieres decir que no sabes quién es Concha Pérez?
Concha'yı tanımadığını mı söylüyorsun yani?
- Tom Quitman, Concho Pérez.
Concho Perez.
Pérez.
Perez.
El piloto Pérez.
Pilot Perez.
Podrías hacer eso, pero sugiero que le lleves a Sancho Pérez.
Eh, öyle de yapabilirsin, ama ben Sancho Perez'i götürmeni öneririm.
- ¿ Quién es Sancho Pérez?
- Sancho Perez kim?
Pérez, el archivo.
- Perez dosyası.
"Pepe Pérez".
"John Henry."
Es usted Encarnación Pérez?
Siz Incarnacion Perez misiniz?
Pero si la veo, ¿ puedo dejarla en la almohada para el ratón Pérez?
Ama bulursam diş perisi için yastığımın altına koyabilir miyim?
Humanos, Cabo Pérez.
İnsanlar.
Era Juan Pérez, número 16.
- Onu John Doe olarak listelemişiz.
Por supuesto.
Bayan Maggie, Senyor Perez. Senyor Mike Windgren.
La Señora Maggie, Señor Perez. ¿ - Cómo está Usted?
Margarita!
La voluntad de la I.
- La Perla. - Senyor Perez? Mike Windgren'in menajeriyim.
La clase de lt de como intersectarse El Señora Luce.
Teşekkürler Senyor Perez.
Muchas gracias, Señor Perez.
- Ne zaman gidiyorsun? - Turist belgem altı aylık.
¿ Perez y Vaca?
Perez ve Vaca mı?
Lo siento, general, pero me preocupan mucho Ios desaparecidos, Perez y Vaca.
Özür dilerim General fakat kaybolan iki adamdan dolayı rahatsızım. Perez ve Vaca.
Ni Perez ni Vaca han salido de Ia zona.
Perez ve Vaca çıkış yapmadılar.
Es una regla no permitir a los residentes asistir a los funerales, por su bien por supuesto, hice una excepción con el amigo de su madre, Thomas Perez.
Kural olarak kendi iyilikleri için sakinlerimizin cenazeye katılmalarına izin vermiyoruz. Annenizin bir arkadaşı olan Thomas Perez için bir istisna yaptım.
El Sr. Perez y su madre se habían vuelto inseparables.
Bay Perez ve anneniz neredeyse ayrılmaz bir ikili olmuştu.
Thomas Perez desmayándose como un títere quebrado.
Thomas Perez'in kırık bir kukla gibi çökmesi.
Sr. Perez, por favor podrá decirnos como el acusado se comportó el día del funeral.
Bay Perez, mahkemeyi sanığın cenaze günündeki davranışları hususunda bilgilendirir misiniz?
José Manuel Francisco Mendoza Della Plata Montezuma Perez Rodriguez... conocida en todo el mundo como "Él Tampico"... ¡ Rindo homenaje a los difuntos, Alcalde Randall de Goldspring!
Francisco Jose Manuel Mendoza Montezuma Della Plata Perez Rodriguez herkes tarafından El Tampico diye bilinir Belediye Başkanı Goldspring'e hürmet etmekte geç kaldım!
Don José Manuel Francisco Mendoza Della Plata Montezuma Perez Rodriguez! ?
Don Jose Manuel Francisco Mendoza Montezuma Della Plata Perez Rodriguez!
- ¿ Qué quiere, Perez?
- Ne istiyorsun, Perez?
Reardon envió a la enfermera Perez a ponerle una inyección a las 12 : 00.
Bayan Reardon, hemşire Perez'i gece 12 : 00 iğnesini yapması için odaya yollamış.
La enfermera Perez fue y sedó al Dr. Schaefer... creyendo que era el paciente Guernsey.
Yani kısacası hemşire Perez gidip Dr. Schaefer'a iğneyi yapmış. Tabii Guernsey'ye yaptığını sanarak.
Luego que Perez lo inyectó, vio que la guía estaba cerrada.
Perez iğneyi yaptıktan sonra serumun bağlı olmadığını görmüş.
Puede irse, Perez.
Gidebilirsiniz Perez.
Le vi jugando en el casino con Albert Perez,
Şimdi hatırladım. Onu son gördüğümde, gazinoda bakara oynuyordu, Albert Perez'le.
- ¿ Dónde está Perez?
- Perez nerede?
Albert Perez, auxiliar de farmacia, vive ahí, en la buhardilla.
Albert Perez, eczacı kalfası. Yukarıda, çatı katında oturuyor.
El amigo Perez sólo interesa a las moscas.
Dostumuz Perez artık sadece sinekleri ilgilendiriyor!
Eso no explica qué pinta Perez.
Ama bu, Perez'in işin içinde ne aradığını hâlâ açıklamıyor ki!
El americano perdía voluntariamente contra ellos.
O Amerikalı, Perez ve ufak tefek kele karşı isteyerek kaybediyordu.
- Me contará lo de Albert y tal.
- Perez ve geri kalanlardan söz edin!
Perez es un confidente.
Perez bir muhbirdi.
Perez era mi confidente.
Perez benim muhbirimdi.
Era un tipo curioso, Perez.
Bu Perez garip bir yaratıktı!
Hace 5 o 6 meses unos amigos del Perez...
- Beş altı ay önce, Perez arkadaşları...
De Perez.
- Perez'in!
De Perez le propusieron ganar partidas blanqueando dinero en casinos.
Perez'in arkadaşları gelip ona gazinolarda ve kumarhanelerde oyun oynayarak para toplamayı teklif etmişler.
Perez era un pobre hombre y no lo creí importante.
Perez sefil biri olduğu için bunun önemli bir şey olmasını beklemiyordum.
En ese tiempo descubrí que dejaba dinero en un bar.
O arada Perez'in parayı bir bistroda teslim ettiğini öğrenmiştim.
La continuación es que en este lío siguió a Perez.
Devamı da şu : tüm bu keşmekeşin ortasında siz Perez'i izlemeye başladınız.
Dijo que una chica robaba. - Una tal...
Perez bana eczanede kasadan para araklayan bir kız olduğunu söylemişti, adı da...
Perez le vio, seguramente por una torpeza de Jude.
Perez sizi fark etmişti. Jude'ün beceriksizliğinden olsa gerek.